Tayfur'u harcamak!

Yıllardır yöneticilik yapan Curoğlu, “Ben olsam Tayfur’un yerine kimseyi getirmem, öyle devam ederim..” diyor. Bu ancak şu şekilde olur. Tamamen şahsına ait bir kulüp olur. O zaman istediğini yaparsın. Ama Beşiktaş öyle mi! Elbette taraflı-tarafsız herkes Serdal Adalı ve Tayfur Havutçu’nun şike operasyonunda haksız yere tutuklandıklarına inanıyor. Bunu her platformda dile getiriyor. Ve herkesin yüreği Metris’te, orası ayrı... Bir yandan da, yirmi milyonu aşkın taraftarı olan camia var. Futbolda duygusallığa kesinlikle yer yok.

Yönetimin yapacağı hiç zaman kaybetmeden takımı, büyük hedeflere taşıyacak hocaya emanet etmek. Nasıl olsa Tayfur Havutçu, aklanıp çıkar. O zaman, istediğin göreve yine koyarsın. Ancak Beşiktaş Kulübü kim olursa olsun, kişilere bağlı yaşayamaz. Eminiz ki, çok iyi tanıdığımız Tayfur hoca da bunu istemez! Beşiktaş böyle yaparak Tayfur’u harcamaz. Tam aksine, önünü açar. Değerine değer katar. Buna emin olun Sayın Curoğlu...

Bu arada Serdal Adalı’yı konuşan yok! Adamcağızın tek suçu, maddi manevi olarak kendini Beşiktaş’a adaması. Ve elbette her platformda hizmet eden Ahmet Ateş’i de. Adalı futbol komitesi başkanı olduğu için, teknik ekibin istediği İbrahim Akın ve İskender Alın için temaslarda bulunuyor. Tıpkı Egemen, Veli, Mehmet, Tanju ve diğerlerinde olduğu gibi. Yazdık ses çıkmadı. Bu transferleri varlığı, tartışılan kulübün başkanı Göksel Gümüşdağ ile yapıyor. Ne acıdır ki, Gümüşdağ ifadeye bile gitmezken, Adalı içerde yatıyor!