Arama

Popüler aramalar

Kaliteyi abarttık mı?

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Lig TV’nin yayın ihalesini almasının hemen sonrasında Erman Toroğlu’nun işine son verilmişti. Bu kararın ‘Türk futbolunun marka değerini yüksetmek’ ve Toroğlu’nun yorumlarıyla hakemler üzerinde oluşturduğu negatif etkiyi ortadan kaldırmak için alındığı uzun süre konuşulmuştu. Ancak Erman Toroğlu’nun yerine bu sezon başından itiraben aynı misyonu yüklenen ünlü Alman hakem Markus Merk’in kısa süre içindeki tavrı ve söylemleri başka bir gerçeği ortaya çıkardı. Merk’in maçlardan sonra hakemleri korumaya çalışır türdeki pozisyon analizleri, eyyam kokan yorumları akıllarda ‘acaba kaliteyi abarttık mı?’ sorusunun oluşmasına neden oldu. Merk’in özellikle bu hafta sonu Beşiktaş-Belediye maçında Ferrari’nin pozisyonuna devam demesi, Galatasaray-Bursa karşılaşmasında Volkan’ı atmayan hakem Abdullah Yılmaz’ı haklı bulması ve Trabzon-Fener mücadelesinde kendi ayağına takılan Colman’ın pozisyonundaki penaltıyı doğru olarak değerlendirmesi ünlü hakemin, ‘marka değerini arttırmak’ direktifiyle bilinçli olarak böyle hareket ettiği söylentilerinin yayılmasına sebep oldu.

İlk 2 hafta eyvah eyvah!
Şanlıurfa’da yaşarken maçlar, seminerler için İstanbul’a gelir, işim bitince de dönerdim. Çok şeyden haberim daha sonra olurdu. Çok da fazla ilgilenmez, merak da etmezdim. İstanbul’a yerleştikten sonra, çok kısa zamanda görüp ve duyduklarım karşısında şaşırmamak ne mümkün. Öncelikle herkes birbirinin peşinde. ‘Nasıl açık bulacağım?’ diye 24 saat tetikte bekliyorlar. İddiaların ardı arkası kesilmiyor, üretilen senaryolar, Hollywood filmlerine 10 basar! Doğruysa bunlar, neden kapalı kapılar ardında konuşulur? O zaman da ‘efendim bu iddiaların hepsi aslında doğru, ama delil olmayınca ne yapalım, çıkıp da konuşamıyoruz’ veya ‘konuşamıyorlarmış’ diye de çok kolay bir yol bulunmuş. Geçmişte ve bugün de birbirleriyle sorun yaşamış, kavgalı olanlar, eline fırsat geçince öylesine vuruyorlar ki, aynen ‘gebertircesine...’ Süper Lig başlayalı, daha iki hafta oldu, imdada Galatasaray yetişti. 2 mağlubiyet takımın reytingini az yukarı çekti. Aslantepe Stadı’nın içindeki büfelerden, localar için sağlanan menfaat ilişkilerine, transferlerden sağlanan komisyon paylarına kadar her şey konuşuldu.

Merk sanki MHK üyesi gibi...
Şimdi gözler Fenerbahçe’de.... Sipere yatmış, perşembe akşamını bekleyen o kadar çok kişi var ki; aynen sabırsızlanıyorlardır. Sözde futbolumuzun marka değerinin yükseltilmesine çalışılıyor. Rijkaard’ın Bursa maçından sonra, “Unutmayalım ki, geçen sezonun şampiyonuna karşı oynadık” şeklindeki mütevazı ve rakibe saygı içeren açıklamaları bile, alay konusu yapılırken, sormazlar mı değerimiz nasıl yükselecek diye?

Lig TV’nin yeni yorumcusu Markus Merk’in hakemlik kariyeri gerçekten mükemmel. Kendini dünyada kabul ettirmiş bir isim. İki haftadaki hakem ve pozisyon değerlendirmesine baktığımda ise aynen şuna benzetiyorum; Almanya’ya çalışmak için giden Türkler’in, döndüklerinde veya izine geldiklerinde orada yaşadıklarını anlatırken, etrafına toplanmış insanlar gibi seyrediyoruz kendisini. Merk, Merkez Hakem Kurulu üyesiymiş gibi pozisyonları, hakem lehine evirip çeviriyor. Bir güzel de süsleyip anlatıyor. ‘Merk böyle dediyse, tamam, olay bitmiştir’ oluyor. Üzerine de yorum yapmak yanlış düşüyor! Aynen bundan önceki Erman Toroğlu’nun durumu... Gerek oyuncular, gerek izleyenler için ‘Bakalım Erman hoca ne diyecek?’ gibi oldu, yaşananlar...

‘Acaba nereye gidiyoruz?’
İlk iki haftadaki hakemlerin performansları gerçekten çok kötü. Trabzon-Fenerbahçe maçında Lugano’nun yakın mesafedeki el pozisyonu için beş kişiye sorsan, üçü el, ikisi çarpma diyebilecek bir durumda, her görüşe saygı duyulur. Ama Sivas-Galatasaray karşılaşmasındaki hakemin genel performansına ‘iyi’ demek, Beşiktaş-Belediye mücadelesindeki Ferrari’nin pozisyonuna ‘penaltı değil, hatta hücum faul’ demek, Trabzon-Fenerbahçe maçındaki Colman’ın koşarken, kendi ayağına takılıp düşmesine verilen penaltıya ‘doğru’ demek, ehh pardon yani dedirtiyor! Sonuçta bunları görünce, ‘acaba nereye gidiyoruz?’ duygu ve düşüncesi insanın aklına geliyor doğrusu...