Sevin Beşiktaşlı

Haberin Devamı ›
Mehmet Topuz’un transfer macerasını hep birlikte izledik. Kafamıza takılan, bu oyuncu için üzülen Beşiktaşlılar ile sevinen Fenerbahçeliler olduğu... Her ikisi de ne derece doğru, ona bakalım. Topuz için geçen yıl Yıldırım Demirören Kayseri’de 11 milyon Euro vermeye hazır olduklarını söylemişti. Dönüş uçağında takımla seyahat eden bu oyuncu, kendi el yazısı ile ayrılırsa Beşiktaş’a geleceğini hepimizin gözleri önünde yazıp imzalamıştı. Buraya kadar her şey normal...
Milli maç için Lyon’dayız. Topuz’un transfer haberini alıyoruz. Yanımda Yaşar Saygı ile Bilal Meşe var. Genel Sekreter Kenan Öner’i arayıp ayrıntıları alıyoruz. Bunların hepsi gazetede yer aldı. Ertesi gün Fransa maçı başlayacak. Telefonumuza fotoğraf mesajı geliyor. Topuz forma giymiş! Ardından ailesi Antalya’da. O da fotoğraflı. Anne ve babası, “Başka takıma giderse hakkımızı helal etmeyiz” diyor. Kendisi yine telefonda, “Yiğidin harman olduğu yerden Yozgat’tanım. 50 milyon Euro verseler, Fener’e gitmem” ve bunun gibi bir sürü söz daha ekliyor. Sonuç malum...
Şimdi bir oyuncu düşünün. Kulübü ile sözleşmesi var. Önce ona ihanet ediyor. Başka kulübe haber gönderiyor. Ardından bir başka kulübün formasını giyiyor. Sonra yeniden haber gönderdiği takıma imza atıyor. Bir de çıkıp diyor ki, “Beşiktaş forması giymedim, fotomontaj” O da yalan! Kongre üyesi Ahmet Özkaya’nın getirdiği Gökhan Zan formasını giyip poz veriyor...
Bütün bunların ışığında aklı selim her Beşiktaşlı’nın, “İyi ki bu transfer olmadı” diye sevinmesi lazım. Yoksa, “O forma kutsaldır nasip olmaz herkese” sözü de havada kalır.
Hadi Süleyman Hurma’yı geçelim. Nabza göre şerbet veriyor! Ancak Recep Mamur’un, “Beşiktaş’ın diğer kulüplere olan alacak-verecek konularını” ağzına alması yakışıksız oldu. Mamur’un Beşiktaş camiasından özür dilemesini bekliyoruz. Beşiktaş’ın ticari ya da sportif işlerini konuşmak, bir başka kulübün başkanının işi değildir.
Peki hırsız tamam da, ev sahibinin hiç mi suçu yok diyeceksiniz haklı olarak... Hem de nasıl. Bunları da sıralayacağız. Bekleyin!