Evet Galatasaray Türkiye'dir

Haberin Devamı ›
Her şey Derwall’in (Toprağı bol olsun) Galatasaray’ın başına gelmesi ile başladı.
O günden bu güne Türk futbolu sürekli gelişti. 1988’de Galatasaray Şampiyon Kulüpler Kupası’nda yarı final oynadı. 2000 yılı Türk futbolunun zirvesi oldu. Avrupa Fatihi UEFA Kupası ve Süper Kupa ile Atatürk Havalimanı’na indi. Ertesi yıl Milan’ın başına Galatasaray’ın eski teknik direktörü Fatih Terim geçti. Türk futbolunun lokomotifi, her zaman “Batıya açılan penceresi” Galatasaray oldu. Yıllardır Türk Milli Takımı’nın başarıları Galatasaray ile doğru orantılı. 2001-2002 sezonu şampiyonu Galatasaray, 2002 Dünyü Kupası üçüncüsü Türkiye. Tugay Kerimoğlu, Bülent Korkmaz, Okan Buruk, Fatih Akyel, Emre Belözoğlu Galatasaray altyapısından. Ayrıca Galatasaray’dan 6 futbolcu.
Halihazırda Türk futbol tarihinin en başarılı derecesi...
2007-2008 sezonu Türkiye Ligi Şampiyonu Galatasaray. 2008 Avrupa Şampiyonası için Türk Milli takımına 8 oyuncu gönderdi. Milli takımımız Avrupa Şampiyonası’nda ilk dörtte. Galatasaray Futbol Takımı geçen sezon döküldü. Milli takımımızın performansı da kötüydü. Galatasaray bu sezona ise müthiş başladı. Rijkaard’ın takımı rakiplerini gol manyağı yapıyor. Galatasaray her maçını coşkulu oynuyor, tribünler hop oturup hop kalkıyor. Tıpkı Estonya karşısındaki Türk Milli Takımı gibi. Galatasaray ile Milli Takım’ın oyun yapılarının birbirlerine benzediği de aşikâr. Milli Takım da çok atıp çok yiyecek, tıpkı Galatasaray gibi. Galatasaray Türkiye’dir!
Kral’ın laneti!
Hakan Şükür ile Ümit Karan Galatasaray’da birlikte oynadıkları dönemde bir dargın bir barışık yuvarlanıp gidiyordu. Didişmedikleri ve birlikte oynadıkları zaman başarılı olan ikiliden Hakan Şükür geçen sezon “istemeyerek” de olsa futbolu bıraktı. Ümit de bu sezon Eskişehirspor’a transfer oldu. Enteresan olan, Hakan Şükür futbolu bıraktıktan sonra Ümit’in ligde gol atamamış olması. Galatasaray kulislerinde “Hakan Şükür Ümit’i lanetledi” esprisi yapılıyor.
Nonda gösterse?
Evde Diyarbakırspor-Fenerbahçe maçını izliyorum. Takımlar sahada ısınıyor. O sırada Kazım Kazım tribünlere dönüp Erman Hoca’nın tabiri ile “Tombala çekiyor”. Tamam diyorum akşam Maraton’da şenlik var. Erman Hoca ne sallar belli değil. Maç bitiyor, Maraton başlıyor, bitiyor çıt yok. Acaba ben mi yanlış gördüm diye düşünüyorum.
Ertesi gün iki gazetede iki satır. Kazım’ın uygunsuz hareketi...
Baros’un kılından, Sabri’nin tüyünden “ekmek” çıkarmaya çalışan Erman Hoca hareketi göremiyor ya da pas geçiyor. Allah korusun “Yıldırım” çarpar! Aynı hareketi Nonda yapsa eminim Lig TV atlamaz. Bir ileri iki geri gösterir... Konu Nonda olduğu için yanlış anlamayın, Kongolu’nun farkı sırtındaki forması! Şimdi anlatın, renklerin değil futbolun çıkarları!
Gladyatör!
Galatasaray’ın Brian Birch zamanında üç yıl üst üste şampiyon kadrosunun yıldızı Metin Kurt 1968-1976 yılları arasında yaşadıklarını kaleme aldı. Gladyatör isimli kitap Everest Yayınları’ndan çıkıyor. Kurt, sendika sözcüğünü ağzına aldığı ve arkadaşlarını greve götürdüğü iddiası ile Galatasaray’dan uzaklaştırılmıştı. Metin Kurt, Avrupalı futbolcuların bugün kullandığı hakları 30 yıl önce dile getirdi! Kitap 10 gün içinde kitapçılarda...
En çok işportacı Mecidiyeköy’de!
Cumartesi günü derbi var. Ali Sami Yen’in etrafı ana baba günü olacak. Bilet karaborsacıları, işportacılar cirit atacak. Galatasaray Kulübü korsan ürünlerle mücadele ediyor mu? Evet. Ama İstanbul’un üç büyük stadı çevresinde en çok işportacı Mecidiyeköy’de. Taraftara açık antrenmanlarda bile Florya’da işportacılar satış yapıyor. Sarı-Kırmızılı taraftarlar işportacılardan alışveriş yapmakta bir sakınca görmüyor. Takıma böyle “köstek” olunur, bravo!