Şoklanmış bamyalar!!
‘E ne yapacağım peki?’ ‘İster at, istersen de bir şok yaşat, canlanmasını bekle!’ dedi. Salladım, tokat attım olmadı. Birden elektrik yüklemesi, aniden kesmesi para etmedi. Yenisi yani. Neyse laptop almak şimdi kolay da, ya futbol? Yüzlerce trilyon gitse, yenileri de gelse ayak topunun ‘Bord arızası’ giderilemiyor. Gelen de bozuk, giden de! Üstelik ne çeşit şok yaşatırsan yaşat hava! ‘Şok’ dedim de... Şoklanmış bamyadan farksız futbolcu topluluğu sergisi, manav tezgahı değil, Arena’da. Yerseniz! Yiyoruz zaten. Mal habire değişse de, kabzımal aynı ya!
Haberin Devamı ›
Gezer ilk yarı çilesini bitirmek üzereyken söylendim ‘Kayıp zaman için 45 dakika daha oynatmalı!’ Yani olur da bu kadar mı olur? Sahadaki koşuşmaya bakıp, merak etmez mi insan ‘Trabzonspor oralardaysa, Galatasaray neden buralarda?’ Ligimizin yükselen futbol değerleri ve kalitesi buysa, eyvah! Kimilerinin heyecanlanması, birilerinin yolunu bulması için bu kadar büyük masrafa yazık. Değmez vallahi. İnsan yaz günü sebze bolluğunda konserve yedirir de, bu kadar da berbat pişirir mi be birader? Ya böylesi berbat lezzeti, yemeye meraklılara ne demeli?
Haberin Devamı ›
Sezonun büyük hayal kırıklığıyla, şampiyonluk adayı 90 dakikasından futbol adına kayıtlara geçecek hiçbir renk yok. Zaten seyirci de yok. Galatasaray’da Kazım bir var, bir yok ve kırmızı geldi, hiç yok! Pino kaçırdı ve dönen topu Burak attı 0-1. Galibiyet elbette güzel de, futbol Trabzonlular’ı umutlandırmasın sakın. Bahane aramayıp, gerekeni yapsınlar. ‘Cart-curt’ zamanı geçti, ya düğün ya da cenaze zamanı geldi çünkü...
Galatasaray mı? Modacı Dilara Endican’a sormak lazım! En iyi o biliyor çünkü...