Teşekkürler Özkan Sümer!

Haberin Devamı ›
Ne Trabzonspor’u bize bir başka sevdiren merhum Mehmet (Tan) abi, ne de Trabzon-Trabzonspor-Gazeteci üçgeninde onsuz olabileceğimiz Ergun (Ata) abi kadar vakit geçirdim Bordo-Mavili renklerle. Trabzonspor’u meslekte bir ‘branş’ olarak yaşamaya başladıktan sonra tanımaya, anlamaya, yorumlamaya başladım, her seviyeden çok insan tanıdım. Gördüğüm 3 yönetimde de ‘tanımadan’ önyargı besleyenler ya da ‘tanıdıklarıyla karıştıranlar’ oldu. Telefon açan okurdan, maille cevap arayandan da kaçmadım. Birlikte hep önce kendi kapımızın önünü temizlemeye çalıştık. Amaç yanlış bildiklerini düzeltmekti; zira suçlama hep ağırdı: İstanbul basınısınız, düşmansınız!
Temelsiz, ipsiz-sapsız...
Anlatamadılar, anlatamazlar da bu ipsiz-sapsız fikri. Sağduyulu okurlar, yöneticiler de oldu, gönlümüzü rahatlattı. Ama hiçbiri bunu Özkan Sümer kadar yapamadı! Bize yöneltilen ‘düşmanlık’ suçlamalarının temelini ‘kulübü karıştırmak’, ortaya veri, bilgi, belge koymamıza rağmen ‘hep kötüleri takım iyi giderken söylemek’ oluşturdu. Ama eski başkan, teknik direktör ve şimdiki futbol koordinatörü Özkan Sümer öyle bir zamanda konuştu ki... Trabzon’a hizmeti, futbol bilgisini konuşmak haddimize düşmez kesinlikle ama son sözleri tam da bize göre.
Gerekli işlemler yapılmamış
Sağlık kurulunun skandalını kapatıp, tedavi için İngiltere’ye yolladığı Yattara’nın Fener maçının ve genel olarak da ‘oynayanların’ önüne geçmesini yönetim hiç istenmezken bu kez Sümer suskunluğunu bozdu... Klasik söylemler dışına çıktı, özetle şöyle dedi: Yattara’yı iyi tahlil edemedik. Yani Yattara’yı sahaya döndürebilmek için gerekli işlemlerin yapılmadığı kanaatindeyim. Yattara’yı değersizliğe mahkum edipte ondan sonra, ‘Gitsin’ demek yanlışlığına düşmememiz lazım...
Hamle hataları olmuş
Özkan Sümer, Broos’u da unutmadı: Trabzon’un yönetimsel bağlamda başlangıçta bir kaç hamle hatası oldu. Yönetim, teknik adam seçiminde ortada kaldı. Ortada kaldıktan sonra da sınırlı tercihler içerisinde Broos alındı. Sonra gelinen durum ortada. Başarısızlığı sadece bir teknik adama yükleme ihtiyacından kurtulmamız lazım. Yönetim acaba o dönemde görevini tam olarak yaptı da sadece hoca mı hata yaptı?
Sen de mi Özkan hoca!
Hani biz ‘düşman’ ilan ediliyorduk ya...
Görevimiz gereği ‘Nesi var, neden düzelemiyor?’ derken, uzman görüşü alırken... Taraftarın sesine kulak verirken...
Hoca işinde hep belgeyle konuşurken, uzun ön vadeli öngörülerimiz bile çıkarken... Kulübün ‘onursal’ başkanını sütunlara taşırken... Sayısız isim hep boş konuşup onun aksine taşın altına elini sokanlara söz hakkı verirken... Sadece ‘mesleki’ ricalarda bulunurken!... Sen de mi Özkan hoca!