Önce anlayış değişmeli, sonra...

İlk maçta İngiliz kulübünün ismine yenildi. Romanya’da, Bükreş’in kendi liginde aldığı sonuçlara aldandı. Almanya’da ise, bitmiş tükenmiş rakibine ikramda bulundu. Bundan da önemlisi, anlayışla ilgili. Tigana, Leverkusen maçının ardından yine oyuncularına yüklendi. Hadi buna alıştık. Ama satır aralarında kalan ve takımın içinde bulunduğu durumu saklayan bir anlayışı anlattı ki, durum vahim!Fransız hoca, “Geçen sezon ligi Fenerbahçe’nin 26 puan arkasından bitirdik. Şimdi daha yakınız. Yani daha başarılı...” dedi. Nedense, 3 yıldır çıkılamayan gruplardan bahsetmedi. Çünkü, en kötü sonuç bu sezon alındı. Brugge karşısında alınan galibiyetin getirdiği 3 puanla yetinildi. Oysa 2004 -05 sezonunda Athletic Bilbao, Steaua, Parma ve Liege’li gruptan 4, geçen sezon ise kupayı müzesine taşıyan Sevilla ile birlikte Zenit, Bolton ve Guimaraes’in yeraldığı gruptan ise 5 puan toplamıştı. Lige gelince... Bu açıklamayı büyük bir talihsizlik olarak görüyorum. Zira Beşiktaş’ın forması zaten ilk üçe oynar. Burada hoca faktörü, takımı şampiyon yapmaktır. Yoksa Fenerbahçe’nin gerisinde şu kadar puan farkla kalmak hiçbir Beşiktaşlıyı teselli etmez. Fenerbahçe ilk yarıda 14 puan kaybetti, Beşiktaş ise 22. Kartal’ın en büyük rakibinin bu kadar puan kaybettiği yarıda, gerçek başarı Siyah-Beyazlılar’ın en az 6-7 puan önünde olmasıdır. Ya da, 100. yılda takımı şampiyon yapan Lucescu; 34 maçta sadece 17 puan kaybetmişti. İşte bunu geçebiliyorsan başarı budur. Teknik heyetin bu anlayış içinde olması, oyuncuları nasıl gerçek başarıya yönderir ki?Ocak’taki seçim kongresinde yönetimin transfer hatasına düşmemesi en büyük temennimiz. Sırf seçim var diye ve başarısızlığı unutturmak için alınacak oyuncu günü kurtarmaktan öteye gidemez. Hele altında Bettoni imzası varsa... Ancak uygun şartlarda bulunacak bir yabancı ve bir veya iki yerli isim ihtiyaç olan mevki için düşünülürse ayrı.Türkiye Kupası’nın son sahibi olan Beşiktaş, bu unvanını devam ettirmek niyetinde. Bugünkü Rize maçı bazıları için çantada keklik gibi gözükse de, öyle değil. Son derece moralsiz, kafa ve fizik olarak bitme noktasına gelmiş oyuncuların maçı çevirmesi kolay olmayacak. Genelde açık futbolu tercih eden Karadeniz temsilcisinin bu handikapının yanısıra, Beşiktaş’ın en büyük silahı taraftarı olacaktır.