Ağlatan kadro!

Haberin Devamı ›
Galatasaray'ın Antalyaspor ile oynayacağı kupa maçı kadrosu açıklandığında şöyle bir arkama yaslandım, 3 dakika kadar duvardaki tabloya baktım, kış manzarasında bir çocuk annesinin elini tutmuş ağaçlı bir yolda yürüyor. Onların o ana-oğul yalnızlığı mı, Galatasaray'ın kadrosu mu bilemiyorum ama bir şey boğazıma düğümlendi. Bıraksam ağlayacağım. Kendi kendime, "Çok çabuk mu yaşlılık havasına girdin" dedim.
Sonra maç başladı, Galatasaraylı futbolcuların suratlarına bakıyorum benim minicik oğlumdan çok fazla büyük değiller. O düğüm yeniden boğazıma, sinüslerime yerleşti. O anda, "Maçın sonucu önemli mi?" diye sordum yine kendi kendime. Aldığım cevap iki türlü de "Hayır"dı. İlki skor ne olursa olsun Galatasaray yarı finalde, ikincisi ise daha güzel; skor ne olursa olsun böyle genç bir kadroyla ciddi bir kupa maçına çıkabilen cesurlukta bir hocası var Galatasaray'ın, bir de tabii ki gençleri. Takımın yaş ortalaması neredeyse 20. Maddi değeri de 20 milyon euro bile değil. Türk Futbolu'nu kurtaracak ilk hamle bu gece yapıldı. Hem de "Para kazanmaktan başka bir şey düşünmezler" denilen bir yabancı hoca sayesinde. Kendi adıma Mancini'ye teşekkür ediyor ve gönül tribünümdeki en iyi yerlerden birini kendisine ayırıyorum. Bu günü bir dönüm noktası olarak bir yerlere kaydetmenizde yarar var. Ben yazı yazarak kendi adıma sanal alem var olduğu sürece tarihe kazıdım bu günü. Bu kadroya bakıp çok vatanımın evladı geçinen yerli antrenörlerimiz, her şeyi ayağına getirten teknik adamlarımız umarım bir ders çıkartmışlardır.
Maça gelelim
Çok da önemli değil dedik ama sahada da büyük bir mücadele vardı. Galatasaray'ın genç aslanları aslan gibi mücadele ettiler. İş yaşta başta değil, ruhta kalpte. Hiç de sırıtmadılar. Formanın ağırlığını layıkıyla taşıdılar. Gol atabilirlerdi de yiyebilirlerdi de. Her pozisyonda topa bastılar. Yani taraftarın istediği gibi oynadılar, kalpleriyle, ruhlarıyla. Yine de Ontivero ve Salih bir adım öne çıkan isimlerde. Oğuzhan, Umut ve Koray az gayretle btık yukarı çıkabilirler. Emre, Eboue ve doğuştan Galatasaraylı Yekta bir üst klasmanın adamı olduklarını gösterdiler. Neticede kötü yoktu dün Galatasaray'da neşe vardı, umut vardı, geleceğe güvenle ekonomik bir şekilde bakan Başkan Ünal Aysal vardı, az ama cefakar taraftarı vardı. Gerektiğinde topu yakalayan Aykut vardı. Kötü niyetsiz, kompleksiz hakemi bile vardı karşılaşmanın.
Hamit'in dönüşü
Çok uzun süredir sakat olan ve sezonu kapadı denilen Hamit Altıntop dün ikinci devrede takımdaki yerini aldı. Böylece Galatasaray devre arasında bir transfer daha yapmış oldu. Tam hazır gibi görünüyor, korkusuzca pozisyona dalıyor. Zordur bu kadar uzun sakatlıktan sonra kora kor mücadeleye girmek. Demek ki ameliyatı da tedavi süreci de iyi geçmiş. Hem erken hem de formda dönmek için çok çalıştığı aşikar. Sağlık ekibini de tebrik etmek lazım. Onlar da perde arkasındaki kahramanlar.
Son sözü söylemek gerekirse; Galatasaray dün gol de atamadı gol de yemedi. Bir puan aldı, grubunu 2. sırada tamamladı. Yarı finalde rakip Bursaspor. Ama bu maçta kazandıkları müthişti Galatasaray'ın. Herhalde tüm Galatasaraylılar'ın ağızları kulaklarındadır maçın sona erdiği bu anlarda geleceği seyrettikleri için.