Mancini'nin Burdisso'yla imtihanı

Haberin Devamı ›
Chelsea yenilgisi sonrası Galatasaray kafilesi Londra'dan havalandığında uçak ağzına kadar sorunla doluydu. Ertesi gün yönetimin internet sitesinden yaptığı '9 hafta' başlıklı açıklama Ünal Aysal ile futbol takımının arasındaki mesafeyi son 3 yılın zirvesine çıkardı.
'Tüm Galatasaraylıları bu sonuçtan çok, takımın ortaya koyduğu dirençsiz ve mücadelesiz futbolun hayal kırıklığına uğrattığının hepimiz farkındayız.' cümlesinin futbolcular üzerinde nasıl bir etki bıraktığını herkes Kayseri maçında görmüştür sanırım.
O ultimatomun artçı sarsıntılarıyla başladı Bursa ile oynanan kupa yarı finali. Mancini, Rize ile 6. hafta oynanan lig maçından sonra Galatasaray'ın başına geçti ve o günden beri 20 STSL, 9 Ziraat Türkiye Kupası ve 7 Şampiyonlar Ligi maçına farklı kadrolarla çıktı. Bu düzensizlik içinde garip bir düzeni barındırıyor aslında. Mancini geldiğinden beri herkesten vazgeçti ama şartlar ne olursa olsun Melo ile Selçuk'tan vazgeçmedi. Yoksa, Muslera önünde bu sezon üst üste 2 maç aynı dörtlüyü görememişken Galatasaray'ın ligin hala en az gol yiyen takımı olması (22 gol) nasıl açıklanabilirdi ki?
Mancini'nin Burdisso ile imtihanı
Bursa önünde İtalyan hoca Semih Kaya'yı dışarıda bırakıp Burdisso'yu sağ stopere, Sabri'yi sağ beke koyarak Volkan Şen'in ekmeğine yağ sürdü. Galatasaray golü erken buldu bulmasına da dakikalar 25'i gösterdiğinde Burdisso ile Sabri pozisyon vermekten yorulmadı, Sestak kaçırmaktan yoruldu. Sanırım Galatasaray yönetimi, Beşiktaş'ın yıllar önce yaşadığı 'Higuain sendromu'nu dikkate almamış. Bir futbolcunun kardeşinin iyi futbolcu olması, kendisinin de iyi olması anlamına gelmiyor. Büyük kardeş Nicolas Burdisso, Mancini'nin çalıştırdığı İnter'in stoperiydi. Fakat Guillermo Burdisso Galatasaray'ın yükünü kaldıracak kalibrede değil maalesef.
Tahmin ediyorum ki, Mancini bu transfer için eski öğrencisi Nicolas'tan fikir alırken fena halde yanılmış. Zira büyük Burdisso, 2010-11 sezonunda Roma'da oynarken Claudio Ranieri'yi de kardeşi Guillermo'nun transferi için ikna etmiş fakat ufaklığın foyası 5 maçta ortaya çıkmıştı. Mancini defalarca izlediği ve sonunu bildiği filmin tekrarında mutlu son bekleyen romantik İtalyan delikanlısı gibi. Yoksa Guillermo Burdisso'dan neden hala Nicolas performansı beklesin ki?
Bu kriz yönetime diz çöktürür
Sneijder Bursa'ya golü atıyor sevinmiyor, Selçuk atıyor yüzünden düşen bin parça. Futbolcular küskün, Mancini herkese kızgın, yönetim darmadağın. Fenerbahçe'yle puan farkı bitime 8 hafta kala 11 olmuş, Beşiktaş Şampiyonlar Ligi yarışında öne geçmişken bu dağınıklık Galatasaray'a çok pahalıya patlayabilir. Zira geçen sezon Şampiyonlar Ligi sayesinde 140 milyon Euro'luk ciroyla dünyanın en çok kazanan 20 kulübünün arasına girmeyi başarmış Galatasaray'ın böylesi bir gelirden olması, dağ gibi büyüyen borçlar karşısında yönetime diz çöktürür.
Riera, Eboue'ye örnek olsun
Türkiye, özellikle de İstanbul yabancı futbolcular için tam bir cennet. Banka hesaplarına her ay yüzbinlerce Euro yatar, dünyanın en güzel manzaralı evlerinde otururlar, boğaz, partiler, gece hayatı... Galiba bunu son zamanlarda en iyi anlayan ve anlatan Albert Riera'dır. Galatasaray'dan yılda 3 milyon Euro kazanırken Deportivo'dan gelen 40 bin Euro'luk teklifi duyduğunda kim bilir psikolojisi ne hale gelmiştir İspanyolun.
Fenerbahçeli Guiza ya da Beşiktaşlı Quaresma'nın durumu farklı mıydı sanki. Şimdi Eboue'nin menajerinin yerinde olsam Fildişi Sahilli oyuncuya Galatasaray'ın ne kadar büyük bir nimet olduğunu anlatırım, Riera'yı örnek göstererek hem de...