Taraftar nerede?

Haberin Devamı ›
Evet insafın kabul edemeyeceği çerçevede, aralıksız biber gazı sıkan bir kısım polis, gönlümdeki pırıl pırıl resmi gölgelemiştir. Trafik sorununda ‘Yola çıkmasınlar.’, gasp tehlikesinde ‘Kalabalığa girmesinler.’ türü dahiyane(!) önerilerin mucitleri, biber gazından kurtulmak isteyene de ‘Kadıköy’e gitmesin!’ diyecek herhalde.İki taraf da tam kadro sahada ama tam futbol yok. Yoklama yapıyor, tatlı tatlı geziniyorlar. Şekeri çıkmış diabetlinin uyku evresine geçmeden önceki trans hali gibi yani. Boş koşular, yerini bulmayan paslar, iş olsun diye vurulan toplar. Engin İpekoğlu resitali sonrası, bir de Ertuğrul Sağlam gösterisi bekliyordum aslında. Futbolcuları niyetine bile girmediler. Samuel Johnson hariç... Çalıştı o(!) İlk yarı attığı dirsekler ve bir kendi, bir de Galatasaray kalesine doğru giden iki kafa vuruşu var.Galatasaray mı? Onlar son zamanlarda sanki elektronik prangalı! Dün gece de aynıydı. Koskoca 45 dakikada Ümit Karan’ın vuruşu ve Okan, Ergün ve Song’un gençlere taş çıkartan gayretlerinden başka akılda kalan bir şey var mı diye düşünüyorum: yok. Anlaşıldı; Noel rehaveti belki. Öfff bir de Erciyes deplasmanı var. Çekilir mi be! Aslında araçsız trafik, insanların sokağa çıkmadığı şehirler, maçsız kupa yarışları icad edilse ne trafik sıkışacak, ne gasp olacak, ne de stadyumlarda şu ızdırap yaşanacak. Ne güzel olacak!Daha hareketli başladı ikinci yarı. Mondi’nin üst üste iki muhteşem kurtarışı ve Tomas’ın şahane volesi 1-0. Kayserispor bir şeyler yapmaya çalışıyor. Çalışıyor da, yaptıkları çeşnisiz mantı lezzetinden öteye gitmiyor. Necati ve Ayhan daha bir renk getirdi. İnegöllü’nün vuruşunun gol olmamasının bir adı İvankov, diğer adı şansızlık. Sonra Kabze girdi, az sonra da sıkıntılı gece bitti.