Arama

Popüler aramalar

Galatasaray'da neler oluyor!

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Kurmaylar kazan kaldırdı!

Aysal’ın seçim kararı almasının en büyük nedeni 2.Başkanı Ali Dürüst’ün, Başkan Yardımcıları Refik Arkan ve Adnan Öztürk’ün kulübün içinde gördükleri olumsuzlukların asla düzelemeyeceğini düşünerek kazan kaldırmaları. Kurumsallaşma adına Galatasaray dinamiklerini hiç bilmeyen profesyonellerin anlaşılan şirket tarafından kulübün kilit noktalarına yerleştirilmeleri. Bu profesyonellerin işlerini yaparken davranış şekillleri, seçilmişleri umursamaz tavırları kazan kaldırmanın baş nedeni. Geçtiğimiz aylarda Ukrayna’ya yapılan resmi bir gezide patlak veren skandala karışan profesyonelin üstleri tarafından kollanması ve hala göreve devam etmesi bardağı taşıran son damla oldu. Başkan danışmanlarının da yöneticilerden bağımsız çalışmalar yapmaları tabii ki yönetim içindeki huzursuzluğun bir diğer nedeni.

Sürpriz olmadı

Aslında Ünal Aysal başkan seçildikten bir süre sonra yakın çevresine, “Bu kadar hantal bir yönetim kurulu istemiyorum. Tüzük değişikliği yapıp en fazla 7 yöneticiyle yola devam edeceğim bir seçime her an gidebilirim” diye projelerini anlattığı bir sır değil. Ancak Aysal çok istediği bu tüzük değişikliğini gündem yoğunluğundan ve camiadan gelen baskılar nedeniyle bir türlü hayata geçiremedi. Kurmaylarının kazan kaldırmasıyla da seçim kararını almak zorunda kaldı. Eğer yöneticilerinin istifalarını isteseydi ileride daha büyük sıkıntılar yaşayacağını biliyordu. Hayri Kozak ve Taner Aşkın’dan ibaret muhaliflerin eleştirileri bile zaman zaman Aysal’ı çileden çıkartmaya yetiyordu. Camianın ağır toplarından Dürüst, Öztürk ve Arkan’ın yönetimden ayrılarak destekçileri ile birlikte “Muhalif” duruma düşmeleri Aysal’ın en son isteyeceği durumdu.

Aysal istifa etti

Geçtiğimiz salı günkü yönetim kurulu toplantısında alınan seçim kararı aslında bir başka deyişle Aysal’ın istifasıydı. İstifa detayını heyecandan o toplantıda unutan yönetim 3 gün sonra genel istek üzerine tekrar toplandı ve Başkan Ünal Aysal istifa etti. Tabii ki bu prosedürün işleyebilmesi için yapılan bir hareketti. Sert tartışmaların yaşandığı cuma akşamki toplantı da bir şekilde geride kaldıktan sonra kulübün dinamikleri tekrar işlemeye başladı; herkes adamını yeni kurulacak yönetime sokmak istiyordu. En azından kurulan yeni yönetimin çatısına sahip olmak içeride ve dışarıda kalanların iştahını kabartıyordu. Galatasaray’da değil yöneticilik, getir götür işlerine bile bakamayacak kapasitede insanların bile yönetici adayı olarak isimlerinin geçmesine Başkan’ın cevabı netti: “Yönetimi ben belirleyeceğim ve kaliteli isimlerden kuracağım”.

Bunaltan baskı

Cuma akşamı ettiği istifadan sonra camianın ileri gelenleri tarafından her türlü baskıya maruz kalan Aysal zaten camianın baskısıyla geldiği başkanlık koltuğundan soğumaya başladığı yakın çevresinden sızan haberler arasında. Hem yeni yönetime adam sokmaya çalışanların hem de istifa kararından geri döndürmeye çalışanların telefonları Aysal’ın da sabrının sınırlarını zorlamaya başladı. Cuma gecesinin ilk saatlerinden itibaren Ünal Aysal, Galatasaray’dan çekilmeyi ciddi ciddi düşünmeye başladığı haberlerini alan duayenler bu kez başka bir baskıya, “Bize zamansız bir ayrılık yaşatma” diyerek başladılar. 2 sene üst üste şampiyonluk, Avrupa’da büyük bir başarı, tereyağından kıl çeker gibi kolay transfer edilen yıldızlar ve İmparator Fatih Terim’e sahip olan Aysal’ın ayrılma ihtimali zayıf görünüyor. Seçime girerse rakipsiz tekrar başkan olur. Ama ya girmezse!

Öztürk’e izin verirler mi!

Yıllardır camianın altın tepside sunduğu başkanlık koltuğunu hep elinin tersiyle iten Ali Dürüst her ortamda, “Ben yöneticilik hayatımı tamamladım. 22 Haziran’a kadar Galatasaray’a hizmet etmeye devam edeceğim, başkanlığa da ne olursa olsun adaylığımı koymayacağım” diyerek açılan kapıları sonuna kadar kapadı. Sonraki isim ise son dönemlerde yönetimde bizzat Başkan tarafından pasifize edilen Adnan Öztürk. Sert tavırları nedeniyle kendisine “™ahin yönetici” yakıştırması yapılan Öztürk’ün stili Ali Tanrıyar döneminden bu yana süre gelen “Gelenekselci Galatasaray”a pek uymuyor. Başkan olduğu zaman kulüpte taşları oynatacağı aşikar olan Öztürk, Adnan Polat’a kaybettiği seçimde 2 bin 290 oy alarak gücünü göstermişti. Muhalefet yerine iktidarın içinde olmasına daha sıcak bakılan Öztürk’ün başkanlık yolu da sarı kırmızı güllerle kaplı değil.

Dürüst ve Terim

Kuşkusuz ki Ünal Aysal, Galatasaray’da “El verme usulü” seçilen başkanların son temsilcisi. Tabii ki bu camianın da adetlerinin hepsi pozitif değil, “Kol kırılır yen içinde kalır” mantığının yararları kadar zararları da var. Eski sistemin sürmesi için gayret ediliyor. Önümüzdeki süreç Galatasaray’ın gelecek 25 ile 50 yılını belirleyecek bir süreç ve herkesin çok dikkatli olması gerek. Bir diğer konu da Ali Dürüst ile Fatih Terim’in uyumu. Galatasaray her ne kadar kurumsallaşsa, borç ödese (ki öyle bir şey yok), profesyonel yöneticiler tarafından yönetilse de Florya’dan başarı çıkmazsa maddi ve manevi olarak bir adım öne gidemez. Zaten sezon içinde sık sık Başkan Aysal’la sıkıntı yaşayan Fatih Terim gelişmeler karşısında köşesine çekildi bekliyor, durum belirsiz. Ali Dürüst ve Celal Gürcan’ın yokluğunda Terim’in de “Ben de yokum” demesi de sürpriz olmaz.