Okka farkı!

Haberin Devamı ›
Galatasaray’la rakibi arasında bin okka futbol kalitesi farkı var. Müsabaka başladı ve hemen belli oldu zaten. Okka farkı hemen skora etki eder, erkenden fark yakalanır mı peki? Orası belli olmaz. Bilmeyenle yapılan her iş tatsızdır çünkü. ‘Kimbilir ne lezzetler yaşayacağım?’ diye başlar, keçiboynuzu standartlarında da kalabilirsiniz.
Fizik kalitesi iyi, bilardo sopası modeli adamlardan kurulu bir ekip Talinn. ‘Tahin’ de demeniz mümkün. Müsabakanın tat, lezzet tarafını halledecek ‘pekmez’ işlevini de, ‘Galatasaraylı sporcular üstlenecek’ desem... Üstelik de ‘pekmez tenli Keita attığı iki golle, damak tadını mükemmel halde taraftarına sundu’ diye eklesem yanlış mı?
İttir-kaktır sistemine, fizik gücünü de yaslayan rakibimiz, işi idare etmeye çalıştı. Bizimkiler yemedi tabii! Onlar yedi... Keita kötü kaderi, karabasanı oldu misafirlerin. Çek daha ne kadar çektirecek? Bilemem. Ama Galatasaray taraftarının da, geçmiş sezon hürmetine ‘Baros-Baros’ diye diye, atacağı gol için ‘gel-gel’ yaptığını söyleyebilirim. Rijkaard’ın ‘gel-gel’ demesi halinde de, işinin zor olacağını bildirmeliyim. Nonda fonda!
Sarp’ın evveliyatını bilmeyenler, kuşkuluydu. O da tanıtıyor kendisini şimdi. Ya Gökhan Zan? ‘Sen hâlâ Beşiktaş’taki gibi san’ yanıl! O şimdi Sarı-Kırmızı renklerle bambaşka. Tıpkı Emre Aşık, elbette Servet gibi.
Nihayet Baros’u bir indiren oldu ve penaltı doğdu... Veeeee Çek yine bir gol resmi çektirdi. Bereketli olsun. Evet Galatasaray muhteşem yapılanmasını, tatsız ve de tuzsuz rakiplerle de olsa, ustalıkla sürdürmekte.
Tribünler ‘re re re - ra ra ra- Galatasaray- Galatasaray Cim Bom Bom’ dediğinde sezonun tamamıyla ilgili coşkuya hazırlanın. Laga- lugayı herkes yer, tribünler yemez. Bu sezon sevdalarını kerhen değil, içten ve yürekten desteklediklerini görmemek mümkün mü? Galatasaray 500 yıllık tarihine yakışan şekilde, uzuuun bir Avrupa yoluna çıktı diye düşünüyor ve sanırım yanılmıyorum. Skoru boş verin, kaliteye bakın.
Elano sen de hoş geldin...