‘’Antep'in siftahı‘’
Erol hoca geçen sezondan kalan 3’lü savunma hafızasını kendi anlayışıyla birleştirip başlamak istedi sezona ama ilk 3 maç istediği gibi olmadı. Milli aradan sonra 4’lüyle başladığını gördük. Antalyaspor’un hızlı hücum silahlarına karşı savunmadaki sıkıntıyı gidermişler fakat ileri uçta organize olmaktan uzaklar hala. Ersun Yanal’ın takımı defansta hatasıza yakın bir ilk yarı geride bırakırken çıkışlarda ise daha etkiliydi. Onlarda da en uçta Wright ve Gökdeniz arasındaki uyumsuzluk gollük pozisyonların gelişmesinde engeldi. Daha doğrusu Wright’ın genç arkadaşına karşı cimri tutumu bariz belli. Nitekim Mukairu’nun süratle savunma arkasına sızdığı veya taşıdığı toplar devreye kadar sonuç getirmedi konuk takıma. İki ekibin kazanma arzusuyla, kaybetme korkusu arasında gidip gelen maçtaki eşitlik; Gaziantep’in gelişi güzel bir atak sonucu oluşan karambolde kazandığı penaltıyla bozuldu.
Veysel’in şanssızlığı
Veysel’in elle oynamasının ardından beyaz noktaya giden Muhammet Demir takımını öne geçirdi. Tabi bu gol Antalyaspor’un riskler almasını gerektirince maça da en azından beklediğimiz heyecan gelmiş oldu. Son 30 dakika Antalyaspor’un arayışlarıyla geçerken ev sahibi savunmada safları sıklaştırıp, rakibe daha katı bir şekilde karşıladı. Kırmızı-Beyazlılar, karşısındaki sert duvarı aşmak adına tüm olanakları zorlasa da Antep’ten izin çıkmadı. Uzatmada ise Hamza Mendyl sonucu belirledi: 2-0.
‘’Yiğido kaçtı, Göztepe yakaladı‘’
Sivasspor bariz Avrupa yorgunu... Fiziksel olarak çok eksik görünmeseler de elemelerdeki 6 maçın yıpranmışlığı net okunuyor takımın vücut dilinden. Bu süreci en az kayıpla atlatmak isteseler de rakiplerin diriliği izin vermiyor. İki kez öne geçmelerine karşın yakalanmaları da bu yüzden. Fabrika ayarlarına dönüş için milli arayı iyi değerlendirmeleri şart. Her ne kadar transferi kapatmış gibi görünseler de biraz trafiğe girince takımın nasıl döküldüğü ortada. Yani takviyeye de ihtiyaçları söz konusu. Göztepe’ye gelince... Ünal Karaman gösterişsiz ama ısıran bir takım ortaya çıkarmış. İstedikleri sonuçları alamamalarının nedeni son vuruşlardaki beceri eksikliği. Bunu gidermek için de hâlâ 1 haftaları var.
Kayode de atılınca...
Goutas’ın 11. dakikasındaki kafasına 51’de Halil Akbunar karşılık verdi. Aynı Goutas yine güzel bir kafa golüyle takımını öne geçirdi ama son sözü Beykan Şimşek söyledi. Beykan için kolay gibi görünen gol, Göztepe adına hazırlanış açısından tek kelimeyle mükemmeldi. Kayode’nin 69’da atılması Rıza hocanın eksik ve yorgun kadrosu için 1 puanı bile değerli hale getirmişti. İki takım adına da milli ara ilaç olacak, bu kesin.
‘’Muhteşem Altay‘’
Altay takımı transferde en geç kalan ekipler arasındaydı. Ancak geçen sezondan kalan o kadar iyi bir iskelet var ki nokta atışı takviyelerle son derece keyif veren bir takım haline gelmişler. İlk 11’in 6’sı 1. Lig’den. Transferde hızlı hücumcular tercih edilince her rakibi zorlayacak bir anlayış orta çıkıyor. Nitekim yenilenen Alanyaspor’a karşı da ilk yarıda özellikle orta sahada PokoThiam ikilisiyle üstün oynadılar. Efecan atıldıktan sonra balansı dağılan ev sahibini, öncesinde tam 3 kez tehdit eden Thiam’la yıkmayı başardılar.
Yok böyle frikik!
Rodrigues’in şimdiden sezonun jenerikleri arasına yazılacak olan frikik golü daha 32. dakikada maçın da kaderini tayin etti. 49’da Pinares fişi çekti. 66’daDiedhiou’nun golü 76’da kızarınca işe yaramadı. Son sözü Rayyan söyledi. Kayserispor’u 3-0’la şok uğratıp daha ilk haftadan hoca değişikliğine iten Altay, Mustafa Denizli ile çok can yakacak belli ki.Çağdaş Atan’ın büyük ölçüde değişen takımı oturtması ise zaman alacak gibi duruyor
‘’Yiğido'dan umut kesilmez!‘’
Petrocub ve Batumi’den sonra Kopenhag’ı ağırlayan Yiğidolar, Play-Off ilk maçında şanssızdı. Karambolden yediği golle geri düşen Sivas, yine de Leke James’le eşitledi, ancak 2. gol de yine şanssız bir şekilde geldi. Tur şansı Danimarka’ya kaldı.
Eldeki imkanlar ve başardıklarıyla kıyaslandığında Rıza Çalımbay tartışmasız son yılların en iyi hocası. Evet tabelada kupası yok. Ancak bu bence onun değil, yaptıklarını göremeyenlerin suçu. Petrocup ve Dinamo Batumi’yi eleyip ülke puanına geçen sezondan bu yana 1500 puanlık çok önemli bir katkı yaparken, “Türk takımları sezon başı hazır olamıyor” klişesini de taca çıkardı takımı adına. Elbette dün gece karşısında çok daha güçlü bir takım vardı. Kulüp olarak köklü, Avrupa tecrübesi olan, ligde 5 maçını geride bırakmış bir Kopenhag... Rıza hocanın başarısını büyüten şey de bu işte. Rakip kim olursa olsun değişmiyor sahadaki karakter. Tempo düşmüyor, oyuncular asla hücumdan vazgeçmiyor, daha da önemlisi hepimizi kahreden Avrupa takımlarıyla aramızda açılan fiziksel makas Yiğidolar’ı izlerken gurur kaynağına dönüşüyor.
Kayode’nin bahtı!
Takımın Avrupa’da devam etme iştahı daha 10. dakikada Kayode’nin direkte patlayan şutundan belli. Max Gradel’in ilk yarı boyunca Kopenhag bençini ürküten tehditleri de ibreyi aslında iyice bize çevirdi. Fakat Kopenhag savunması tehlikeyi gördükçe savunmayı sertleştirdi, safları sıklaştırdı. Şanssız bir karambol golüyle üzüldük. Leke James skoru eşitledi. Yine şanssız bir gol gecenin kaderini belirledi, fakat turun değil. Kolay olmayacak ama Sivas destan için elinden geleni yapacak, şüphemiz yok.
‘’Şampiyon Kocaelispor‘’
Amatöre kadar düşüp küllerinden doğan Kocaelispor ait olduğu yere döndü. Körfez, 'Süper final' olarak adlandırılan maçta Sakaryaspor'u; Musa Nizam, Benhur Keser, Murat Cem ve Bahattin'in golleriyle 4-0 devirip, Eyüpspor ve Manisa FK'nın ardından 1. Lig'e yükselen 3. takım oldu.
Sonda yazacağımızı başta belirtelim... Hafta boyunca 'İkisi de 1. Lig'e alınsın' diye yandı ortalık. Bu camialar öyle büyük ki yaşadıkları tüm zorluklara karşın ayakta kalabildiler. Amatörden döndü Kocaelispor, kimseye eyvallah etmedi. Uçuruma yuvarlanırken taraftarıyla ayağa kalktı defalarca Sakaryaspor. Elbette isteriz ikisi de bir an önce Süper Lig'e gelsin. Ancak ait oldukları yere bileğinin hakkıyla çıkmak yakışır iki büyük futbol şehrine.
Pandemi olmasaydı bari
Ah şu pandemi olmasaydı da alem final görseydi, Olimpiyat da taraftar... Yine de sahada futbolcuların arzusu taraftar eksikliğini bir nebze de olsa azalttı. Kocaeli finale gelene kadar 3 gol yedi sadece. Sakarya bir kez izin verdi topun filelerine gitmesine. Yani skor üstünlüğünü yakalarsa değerini bilen iki takımın maçıydı. Kocaeli o kadar çabuk yakaladı ki bunu neredeyse İstiklal Marşı'nda attı golü. Duran toptan gelen Musa Nizam kafası, tempoyu Kocaeli'nin ayarlamasını sağlarken Sakarya ise riskleri artırmak zorunda kaldı. Bu da kontratak ustası Mustafa Reşit Akçay'ın ekmeği için adeta ballı kaymak. Dakikalar ilerledikçe Sakarya aradı ama Kocaeli buldu. 38'de Benhur, 41'de Murat, 88'de Bahattin noktayı koydu.
Yine tecrübe kazandı
Aslında maç biraz da Altay-Altınordu finaline de benziyordu. Mustafa Denizli'nin stratejik tecrübesi kupayı getirirken Hüseyin Eroğlu üzüldü. Aynı şekilde deneyimi bu ligin üstünde olan Mustafa Reşit Akçay'ın, Serdar Bozkurt'a kurduğu üstünlük gibi. Tatangalar için final kabusu devam ederken, sevinen Kocaeli'ydi. Tebrikler Körfez'in çocukları, darısı Sakarya'ya.
‘’Altay Süper Lig'in kapısında‘’
Efsane teknik adam Mustafa Denizli yönetiminde ilk maçta 3-2 yendiği rakibini deplasmanda da Deniz'in 85'teki tek golüyle devirmeyi başaran Altay, final biletini cebe indirdi. İstanbulspor'un hayalleri ise gelecek sezonlara kaldı.
1. Lig sezon içinde olduğu gibi Play-Off'ta da tamamen kendine has karakteristiğe sahip. Çift maç eleme usülü eşleşmelerde genelde sonucu rövanşlar belirler. Ancak burada her zaman ilk maçlarda işin rengi ortaya çıkar. Bu yüzden İzmir'de oynanan maç gol düellosu kadar, pozisyonlarıyla da tek kelimeyle nefes kesmişti. Büyük avantajı eline geçiren Mustafa Denizli, İstanbulspor'u Play-Off'a taşıyan pas trafiğini özellikle ilk 45'te çok iyi engelledi.
Deniz Kadah girdi, iş bitti
Blokların arasını sıkı tutarak yakın bir anlayışla yaşlı takımı çok yormadan rakibi doğru karşıladı deneyimli hoca. Bir iki pozisyonumsu atak dışında rahatsızlık yaşamadan maçın büyük bölümü de geride kaldı. İstanbulspor'un en büyük dezavantajı Rroca'nın olmaması. Altay skor avantajının değerini her dakika bilerek oynarken Boğalar ise ciddi bir ofansif kalite eksikliği yaşadı. Onur Ergün'ün de bir türlü üretkenlik kısırlığını giderecek sorumlulukları alamaması ibreyi iyice Altay'a çevirmişti Bu tür maçları tecrübe oynar. Kadrosunda tecrübeli oyuncu sayısı rakibine oranla çok daha fazla olan İzmir temsilcisi de enerjik İstanbulspor'u tecrübeyle kontrol etti. 85'te de Deniz Kadah risk alan rakibin fişini çekti. Altay'a final hayırlı olsun.
‘’Sivasspor destan yazdı‘’
Süper Lig’de sezonun son maçında Kasımpaşa ile karşılaşan Sivasspor, Kayode ve Gradel’in attığı gollerle sahadan 2-1 galip ayrıldı. Üst üste 19’uncu maçında da yenilgi yüzü görmeyen Kırmızı-Beyazlılar sezonu 65 puan ile 5’inci sırada tamamladı.
Dile kolay tam 19 maç... Tarihi bir yenilmezlik serisini Kasımpaşa’yı da yenerek 5’lik koltuğuyla taçlandırmak tam anlamıyla büyük bir teknik direktör başarısı. Herkes şampiyon hocayı konuşur ama Çalımbay’ın tüm şartlar masaya yatırıldığında böyle bir sezonu bu şekilde bitirmesi Yiğidolar için paha biçilemez. Bence sezonun da hocasıdır. Her sene istikrarla küme düşüren hocalar varken Rıza hocanın aldığı her takımı ulaşabileceği en üst seviyeye taşıması, bunu bir istirar haline getirmesi büyük bir takım çalıştırma zamanının çoktan geldiğinin göstergesi. İddiasız Kasımpaşa karşısında takipçilerinin iştahını kıran bir oyunla kazanması da müthiş sezonun çileği oldu.
49 maçla bitirdi
Kayode’nin perdeyi açtığı maçta sezona damga vuran Gradel’le hedefe ulaşan Kırmızı-Beyazlılar, 65 puanla ligi bitirdi. Rakiplerine oranla dar bir kadro, herkesin yaşadığı pandemi şartları, Avrupa serüveni, Türkiye Kupası derken tam 49 maç oynadı Yiğidolar bu sezon. Yani bu sıkışan fikstürün en yıpranan takımının ligi burada bitirmesi tarihi bir başarı. Tebrikler Sivasspor, tebrikler Rıza Çalımbay ve ekibi.
‘’Kasımpaşa attı Ankaragücü yandı‘’
Ateş hattının en kritik maçında kazanan Kasımpaşa oldu. Lacivert-Beyazlılar, Hadergjonaj’ın golüyle daha 9. dakikada perdeyi açtı, 14’te Anıl farkı ikiye çıkardı. Başkent ekibi, Badji ile umutlandı ama son sözü Feyzi söyledi. İstanbul ekibi kurtuluşunu ilan ederken Hikmet Karaman yine bir takımı daha düşürdü.
Şenol Can kariyerinin başında bir teknik adam... Karagümrük’ün ligdeki bugünkü konumunda büyük pay sahibi. Ancak Kasımpaşa’yı üst üste kazandığı 3 kader maçıyla ligde tutması gerçekten alkışlık. Ankaragücü’nün mutlak galibiyete ihtiyacı olduğu maçta bile beklemek yerine ilk düdük çaldığı andan itibaren maçı koparmak isteyen bir takım izledik. Karşılığını bu kadar çabuk almalarını beklemiyorduk ama 9’da Hadergjonaj’ın penaltısı perdeyi açtı. 14’te Thelin’in asistinde Anıl’ın attığı gol Ankaragücü’nün direncini iyice kırdı. Skor üstünlüğünü alıp tempoyu kontrol eden ev sahibi için her geçen dakika lehine işlerken Hikmet Karaman adına ise Süper Lig’deki son anlarının tükendiğini gösteren kum saati hızla işliyordu.
Agresif ama çaresiz
Doğal olarak ikinci yarıda daha agresif bir Ankaragücü çıktı sahaya. Karaman da kısıtlı kadrosuyla yapabileceği tüm hamlelerini uyguladı. Daha sert geçen ikinci 45’te sürpriz olmadı. Ankaragücü 85’te Badji ile umutlansa da Kasımpaşa 46 puana ulaşıp kurtuluş bayrağını göndere dikti. Süper Lig’e çıktığı günden bu yana sıkıntılarından kurtulamayan Başkent ekibi ise büyük borç batağıyla birlikte 1. Lig’in yolunu tuttu.