Güzel bir cumartesi

Haberin Devamı ›
Tam tersine böylesine dağınık kurulda iş yapabilenlerin Galatasaray’a gelecekteki katkılarının hayalini kurmama imkan sağlar. Galatasaray Yönetim Kurulu’nda Galatasaray’ın ileriye gitmesine yönelik çalışanları zamanı geldiğince değerlendireceğim. Geçen hafta Cumartesi günü artık futbol takımı kadar izlemek zorunda hissettiğim erkek basketbol takımını alkışlarken yaratıcısı Hakan Üstünberk’in hakkını vermek zorunluluğu duydum. Bu sezon İstanbul’da tek bir maçını kaçırdığım Galatasaray CC, bana yeniden Galatasaray izleme coşkusunu yaşatıyor. Oktay Mahmuti, Recep Şen, Semih Eroğlu başta olmak üzere tüm teknik heyet ve oyuncu kadrosunun mücadelesine hayranlıkla tanıklık etmeye çalışıyorum. Bu yazımda tek tek oyuncu yazmayacağım zira artık yerlisiyle-yabancısıyla, yaşlısıyla-genciyle onlar tam bir takım oldular. Bu kadronun mimarı Hakan Üstünberk’e tüm Galatasarylılar’ın şükran borcu var. Ancak kendisinden bir ricam olacak; Banvit maçından sonra onlarca kişinin tanıklık ettiği hakem Engin Kennerman’ın taraftara küfür etmesi olayının peşini lütfen bırakmasın. Galatasaray’ın en karanlık gününde bile sahipsiz kalmayacağını göstersin. Ali Aydın türü bir bıraktırma olmasa da küfürbaz düdüğün Galatasaray maçlarına çıkmasını engellesin. Olayın küllenmesine izin vermesin. Galatasaray’ı sahipsiz zannedenleri deşifre edip, utandırsın. Taraftar sonuna kadar yanında olacaktır.
Kasımpaşa maçını ise Gheorghe Hagi’yi 20 metreden görecek şekilde izledim. Kulübenin dayanışmasına, heyecanına bu kadar yakından tanıklık ettikten sonra geleceğe dair umudum arttı. Gördüğüm önemli bir eksikliğin; maçı yaşayan, ona yön veren teknik direktör eksiğinin Hagi sayesinde aşıldığını gördüm. Kimse kişisel hesaplarla, Hagi’nin içerden altını oymaya çalışmasın, O’nun yaratacağı takımı, oynatacağı futbolu baltalamasın.