Adaletin tecellisi!

Haberin Devamı ›
Sezonun ikinci yarısı başlamış, Galatasaray, Beşiktaş, Trabzon, Kasımpaşa puan kaybetmiş, haliyle Konya’dan alınacak 3 puan şampiyonluk yolunda atılacak dev bir adım demek. Nitekim de öyle oldu Fenerbahçe zirvede 10 puan farkla yalnız uçuşuna devam etti.
Fenerbahçe her geçen gün biraz daha Ersun Yanal takımı oluyor. ‘Yanal takımları’nın bir tane oyun merkezi olmaz. Maça ve rakibe göre değişkenlik gösterir. İşte bunun en güzel örneği dün gece Kadıköy’de yaşandı. Fenerbahçe geri düştüğü maçta iki stoperi Alves ve Egemen’in attığı gollerle zafere ulaştı. Futbolun adaleti yok derler ama siz inanmayın. Sahanın en çalışkanı, en isteklisi Egemen’in attığı gol aslında adaletin tecellisi gibiydi. En çok o hak etti bu zafere imza atmayı.
Ligin kanatlar üzerinden en etkili oynayan takımını yaratan Yanal’ın planını bozmayı beceren çok fazla meslektaşı çıkmadı ligin ilk 18 haftasında. Uğur Tütüneker ve Tolunay Kafkas 3 puan aldı, Mustafa Reşit Akçay ve Slaven Biliç beraberliği zor kurtardı, Ertuğrul Sağlam da çok zorladı ama yıkamadı. Ersun hocayı en az kendisi kadar tanıyan ve antrenörlük kariyerinde Yanal’la yükselen Mesut Bakkal dün gece maçın genelinde ustasının planını sekteye uğrattı. Hasan Kabze Gökhan Gönül’ü hiç çıkartmadı, Djalma da sağda Caner’e nefes aldırmadı.
Caner sakinleştirici alsa iyi olur
Caner Erkin tartışmasız bu ligin en faydalı sol beki. Dün gece Alves’e yaptığı asistle takım arkadaşlarına tam 9 gol attırmış. Bu muazzam bir istatistik. Lakin Caner sinirlerine hakim olamıyor. Her maç gergin, hakemden rakibe kadar herkese karşı çatık kaşlı ve isyankar. Zaten ligin ilk yarısında 6 sarı kart görmesi de bu yüzden. Naçizane genç kardeşimize tavsiyem müthiş performansına öfkesiyle gölge düşürmesin.
Fenerbahçe’nin farkı yabancıları
Ligin ilk yarısını 8 puan farkla lider bitirmek Fenerbahçe’yi tarif ederken elimize yeterince done veriyor. Bu puan farkının altını futbollarıyla dolduruyorlar. Ersun Yanal’ı diğer meslektaşları tarafından kıskanılan noktaya getiren ise yabancı oyuncuları. Yanal’ın elindeki yabancı futbolcu havuzu diğer 17 takımı çalıştıran meslektaşlarının sahip olduklarından çok daha faydalı. Nasıl mı? Çok basit. Fenerbahçe istatistiki veriler dikkate alındığından bir çok alanda açık ara lider. Özellikle hücum bölgesinde bu farkı yaratan en önemli unsur ise yabancıları. Sarı-Lacivertli takımın yabancıları dün gece de dahil tam 37 gol kaydederken, yerliler sadece 8 gol atabilmiş. Peki Fener’in rakiplerinde durum ne? Galatasaray’da 14 yabancı 13 yerli; Beşiktaş’ta 19 yabancı 11 yerli; Trabzonspor’da 13 yabancı 13 yerli; Sivas’ta 23 yabancı 11 yerli; Kasımpaşa’da 23 yabancı 9 yerli gol atmış. Bu da demek oluyor ki, yabancı konusunda Fenerbahçe hedefi tam 12’den vurmuş.
Hleb kalitesi
Alexander Hleb’in Torku Konyaspor’a transferi gerçekleştiğinde Beyaz Rusyalı orta saha için herkesin zihninde ‘nereden nereye’ baloncuğunun oluştuğuna şüphe yok. Hleb kariyerli bir oyuncu, Stuttgart’taki parlak çıkışın ardından 2005/06’da gittiği Arsenal’de ilk sezon Şampiyonlar Ligi finali görmüştü. Arsene Wenger, Park des Princes’deki (Paris) finalde Pires ve Fabregas’ın sağına Hleb’i soluna da Ljunberg’i koyarak Barcelona’ya kafa tutmaya çalışmıştı. Ne var ki; Messi olmasa da Ronaldinho, Deco ve Eto’o’lu bir devi yenmek Hleb ve arkadaşlarına kısmet olmamıştı. Hleb’in, sonraki 2 sezon Arsenal’de oynadığı akılcı futbol transfer tercihlerine yansımayınca, Beyaz Rus oyuncu Konya’ya kadar uzanan bir öykünün baş kahramanı oldu. O dönem Barcelona’ya gitmek belki her futbolcunun hayali olabilirdi ama Xavi, İniesta ve Messi’nin olduğu bir takımda Hleb’e yer bulmak imkansızdı. Zaten Hleb de bulamadı. Sonrası mı? Stutgart, Birmingham, Wolfsburg, Kryla Sovetov, BATE Borisov ve Konya…
Ama aradan geçen yıllar Hleb’in temposundan küçük parçalar koparsa da kalitesinden hiçbir şey götürmemiş. Konya’nın ön bölgede top tutmasını sağlayan Beyaz Rus, sanki maça elinde cetvelle çıkmış gibiydi. Attığı her pas bir zekanın ürünü ve ölçülüydü. Tıpkı Arsenal dönemlerinde olduğu gibi. Daha ilk lig maçında yaptığı asist takım oyuncusu olduğunun da en güzel örneğiydi.
Hiç şüphe yok ki; maçın genelinde baskılı oynayan taraf Fenerbahçe’ydi ama Konya’nın da ezildiğini söyleyemeyiz. Zaten bir takımın başında Mesut Bakkal varsa sürprize hazır olmakta fayda var. Zira özellikle büyük takımlara karşı deplasmanlarda nasıl oynayacağını en iyi bilen antrenörlerin başına koyabilirsiniz Mesut hocayı. Bir Mesut Bakkal takımı gibi oynadı Konyaspor.