Arama

Popüler aramalar

Oyuna gelme

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Beşiktaş tribünleri, sadece içeride değil, yurt dışında da hep aynı şekilde gündeme geldi: Maç alan seyirci! Kapalıda yer alan ‘Çarşı’ grubunun önderliğinde her maç ortalama 27 ayrı marş söyleyen, yaptığı tezahüratlar ile kendi takımını ateşleyen, rakibi sindiren yapısı vardı. Hakemler de ister istemez bu atmosferden etkileniyorlardı.

Yeni transfer olan her oyuncu ilk önce bu durumu dile getiriyordu. Yabancılar, havaalanındaki müthiş karşılamadan dem vuruyorlardı. Ancak bu sezon Denizli maçı ile başlayan ve Wolfsburg maçında tavan yapan istenmeyen olaylar, bütün bu imaja leke sürdü. Kimse olup bitene anlam veremiyor. Tam açıklamasını yapamıyor.

Ancak her ne olursa olsun bugünkü maç, bu açıdan bir dönüm olacak. Hatta milat! Seçim sonrası protesto yapılması gündeme taşındı. Sonuçta aklı selim karar alındıysa da mutlaka bunu bozma adına araya birileri girecektir. İşte Beşiktaş’ın ‘kalbi’ denilen gerçek taraftara büyük iş düşüyor.

Rakiplerin avuçlarını ovalayarak beklediği çirkinliklere eminiz ki mahal verilmeyecektir. Çünkü Beşiktaş’ın elinden alınmaya çalışılan en büyük güç olan taraftar, takımın şampiyonluk yolundaki en etkili silahıdır. Bunun şu veya bu şekilde susturulması, başta Fenerbahçe ve Galatasaray olmak üzere yarıştaki diğer rakiplerine yaramaktan öte geçmeyecektir. Beklentimiz takımı sahiplenip destek olacak seyircinin alınacak üç puanda yine başrol oynaması yönündedir. Beşiktaş’a yakışan da budur.

Yıldızların günü
Gençlerbirliği Alman disiplini içinde, makine gibi işleyen bir takım... Böylesine önemli hale gelen bu maçta Kartal’ın yıldızlarına büyük işler düşecek. Bobo, Nihat, Holosko, Ernst başta olmak üzere herkesin kusursuz oynayıp kilidi açması gerekiyor. Kartal, İnönü’de sadece üç puanlık bir maça çıkmıyor. Bunun çok ötesinde tarihi bir sınava giriyor. Bu öyle bir final ki, takımın yol haritasını da belirleyecek.

Tek hedef kalan şampiyonluğun şifresini çözecek!