Beşiktaş'a özel husumet!

Haberin Devamı ›
Haziran başı... Her dernek ve şirkete olduğu gibi ilgili kurumun müfettişleri kulüpleri de denetliyor. İlk adres Fenerbahçe. Ancak hiçbir yazılı ve görsel basında tek satır haber yok. Normal! Ardından ikinci durak Beşiktaş. O da ne ertesi gün, “13. kat baskını’, büyük teftiş, Kartal’a şok baskın..” türünden manşetlerde. Akabinde sıra Galatasaray’da. ‘kutu’ diye tabir edilen üç dört satırlık bir haber. Bu kulüp ne zaman rahat nefes alacak olsa, ortaya inanılmaz iftiralar, ‘kara’ haberler atılıyor. Camianın bundan etkilenmemesi mümkün değil. Oyunculara paralar dağıtılıyor, ertesi gün, “Futbolcular idmana çıkmayacak” diye aktarılıyor. Takım zirveye iyice ortak olup, Fenerbahçe ve Galatasaray’ın ensesine dayanıyor, içerden ispiyonculuk yapan futbolcu dedikodusu ortaya yapılıyor. Hem de Nihat iftirası ile birlikte. Bunu da yapan eski yönetici. Ve aylar önce yapılan denetlemenin raporları yeniden fırına veriliyor. Oysa Fenerbahçe ve Galatasaray’a çok daha ağır denetleme raporu verilmesine rağmen, yine Beşiktaş gündeme oturtuluyor.
Bunları kimler mi yapıyor. İşte burası çok önemli. Eski yönetici, sözde kongre üyeleri, seçim simsarları, işin acısı mevcut yönetim destekliler... Beşiktaş kendi içindeki bu erozyonu önlemediği sürece, dışarıdan düşman, rakip aramasın. Bu kadar dostu (!) varken, başka düşmana da gerek yok zaten! Ancak bu kişilere başkan ve ekibi çok payeler verdiler. Bunu temizlemenin yolu da kulübün en tepesindeki kişiden geçiyor. Başkanlık koltuğuna oturacak aday yönetim ekibinin yanı sıra yanında dolaştıracağı kişileri de özenle seçecek. Başka yolu yok!
Hepsi pırlanta!
Sadece birkaç örneğini verdiğimiz olaylar dışında ne kadar olumsuzluk varsa hepsi yaşandı. Takımın tecrübeli isimleri Rüştü, Yusuf ve İbrahim Üzülmez ağız birliği etmişçesine, “Daha 12 hafta geride kaldı ne kadar kötü adına şey varsa hepsini yaşadık. Eğer hala ayakta isek bu takıma şapka çıkartılmalı” şeklinde dert yakındılar. Vallahi bravo. En büyük destekçisi tribünlerin bile sırt çevirdiği bu takım, sezon başında şampiyon ilan edilen Galatasaray ve Fenerbahçe’nin peşini bırakmadı. Bırakacağa da pek benzemiyor. Hele bir de İnönü’de taraftarı geri dönsün, yine iki kupayı müzesine koyar...