İçimizdeki İskoçyalı: Ben!

Haberin Devamı ›
McGregor ile özel röportaj yapmayı aylar öncesinden talep etmiştik. Elbette özel röportaj olunca, işin içine özel fotoğraf da giriyor. Foto muhabiri arkadaşım Saycan’a, o dönem İskoçya’nın yerel kıyafetini bulma imkanını sormuştum, “Hallederiz” yanıtını almıştım. Halletti de... Bunu İskoç eldivenle de paylaştık. Kabul etti ama tek şartı vardı: Mavi renkte olmasın!
Bundan sonra ise sürekli erteleme talebi geldi. Önce yönetimden, sonra teknik ekipten... Nihayet Antalya kampı için söz alabildik.
Bu kez de kıyafete yasak geldi. Takımdan sorumlu yönetici Ahmet Kavalcı ile konuştuk en son. Binbir rica minnet! Nuh dedi, peygamber demedi resmen. Kavalcı, “Orhan bence de bir şey yok. Ama olur, kötü günümüzde kalecisine etek giydiren kulüp diye üzerimize gelirler. Kültür meselesi, bunu sen de biliyorsun. Haydi önce sen giy, söz kaleci de giyecek” dedi.
Aylardır süren iş takibi, kıyafet de elimizde. Niyeti bozduk, sahile indik.
Yanımıza bir sürü insan yanaştı, McGregor diye. Bozmadık. Hatıra fotoğrafı bile çektirenler oldu. Sonra kalabalıktan biri mırıldandı, “Ne kalecisi o bu kadar kilolu mu!” dedi.
Bir günlüğüne İskoçyalı olduk ve Kavalcı’dan sözünü yerine getirmesini beklemeye başladık...