İşaretler

Haberin Devamı ›
Futbolun biraz olsun mahkeme koridorlarından çıkıp gerçek özneleriyle konuşulduğu şu günlere dönmek gerçekten çok sevindirici. Transfer hareketliliği, pazarlıklar, yeni sezon planlamaları derken, işin kendi ruhuna yönelik çalışmalar kaybolan heyecan hissimizi yerine getiriyor. Tüm bunlarla beraber ‘UEFA ne karar verecek?’ tedirliği de hep aklımızın bir köşesinde. O ‘saha dışı hareketliliğin’ çokca içinde bulunan Trabzonspor’un da futbola döndüğünü söylemek mümkün. İç bünyede sadece Burak sorunuyla karşı karşıya olsa da Bordo-Mavililer, ciddi bir transfer gündeminin içinde.
Atılan adımlar ise genel tabloya bakıldığında gelecek için hayli olumlu. Güneş krizinin kısa sürede çözülmesi, ardından oyuncular konusunda ‘gaza’ gelmeden yapılan icraatlar Sadri Şener ve ekibinin Ersun Yanal ile ilk çalışma dönemini hatırlatıyor. Selçuk İnan, Egemen, Colman, Ceyhun, Cale, Giray, Onur gibi daha ‘patlamamış’ yetenekleri futbolumuza kazandıran Trabzonspor, yine aynı rotaya oturmuş gibi duruyor. Soner ve Yasin gibi iki genç yeteneğin alınması, gündemdeki yabancıların ‘sorunsuz’ isimler olması Bordo-Mavililer’in hatalardan gereken dersi çıkardığını gösteriyor. Trabzonspor’un geleceğinin de bu tip adımlarda olduğu, isimler değişse de belli bir politikanın sabitliğinin mutlaka fayda getireceği bir gerçek. Ayrıca yine Şener’in FANATİK aracılığı ile verdiği bir mesaj doğrultusunda, yeni ve genç yöneticileri daha aktif hale getirdiği, önlerini açma adına yaptığı hareketlendirme de dikkat çeken bir başka nokta.
Pilot takım, 1461’e yönelik hamleler de çok kıymetli. Mustafa Akçay’ın takımın başında tutulması, Almanya’daki gurbetçi pazarının üzerine gidilmesi gibi adımlar, 1.Lig vitrininde olacak bu ekipten en üst düzeyde fayda alınmasını sağlayacaktır.
Yakın süreç içinde Trabzon’da Ünal Karaman hadisesinin bile iyi atlatıldığını söyleyebiliriz. Bu noktada Güneş’in net tavrı, Başkan Şener’in, “Biz işine karışmayız” çıkışı ortak sesin faydası. Şimdi bir menacerlik konumu gündemde. Yönetim-futbolcu-teknik heyet üçgeninde modern anlamda bir görevlendirme tabi ki herkesi rahatlatır. Bu iş için de Hami Mandıralı ismi çok öne çıkıyor. Kendisi pozitif kişiliği, Trabzon ve Trabzonspor’daki yüksek kredisiyle böyle bir görevde sorun yaşamaz gibi duruyor. Herkesin Trabzonspor ortak menfaatinde hareket etmesiyle zaten hem bu konu hem de diğer işlerin çözümü, görüldüğü gibi gayet mümkün. Tüm bunları alt alta topladığımızda Trabzonspor’un geçen sezona oranla çok daha iyi bir yolda olduğunu söyleyebiliriz. Ancak başa dönersek, yani futbol dışı yeni hareketlenmelerin de yakın gelecekte tekrar UEFA kararı, federasyon genel kurulu gibi işlerle kapımızı çalacağı kesin.
Bu noktada da Trabzonspor ailesinin alacağı tavır yeni bir sınav aslında. Başkan Şener’in kentine, yöneticilerine ve bazı kesimlere dair önemli mesajları olmuştu hatırlanırsa. Bir anlamda “Haklı davamızda yalnız kaldık” demişti özetle. Saha içindeki olumlu işaretlere saha dışındaki bütünlüğün de eklenmesi, Trabzonspor’u yakın gelecekte, hedeflerine yürüme konusunda çok daha fazla güçlü kılar, hatırlatmakta fayda var!