Duraklama Dönemi!

Haberin Devamı ›
Kimse dillendirmiyor ama Fenerbahçe’ye kaptırılan Alper Potuk bile bu seçim sürecinin zaafı. Potuk transferiyle ilgilenen Abdürrahim Albayrak ve futbol işlerine bakan yöneticiler yeni kurulacak yönetimde yer almayınca ipin ucu biraz gevşek bırakıldı ve Eskişehirspor ile Potuk da fırsat yakalayınca daha iyi paraya Fenerbahçe’ye uçtu.
Transferde geç kalınıyor
Bu aşamada yeni transfer edilecek futbolcular da fazla muhatap bulamayınca transfer işleri aksadı. Yenilerden ziyade eskilerle ilişki kesilme durumu da neredeyse durma noktasına geldi. Şu anda yeni transferler gibi takımdan ayrılması gereken futbolcular da kendileriyle ilgilenecek yönetici bulamıyorlar. İçeride kalan sportif koordinatör Bülent Tulun’un her yere yetişmesi bekleniyor. Ama koskoca bir kulübün tüm işleri de bir kişiye yüklenemez. Söylenen laf hep, ‘’Daha Eylül’e kadar transfer için vakit var’’ şeklinde. Galatasaray gibi üst seviye bir takım için bu durumun sakıncaları inanılmaz derecede vahim olur. Avrupa’daki denk takımlar şu ana kadar neredeyse tüm transferlerini bitirdiler. Galatasaray ise hala solbek problemini çözebilmiş değil. Sebebi de yabancı kontenjanının bir türlü boşaltılamaması. Federasyon zaten Allahlık, yabancı kontenjanını düşürerek Milli Takım’ın başarılı olacağını düşünüyor ki ilkokul seviyesindeki düşüncede bile buna yer yok. İspanya, İtalya ve İngiltere, özellikle de Almanya bu işi altyapı ile çözdüler. Hiçbir şey bilmiyorsan tecrübe edilmiş modelleri uygula. Tüm gençleri Milli Takım’a monte ederek başarı sağlayamazsınız. Milli Takım’a genç yetiştirerek başarıyı yakalayabilirsiniz.
Profesyoneller iş başına!
Konumuza dönersek; rakipler eksik bölgelere peynir ekmek gibi transfer yaparken Galatasaray’ın henüz mecburiyetten de olsa tıkı yok. Anlaşıldı denilen futbolculara bile imza attırılamıyor. Herkesin dilinde, ‘’Seçimden sonra gaza basılacak’’ düşüncesi var ama geç kalınan her gün Galatasaray’ın yakaladığı yüksek grafiği geriye götürecektir. Başkan Ünal Aysal biran önce duruma müdahale edip en azından futbol takımından gönderileceklerin ve yerlerine alınacakların işlerini halledecek ekibi kurmalı. Moda kurumsallaşmaysa, seçilen dahi profesyonellerin Fatih Terim’e yardımcı olmalarının vakti geldi de geçiyor. Elimizden düşüncelerimizi yazmaktan başka bir şey bu aşamada gelmiyor.
Seçimdeki tehlike
Galatasaray Başkanı Ünal Aysal büyük bir riske girerek sürpriz olmayan ancak zamansız bir seçim sürecine camiayı soktu. En büyük tehlike binin altında bir oyla tekrar başkan seçilmesi. 2 adayla yarışırken toplamlarının neredeyse 2.5 katı oyla başkanlık koltuğuna oturmasını bilen Aysal’ın karşısındaki en büyük rakip şu anda sadece yaz mevsimi. Genel kurul profili olarak yaz aylarını İstanbul dışında geçirmeyi seven bir seçmen kitlesine sahip Sarı Kırmızılılar. Zaten tek aday var, camianın şu aşamada seçim umurunda değil, umurunda olanların da hedefi ‘’Beyaz Liste’’. Tahminen bin 200 üye tatillerini yarıda bırakarak sandık başına gelecekler. Muhalefet yok gibi görünse de yapabilecekleri en büyük direniş listeyi delmek olacak. Bunu başarmak için de bilinen tüm muhalif kesim beyaz liste için organize olacak. Bu aşamada şu ana kadar muktedir bir başkan olan Ünal Aysal aynı muktedirliğini korumak için ekstra gayret harcayacak. Ama üyelerin ilgisiz kalacağını ön görerek bir B planı hazırlamasında büyük fayda var. Camiada sözü sessizce dinlenen Hayri Kozak’ın önerisi en mantıklısı olarak görülüyor; seçimi önümüzdeki bahara ötelemek.
Tarihi fırsat
Galatasaray kendi iç işleriyle uğraşa dursun rakiplerinin de başı ise beladan kurtulmuyor. Kimse aksini iddia edemez; Galatasaray’ın yurt içinde en kuvvetli rakipleri Fenerbahçe ve Beşiktaş. UEFA bu iki takımımıza da ağır yaptırımlar uygulamak için yola çıktı. Avrupa Kupaları’ndan belirli bir süre men edilmek bile bu takımların gelecekleri için sıkıntı demek. En az böyle bir cezanın geleceğini tahmin etmek için kahin olmaya gerek yok. Başkan Ünal Aysal bu durumun Türk Futbolu’nun dengesini bozacağını düşünerek, ‘’Ben Fenerbahçe ve Beşiktaşsız bir ligde tribünlerimi dolduramam’’ endişesi taşısa da Galatasaray bu durumu lehine çevirebilir. Türkiye’de zirve yarışında yalnız kalmak gibi bir durumla karşı karşıya Sarı Kırmızılılar. 2-3 sene Şampiyonlar Ligi’ne kolayca dahil olmak maddi olarak Galatasaray’ı feraha çıkartabilir. Mantalite olarak da sağlanacak pozitif motivasyon Başkan Ünal Aysal’ın. ‘’Avrupa’da ilk 10’’ düşüncesini hayata geçirebilir. Bu süreci yerli rakiplerini de incitmeden geçirmek Galatasaray’ı önümüzdeki 10 yılın lokomotif kulübü olarak belirler. Kazanılan ünvanlar da hemen kaybedilemeyeceğine göre uygulanacak akıllı yönetim tarzı zaten bir basamak yukarıda olan Galatasaray’ı merdivenin en üst basamağına taşıyacaktır. Aysal vizyonu olan bir başkan ve kurmaylarıyla ayağına kadar gelen böyle bir şansı ıskalamaya hakkı yok.
Serdar Dinçbaylı