Arama

Popüler aramalar

Başkana mektup

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Sayın Yıldırım Demirören, Beşiktaş Kulübü Başkanı...
‘Bayram değil, seyran değil eniştem beni neden öptü’ demiş atalarımız... Bizimkisi de o misal.
Önce Onursal Başkan Süleyman Seba, Ankara’da hastane ziyarete gittiğinizde uyardı sizi. “Çevrendeki insanlara dikkat et. Yakışmıyor. En büyük zararı onlardan görüyorsun, faturayı Beşiktaş ödüyor..” diye... Bekledik, değişen bir şey yok.
Ardından eşiniz Revna hanım’ın röportajını okuduk. O da olayları inanılmaz tahlil etmiş. Diyor ki, “En büyük zararı en yakın çevresindeki insanlardan gördü...” yine aynı durum sürüp gitti, hala daha da gidiyor....
Şimdi pekala, diyebilirsiniz ki, Onursal başkanımızdan aileme kadar bunlar apaçık dile getirildi. Ben bildiğimi okuyorum, sizin yeniden hatırlatmanız bir şey ifade etmez. Ayrıca size de ne? Karar sizin elbet. Bizlere saygı duymak düşer. Ancak yine de dostane şekilde dile getirelim..
Sayın Başkan etrafınıza bakıyoruz. Çifte kupa geldikten sonra paylaşmak isteyenler hücum etmiş. Daha önce olmadık ağır sözler, hakarete varan çıkışlar yapanlar yanınızda. En kötü gününüzde destek olanları karşınıza aldınız. “Ben başkanım, herkesi kucaklamak durumundayım” diyorsunuz haklı olarak. Varın kucaklayın. Ama bu gidişle kucaklayacak kimse kalmayacak ortalıkta!
Şöyle bir bakıyoruz da, nalbur, golfçü, sörfçü, emekli spiker memur akla ne gelirse her meslekten birileri mevcut maşallah (!) bir fok balığı avcıları yok. O iş de yasaklandığı için yapan kalmadı. Yoksa kareye girecek!
Sayın Başkan; elbette özel yaşantınızda istediğiniz insanlarla birlikte olabilirsiniz. Yurt içinde dışında istediğinizi yapabilirsiniz. Bu kimseyi bağlamaz. Ama Beşiktaş başkanının çevresindeki görüntü herkesi ilgilendirir. Dışardan bakınca ne kadar flu olduğu da ortada. Bunu Seba ve eşinizden örnek vererek dile getirdik.
Beşiktaş duruşu var, farkı var, ilklerin kulübü diyorsunuz. Tamam öyle de, lütfen bir de Fenerbahçe, Galatasaray, Trabzonspor başkanlarına bakın. Yanlarında kimler var. Belki onların da benzer çevresi vardır. Ama örneğin bir Aziz Yıldırım’ı; Ali Koç, Nihat Özdemir. Adnan Polat’ı; Haldun Üstünel, Murat Yalçındağ. Sadri Şener’in, Faruk Özak gibi isimler dışında medyaya yansıyan yönleri yok.
Zaten herkesin ortak görüşü çok zayıf bir yönetim kurulu olduğu gerçeği var ortada. Doğal olarak tüm gözler üzerinizde. Etrafınızdaki yığıntıları, ‘kral çıplak’ı oynayanları gördükçe sessiz öfke, yer değiştiriyor haberiniz ola.
Çok değil, beş ay sonra seçim var. Gelin başınız ağrımadan etrafınızı temizleyin. Beşiktaş Kulübü başkanına düşen; kendisi kadar olmasa da, her açıdan güçlü insanların çemberinde kalmaktır.
Burada eski başkan Serdar Bilgili’yi kutlamak lazım. Yönetimlerinden üç tane başkan adayı çıktı. Siz, Erol Kaynar ve Fikret Orman. Haşmet Kürüm ve son olarak Hüsnü Güreli de telaffuz ediliyor. Arkası da var, bekleyin. Size düşen bu rakamın artırılmasıdır. Ama yanınızdakilerden bırakın adayı, yöneticiyi; amorti bile çıkmaz!
Son söz; Camia kulübün en üst düzeyindeki kişinin yanında, her yönüyle güçlü geleceğin başkan ve yönetici profilini görmek istiyor. İşi boş şakşakçıları değil!