Sayın Erdoğan...

Haberin Devamı ›
Futbol ne güzel bir olgu. Kafa yapısı asla uyuşamayacak insanları dahi, aynı platformda buluşturabiliyor. Yaşam sizi Türkiye’nin en tepe noktalarından birine getirdi. Sevindim mi? Evet dersem yalan olur. Ama bu vatan uğruna en iyisini yapabileceğinizi bekledim mi? Evet. Umduğumu buldum mu? Hayır.Şu sütunlarda geçtiğimiz yıl, AB’nin bırakın bizi içine almayı, kendi içinde bile birliği sağlayamayıp dağılacağını açıkça yazdım. Hem de defalarca... Beklentim 15 yıllık bir süreçti. Görülüyor ki, o kadar dahi sürmeyecek. Baktım, geçenlerde aynı realiteyi sizde kabullenmişsiniz. Oysa benden çok daha önce görmeniz gerekirdi.Sanırım geçtiğimiz ekim ayıydı. Almanya’nın Köln şehrindeyiz. Oradaki toplantıda karşılaştık. Baktım ki gözleriniz boşa bakıyor. ‘Eyvah!’ dedim kendi kendime. Tepe noktalarda olup, bakışlarının çevreden kopup bir başka aleme gittiğini sezdiğim herkes, sonunda mutlaka hata yaptı, pişmanlık yaşadı. 53 yıllık ömrümde öğrendiğim en önemli değerlerden biridir bu sezi ve zamanla yaşanan kanıtları. Bu vaziyetin oluşumunda en büyük etki, yanlış yönlendiren danışmanlar ve karartılan yakın çevre olmalı.Sayın Erdoğan sanırım 3 ay önce TFF’nin durumunu size yine FANATİK’te açıkça anlattım. ‘Başaramayacaklar, çünkü bu işi hiç bilmiyorlar’ dedim. Almanya’da yaşayan milyonlarca vatandaşımızın beklentilerini ve yaşayacakları hüsranı daha o zamandan yansıttım. Siz bu yazılanlardan belki haberdar olmadınız, belki de dikkate almadınız. Şu an icranın başısınız. Olan biteni kendi ölçülerinize göre değerlendirmek de en doğal hakkınız. Eğer ben de ülkeme ve insanlarımıza karşı sorumluluk taşıyor, bu gazete laf ola beri gele diye yazmıyorsam, inandıklarımı yine yansıtacak ve okurumla paylaşacağım. Bu bir vicdan borcudur, vatan borcudur.Türkiye Almanya’ya gidemezse sadece manevi değil, çok büyük maddi kayıplar da yaşanacak. Bu fatura kime çıkacak? Muhtelif kurumların yönetim kurullarına veya başına; eş, dost, partili elbette getirilecek. Atatürk devrinden beri, ülkemin yaşadığı en büyük dramlardan biridir bu olgu. Fakat bazı yerler vardır ki, faturası şirketlerde yaşanan düş kırıklıklarına benzemez. Futbolda bu birimlerden biri. Dünya Kupası yolu kapalı, ligin kafa karıştıran sonu ve Sakaryaspor’un başına gelenler! Rezaletin gün ışığına, resmen en yetkili ağızlar ve kulüp başkanları marifetiyle çıkışı. Bunların sorumlusu kim? Siz bu ülkenin başbakanı olarak ne gibi bir yaptırım uygulamayı düşünürsünüz. Adalet ve hukuk kavramı çalışacak mı?Başbakanlık döneminizin Karadenizliler’in en fazla mağdur olduğu bir kesit olmasını açıkçası hazmedemiyorum.Ayrıca çok büyük bir şansı da doğru değerlendiremediğinizi düşünüyorum. Cumhurbaşkanımız Ahmet Necdet Sezer, Türkiye ve siyaset için bir büyük nimettir. Yanlışa giden yolları da hukuk kavramının gereği neyse o şekilde işaret etmektedir. Gerilim politikaları içinde değil, huzur ve doğruların egemen olduğu bir ortamda yaşamak istiyoruz. Bu arzuda sanırım en doğal hakkımız.Saygılarımla.