Taraftar nasıl olunur?

Haberin Devamı ›
Galatasaray-Trabzonspor maçından sonra liseli-liseci-alaylı tartışmasına bir yorumum olmuştu...Bu fırsatla Galatasaray tribünlerinin farklı yapıda insanlardan kurulu olduğunu bir kez daha anladım. Bilinçli bir kesim var. Yaptıkları eleştirilerde seviyeyi asla bozmayan ultrAslan bu grubun başını çekiyor. İşte seviyeli eleştirilerden bir örnek:“Cevap verdiğiniz için, tepkisiz kalmadığınız için, körü körüne kendinizi savunup; haklı göstermeye çalışmadığınız için size bir okuyucu, bir eş, bir anne ve de bir taraftar olarak teşekkür ederim. Ancak eleştirilerinizden gerçekten de çok ama çok etkilendim. Bir şey çalarken yakalanmış gibi, haklılığını ispat edemeden suçlanmış gibi, sözleriniz doğrudan bana, eşime söylenmiş gibi üzüldüm.” Gülçin Uslu Eskigülek.Bu hanımefendiden tabii ki özür diledim. Bu hanımefendi ve onun gibi yüzlercesinden de... Demek ki, emek verilerek yapılan bir işin karşılığında eleştiri görmek insanları son derece rahatsız ediyor. Üzerinde düşünülmesi gereken noktanın bu olması lazım.Taraftar diyor ki, “Liseliler, lisecilik yapıyor. Bu da kulübe zarar veriyor.”Zarar verdiklerine inandıkları bir konuyu tribünlerde uzatmanın o kulübe yarar getireceğini düşünmüyorlar herhalde.Gelelim taraftarın nasıl olması gerektiğine... En basiti, Liverpool taraftarı gibi olmalı. Takım kazanırsa sevinçten şarkılar söylemeli, kaybederse futbolculara destek vermek adına türküler... Maç içinde de pozisyonlara hakim, gerekirse kazanılan basit bir taç atışını bile avuçları patlayana kadar alkışlayarak. Liverpool-Barcelona maçından sonra İngilizler’i, kulüplerinin marşını söylerken görüp de gözü dolmayan var mı acaba aramızda... “You Will Never Walk Alone”, yani “Asla Yalnız Yürümeyeceksin.”İşte taraftar...Şu konuyu da sonlandırmak gerek...Kendini ‘liseli’ gören kendine liseli der.Kendini ‘liseci’ gören kendine ‘liseci’ der.Kendini ‘alaylı’ gören kendine ‘alaylı’ der.Kendini Galatasaraylı gören de göğsünü gere gere ‘Ben Galatasaraylıyım’ der.