Arama

Popüler aramalar

Bruno Alves ve diğerleri

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Fenerbahçe tarihinin en iyi kalecilerinden biri şüphesiz Volkan Demirel. Bir kalecinin ötesinde anlamlar ifade ediyor Sarı-Lacivertli camia için. 3 Temmuz sürecinde takımın gerçek liderlerinden biriydi, camianın ayakta kalmasında önemli rol oynadı. Volkan’la Haber Müdürümüz Zafer Büyükavcı geçtiğimiz günlerde nefis bir röportaj yaptı, bugün Fanatik’te keyifle okudunuz ya da birazdan okuyacaksınız. Volkan’ın saha içi analizlerini önemsemek gerekir diye düşünüyorum. Mesela takım arkadaşlarından bahsederken yeni transfer Bruno Alves’e ayrı bir yer açıyor. ‘Hayatımda oynadığım en iyi stoper’ diyor Portekizli için. Volkan’ın söylemleri Bruno’nun eylemlerinin yansıması aslında. Takıma en geç katılan olmasına rağmen, hem hazırlık maçları hem de Salzburg maçında gördük ki, en hazır olan o. Futbolun yaşsız aktörlerinden biri Bruno Alves. Tıpkı Drogba gibi. Saha içinde yer tutuşu, pozisyon bilgisi ve tabii ki sezgisi. Bir defans oyuncusuna nazaran topla oynama meziyetleri çok yukarılarda. Volkan haksız sayılmaz. Hele Lugano’yla yıllar geçirdiği düşünüldüğünde Bruno Alves’in yeteneklerine dikkat çekmemesi anormal olurdu.

Lugano’yu sevenler hemen kızmasın, Uruguaylı da büyük oyunculardan biriydi ama hangi takım arkadaşına sorsanız hayatlarında gördükleri en yeteneksiz futbolcu olduğunu söylerler. Lugano sonrası Alves, stabilize yoldan asfalta çıkan araba rahatlığı gibi gelmiştir Volkan’a.

Ersun hocanın takımları genelde yüksek risk içeren oyun sistemlerine sahiptir. Bu risk beraberinde keyifli futbolu da getirir. Ama her zaman şans yaver gitmeyebilir. Trabzonspor ve Manisaspor örneğinde olduğu gibi. O yüzden hocanın sisteminde en kritik oyuncular genelde stoperlerdir. Ersun hocanın bu sezonki en büyük avantajı Bruno Alves olacak. Tıpkı Volkan’ın olduğu gibi.

Sistemin temel dinamiklerini stoperin üzerine oturtmak hep tutan ve doğru kabul edilen bir tercih değildir. Ama Fenerbahçe standartlarında en doğru hamleymiş gibi duruyor. Gökhan Gönül sakatlıktan dönene kadar defans hattında tüm yük Alves’in sırtında olacak. Çünkü yanındaki stoper partnerleri Yobo-Bekir-Egemen, sol kanattaki Kadlec-Hasan Ali inisiyatif kullanacak yeterlilikte karakterler değiller. Portekizlinin defans merkezindeki etkinliği Fenerbahçe kimliğinin de tarifi olacak.

Tempo Gönül’e bağlı

Bir takıma sahada ritim kazandıran en önemli aktörler kanat bekleridir. Fenerbahçe’nin 2007’den bu yana futbol karakterini şekillendiren oyuncuların başında Gökhan Gönül gelir. Gökhan, deparlı bir kanat oyuncusudur ve rakip defansın arkasına yaptığı koşularla Fenerbahçe’yi öne taşıyan aktördür. Gökhan’ın bu etkinliği Sarı-Lacivertli takımı gerçek bir ofans takımı haline getiriyordu. Ama Ersun hoca henüz onunla oynama şansını bulamadı. Dolayısıyla Salzburg maçında da PSV hazırlık maçında da sahada ezilen, rakibi hep geride karşılamak zorunda kalan ve topu bir türlü öne taşıyamayan bir takımın antrenörü olarak kulübede durdu.

Kadlec, Fenerbahçe’ye sol bek pozisyonunu doldurması için transfer edilse de Çek Milli Takımı’na ve Bayer Leverkusen’e sol stoper olarak fayda sağladığı maçlar hiç de azımsanmayacak sayıda. Kadlec güçlü fiziği ve geriden oyun kurma yeteneğiyle stoper özelliklere sahip bir oyuncu. Ama bir takıma tempo kazandıracak yeterlilikte bir kanat beki değil. Bu yüzden ondan bir Gönül performansı beklemek Ersun hocanın en büyük hatası olur.

Gördüğünüz gibi Fenerbahçe’nin daha defansından çıkamadan sayfa doldu. Özetle Volkan Demirel’in, ‘Hayatımda oynadığım en iyi stoper’ dediği Bruno Alves, Ersun Yanal sisteminin temel direği. Yüreği, lider karakteri ve pozisyon bilgisiyle Fenerbahçe’nin en fark yaratan oyuncusu. Özetle Ersun hocanın kariyer mühendisi Alves olacak. Bu ülke ne hocalar gördü, daha 5. haftada gönderilen. O yüzden de Ersun hoca yoğurdu üfleyerek yiyor. Kocaman’ın ‘garantici’ mantalitesinin üzerine bir sistem inşa ediyor. Hem de kendini inkar etme pahasına.

Sow-Webo-Kuyt oynarsa tur kolay
Salzburg’daki ilk maçın başlangıç kadrosunu gördüğümde sistemin 4-2-3-1 olacağını düşünmüştüm. Yani stoperlerin önünde Topal ve Meireles, Emre-Alper-Kuyt en önde de Webo. Bu oyuncu grubuyla ne oynanmazın cevabını ise Ersun hoca verdi, 4-1-4-1 oynatarak. Solda Kuyt’ın sağda Meireles’in oynadığı Fenerbahçe bugüne kadar izlediğim en kötü Fenerbahçe’ydi. 58’de Sow, 69’da Baroni girince Aykut Kocaman’ın takımı vardı sahada. Futbolda doğru bir tane değildir, sahada iyi performans gösterdiğiniz sürece en iyi sistem kendinizce odur. Bu takımın forvet hattı Cardozo ya da Emenike gelmediği sürece solda Sow, önde Webo, sağda Kuyt’tır. Bunu Ersun hoca bizzat Salzburg maçında test etti. Ama böyle testler büyük risk içerir, olası bir kaza kariyerinizde onarılmaz gedikler açar. Şimdilik Amerikayı yeniden keşfetmeye gerek yok. Sow-Webo-Kuyt’ın üçlü santrfor oynadığı Fenerbahçe Salzburg’u eler.

Stoch’a ne oldu sahiden

Hazırlık döneminde Ersun Yanal’ın en güvendiği isimlerden biri şüphesiz Stoch’tu. Salzburg karşısında da oyun planını tahmin etmek çok güç değildi. Stoch’un olduğu bir sol kanat Kuyt’ın sağ kanadıyla son derece efektif bir oyun kurgusunu çağrıştırıyordu. Ama kadro açıklandığında Stoch tribündeydi, maç boyunca da elinde akıllı telefonuyla sürekli sosyal medya gezisi yapıyordu. Maçtan sonra da kimse sormadı, Ersun hoca da Stoch’un kadro dışı kalması çok olağan bir durummuş gibi davrandı. Hala da merak ediyorum.