Galatasaray toparlanıyor

Galatasaray’ın bir sezon boyunca, sürekli güzel futbol oynamasını beklemek fazla iyimserlik olur. Yeniden oluşturulan bir takımın iniş-çıkışları kaçınılmaz olarak görülürse, Galatasaray’a objektif yaklaşılabilir. Son üç yılda kötü biçimde örselenen bir ekibin yitirdiği özgüveni tümüyle kazanana dek belirgin bir standarda ulaşılması için sabır zorunludur. Aslantepe’de taraftar desteğiyle kalitesini gösteren Galatasaray’ın deplasmandaki tutukluğunun temel nedeni geçmişin izleridir. Ancak son Kayseri deplasmanında yaşananlar Sarı-Kırmızılı ekibin yavaş yavaş rayına oturmaya başladığının sinyali olabilir. Deplasmanda en azından ilk yarıda oynanan baskılı futbolun uzun süreye yayılıp yayılmayacağını görmek için birkaç deplasman karşılaşması daha bekleyeceğim. Fatih Terim’in kafasındakileri uygulamaya koyması için gereken sürenin kısalmasının işaretleri ilk yarı tamamlanana dek ortaya çıkacaktır.
Haberin Devamı ›
Galatasaray’ın güzel futbolunda Johan Elmander’in attığı ve attırdığı gollerden bağımsız olarak katkısını vurgulamalıyım. Sezon başından beri oynadığı maçların tümünde terinin son damlasına kadar koşan, çabalayan Elmander’in varlığı takımı rahatlatıyor. İleride baskı kurulabiliyor, orta saha ve savunma pozisyonalarına yerleşmek için çok değerli saniyeler kazanılıyor. Elmander’in rakibin atağa çıkmasını 10 saniye geciktirmesi, geride taşları yerine oturtuyor. Komple santfor olan Elmander’in tek eksiği uzun boyuna rağmen hava toplarında yeterli düzeyde olmamasıdır. Attığı kafa golüne rağmen Elmander, örneğin Kazım Kazım kadar iyi kafa topu kullanamaz. Kazım maçlarda havadan gelen 10 topun yaklaşık dokuzuna dokunur, rakibinin müdahalesini engeller. Okurlarım iki oyuncuyu lütfen bu gözle izlesinler. Selçuk İnan’ı ise günden güne artan hayranlıkla izliyorum. Attığı goldeki presi ve ayak için kullanışı, değme forvetlere taş çıkartacak düzeyde idi. Galatasaray’ın yeniden ayağa kalkmasında Selçuk’un katkısına şapka çıkarıyorum. Galatasaray doğru yoldadır.