Bu ne terbiyesizlik!

Ali Sami Yen’de maç bitmiş. Aradan epey zaman geçmiş. Oyuncular duşunu almış, maç atmosferinden çoktan çıkmış. Galatasaray üç oyuncuya konuşma izni vermiş, Kewell, Baros ve Mustafa Sarp. Önce Kewell gelip, açıklamalar sonrası otobüse biniyor. Ardından Baros başlıyor konuşmaya. Birazdan Mustafa Sarp geliyor. Kenarda bekliyor. Ben dahil, bir çok gazeteci yanında. Ve Mustafa ayağındaki çiziği gösteriyor. “Tabata tam bir ş.... Ayağımı kırmak için geldi. Sonra da atılmasın diye numaradan yerde kaldı o.. ç... diye, ağza alınmayacak küfür ve hakaretlerde bulundu. Ardından da ekledi, “Kendimi zor tuttum..”

Galatasaray gibi büyük bir takım formasını giyen, milli takım kapıları açılmak üzere olan bir futbolcunun ağzından çıkan laflara bakın. Aynı Mustafa, birkaç dakika sonra kameralar karşısında ise, “Yaptığım hareket için spor kamuoyu ve Tabata’dan özür diliyorum” açıklamasında bulundu. Bir sporcuya bu kadar çirkin sözler ve iki yüzlülüğü hiç yakıştıramadık. Tamam Tabata’nın yaptığı kartlık faul. Ama senin hem de kendini tutmuş halin buysa, yaptığın kafa çakma olayı dünyanın her yerinde kırmızı karttır.

Mustafa’dan laf açılmışken devam edelim. Mustafa Denizli, çifte kupa sonrası uykusuz kaldım diyerek ayrılmak istemiş, binbir rica minnet sonrası yeniden takımda kalmıştı. Hem de zamlı olarak. Oysa Denizli aynı sezonda ikinci yılını hep hüsranla kapadı. Galatasaray ve Fenerbahçe ortada. Hadi bunu geçtik. Yanlış transferler yapıldı. Bunu da geçtik. Yanlış oyuncu tercihleri. Ve Nihat ısrarı. Milli takımda Nihat sadece bir kez takımla çalıştı, 11’de... Elinin altında olan Bobo, Nobre kenarda. Yapma hoca! Artık iş Nihat’a kaldı. Nihat, ne olur oynama. Takımdan 1.5 ay geridesin. Ayrıca çok şey yapma isteği ve tek santrfor oynaman seni de bitiriyor. Tribünlerin sana olan sevgisini de. Bu gidişle yarın yuhalanırsın...