Fırat Aydınus’un ismi bu maç için açıklandığında, Beşiktaş Başkanı Fikret Orman’nın bu atamadan memnun olmadığını açık açık beyan etmesi, bir bakıma hem hakem hem de MHK üzerinde psikolojik baskı oluşturma amaçlıydı. Şimdi Fırat Aydınus’un bu açıklamalardan ne kadar etkilendiğini iki devreyi farklı analiz ederek değerlendirelim.

Asla sarı kart olmazdı!

İlk 45 dakikada oyuncuların sportmence tutumları ve oyunu germeden mücadele istekleri ,Aydınus’un işini kolaylaştırdı. Bu devrede iyi maç yöneten bir izlenim bıraktı. Ancak ikinci 45 dakikada, özellikle 54. dakikada Gomez’in yere sağlam basıp dirseği ile arkasındaki Skulason’un elmacık kemiğine darbesinin karşılığı, dünyanın hiçbir tarafında sarı kart olmaz. Yüzde yüz kırmızı kart olmalıydı.

Takım arkadaşı gibiydi!

Beşiktaş Başkanı ne demişti, “Derbi maçları öncesinde takımımız eksik bırakılıyor.” Acaba Gomez nasıl oyunda kaldı? Bir hakem saha içinde saldırgan hareket eden oyuncuları mutlaka cezalandırmalıdır. Cenk Tosun’un, Ahmet Çalık’ın üzerine saldıran hareketinde, Fırat Aydınus bir takım arkadaşı gibi araya girip yatıştırmaya çalıştı. Sonuçta özellikle bu hafta oynanan maçlarda hakemlerin oyun içersinde otoriteyi tam manasıyla kontrol edemediklerini gördük.

Barış Şimşek, yaklaşık 3.5 yıldır Fenerbahçe maçına çıkmıyordu. Şike sürecinde Fenerbahçe ile Trabzonspor arasında yaşananlardan dolayı Trabzon bölgesi hakemi olan Barış Şimşek’i Fenerbahçe maçlarına atama cesaretini bundan önceki Merkez Hakem Kurulları gösterememişti. Bu MHK’nin cesaretle yaptığı doğru işlerden biri olarak kabul edilebilir. Ancak şunu da söylemem gerekiyor. Bu maç Barış Şimşek için doğru maç mıdır! Yani zamanlama ve maç seçimi bana göre pek uygun değildi. Mücadeleye dönecek olursak, karşılaşmanın tamamına oyunun kontrolünü elinde tutamadı. Bunlara karşı önleyici bir davranış sergileyemedi.

Markovic’e penaltı yok

Fernandao, Serdar Aziz’in ayağına net basması atlandı, bence sarı kart olmalıydı. Yine ilk yarıda Dany, arkadan Nani’nin tendonuna sakatlayıcı şekilde basıyor. Bu pozisyonların kesinlikle müsama gösterilecek tarafı olmadığı, bu hakemlere çok net biçimde söylenmesine rağmen bu pozisyonlara kart çıkmadı. Eğer Dany’ye kart göstermiş olsaydı, ikinci yarı görmüş olduğu sarı karttan oyun dışı kalacaktı. Fenerbahçe’nin penaltı beklediği, Markovic’le Aziz Behich’in ceza alanı içerisindeki pozisyonuydu. Bence bir şey yok oyuna devam kararı doğru. Fakat Serdar Aziz’in Uygar’a yaptığı hareket kesinlikle net penaltıydı. Sıkıntı bu tür pozisyonlara cezalanı dışında çok kolay düdükler çalınmasında.

Maçın 60. dakikası Erkan Zengin, Galatasaray cezalanı içerisine girerken, topu ortalamak istiyor. Cezalanı içerisinde Galatasaraylı Denayer, elini yumruk yapıp, topa doğru uzatıyor. Yani topun geçmesini net biçimde bilerek engelliyor. Maçın hakemi Cüneyt Çakır, aslında konum olarak son derece pozisyona hakim. Önü açık ve yaklaşık 3-4 metre mesafe uzaklıkta. Normalde Cüneyt Çakır kalitesinde ve deneyiminde olan bir hakem için bu pozisyona penaltı çalmak son derece kolay. Ancak Cüneyt Çakır, oyunu devam ettirerek, herkesi olduğu gibi bizi de şaşırtmış oldu. Pozisyona baktığımız zaman Denayer ile Erkan arasında yakın bir mesafe olduğu düşünülebilinir. Ancak burada kriter, Denayer’in elini bilerek topa uzatmış olması düşünülerek topla oynayıp kendine avantaj sağlaması. Bana göre tartışmasız penaltı kararı verilmeliydi.

Sezonun, ilk ciddi ve önemli sayılabilecek maçına Merkez Hakem Kurulu’nun (MHK) hiçbir şekilde risk almadan en deneyimli hakemi Cüneyt Çakır’ı maça atadığını görüyoruz. Bana göre bu atamanın yanlış tarafı yok.

Geçen senenin şampiyonu Galatasaray’ın, ligin ilk 5 haftasında kötü sonuçlar alarak sezona kötü başlamasının ardından, Şampiyonlar Ligi’ndeki kötü netice teknik heyeti ve Galatasaray yönetimini ciddi anlamda sıkıntılı sürece sokmuş durumda. Trabzon açısından baktığımızda ise sezona son derece iyi başladılar ve bir anda hedef yükselttiler.

Şimdi bu atmosferde daha önceleri Galatasaray’ın hep favori olarak Trabzon’a gittiğini görmüşken şimdi tam tersi bir durum var. Sonuç olarak belli ki bu atamayla MHK, hiçbir şekilde risk almamış.

Galatasaray-Mersin İdmanyurdu maçının içerisinde oldukça ilginç pozisyonlar yaşandı. İlk yarıda 28. dakikada Khalili, topa hakim olup rakip kalenin cephesinden gerçekleştirmek istediği atak sırasında faule maruz kaldı. Bu pozisyondaki sarı kart yeterliydi. Yine 33. dakikada Hakan Balta’nın Welliton’a arkasından yaptığı hareketinde gördüğü sarı kart da doğruydu. Bu iki pozisyonda da bariz gol şansı oluşmamıştı. Yine ilk yarıda 37 ve 45+1’inci dakikalarda Galatasaray’ın 2 pozisyonda penaltı beklentisi oldu. Vederson’la ikili mücadelesine baktığımızda biraz kritik gibi değerlendirilebilir bir pozisyondu. Ancak hakemin devam kararına ben de katılıyorum. Aşırı bir yüklenme ve Yasin’i bozma gibi bir hareket olarak değerlendirmiyorum. Diğer pozisyonda ise Selçuk, net bir biçimde kendi ayağını Ricardo Pedriel’e takarak kendini yere bıraktı.

Hakem kararları isabetli

Bence maçın en konuşulacak pozisyonu 90+4’üncü dakikada yaşandı. Bu pozisyonda Tita, Selçuk’u arkadan tutarak topla oynamasını açık ve net biçimde engelledi. Bu pozisyon, tamamiyle sportmenlik dışı bir hareketti. Hakem, tam düdüğünü çaldığı anda sinirlenen Selçuk, Tita’ya tekme attı. Bu pozisyonda şiddet içeren bir hareket olduğu için direkt kırmızı kart kararı doğruydu. Aynı pozisyonun içerisinde sarı kartı bulunan Vederson da Selçuk’u iterek yine sportmenlik dışı bir harekette bulundu. Arka arkaya gelişen bu hareketler sonrasında Mete Kalkavan, Selçuk’a direkt kırmızı kart gösterip arkasından Tita’ya sarı kart; Vederson’a da ikinci sarı karttan kırmızı kartla oyun dışına göndermesi doğru ve yerinde kararlardı. Sonuç olarak kaygan, yağmurlu ve bazı bölümlerinde tartışma yaratılacak pozisyonlarda hakemin kararlarının genel olarak isabetli olduğunu söyleyebiliriz.

Alper Ulusoy, daha önce bu hakem kadrosunda yardımcılık yapmıştı. Yeni sezonda kendisine şans verildiğini görüyoruz. Özellikle sezonun ilk haftalarında verilen görevleri iyi kullanmalı. Saha içindeki otoritesini mutlaka elinde bulundurabilmeli. Fakat Kevin Constant’ın Ahmet Cebe’ye yaptığı hareket her ne kadar net penaltıysa, Cavanda’nınki ise değildi.

Trabzonspor lehine verilen penaltıda Alper Ulusoy’la ilave yardımcı hakemin Cavanda’ya olan uzaklık mesafeleri aynı. Alper Ulusoy, pozisyonu görüp devam ettirmesine rağmen ilave yardımcı hakemin yanlış kararına uyarak penaltı çaldı. Bu tip pozisyonlar hakemin önünü açabilecek tarzdadır. Sorumluluktan kaçma eğiliminde bulunursa, iyi hakem olamaz. Bunun dışında bazı faullerdeki acemi hareketleriyle vasatın altında bir görüntü sergiledi Alper Ulusoy.

Hüseyin Göçek’in maç içerisinde iki türlü performansını değerlendirmek gerekiyor. Teknik olarak bakıldığında, genelde kararları normal sayılabilecek düzeydeydi. Ancak disiplin açısından ciddi eksiklikleri vardı. Göstermesi gereken kartları atladı. Mesela ilk yarıda Podolski’nin, ikinci yarıda ise Melo ve Sneijder’in rakiplerine yaptığı hareketler, kart gerektirirdi. Galatasaray’ın baskı kurduğu dakikalarda daha sakin kalmalıydı. 79. dakikada Osmanlıspor kale alanı içerisinde oluşan karambolde topa vuran oyuncuların neredeyse içerisindeydi. Yine 85. dakikada Sneijder’in ceza alanı yayı üzerinden kaleye vurduğu top neredeyse kendisine çarpacaktı. Maçın sonucuna etki etmedi ancak oyunun içinde bu kadar kalması doğru değildi.

Volkan Demirel, penaltı pozisyonunda dizini bükerek gidiyor. Belki Ahmet İlhan’a bu girişle direk bir hamlede bulunmuyor ancak Volkan’ın bu hamlesini Ahmet İlhan, avantaja çevirip penaltıyı almayı başarıyor. Bu tip pozisyonlarda kalecinin topa dokunması gerekir. Cüneyt Çakır’ın penaltı kararı bana göre de doğru karar. Topun yönü kaleye doğru olmadığı için hakem sarı kart gösterdi. Sezon öncesi seminerde bu tip pozisyonlara, “Sarı kart gösterin” diye hakemlere talimat verilmişti. Yani hem penaltı hem de sarı kart doğruydu.

Saygıyla önüne geçti

Bunun dışında oyunun geneline baktığımızda özellikle ikinci yarıda yağmurun da etkisiyle kayganlaşan zeminde sıkça ikili mücadeleler yaşandı. Bu pozisyonlarda deneyimi ve tecrübesiyle Cüneyt Çakır pozisyonları kontrolünde tuttu. Yaşanabilecek itirazların önüne geçti. Zaman zaman verdiği faullere itirazlar oldu, ancak kariyeriyle ve oyuncuların kendisine gösterdiği saygıyla bunun önüne geçti. Sonuçta; özellikle son anları bayağı tempolu ve heyecanlı geçen maçı iyi yönetti.