Arama

Popüler aramalar

Şanssızlık değil zaafiyet

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Birden çok hikayesi olan ve senaryosu defalarca değişen maç izledik. Fenerbahçe açısından puan kaybını şanssızlığa bağlamak kolaycılık olur. Vitor Pereira da Diego da Volkan da maçın içine bolca zaafiyet kattılar.

Volkan kariyeri boyunca iyi kalecilik performanslarına imza attı. Dengelidir, herkesi ayakta tutar. Fenerbahçe düne kadar ligin en az gol yiyen takımıydı. Fakat bu sezon iyi olan Volkan değil, takım savunmasıydı. Sıradan bir orta Volkan’ın çıkamamasından gol oldu. Muslera’nın 67 şutta 18, Tolga’nın 62’de 14 gol yediği düşünüldüğünde Volkan’ın kalesine gelen 27. şut 11. gol olarak tabelaya yazılıyorsa burada iyi kaleci performansından bahsetmek oldukça güç.

Daha cesur olabilirdi

Hasan Ali atıldıktan sonra (Pozisyon son adamdan değil ciddi faulden kırmızı kart) Vitor Pereira’nın Caner değişikliği son derece ezber bir hamle. İkinci yarıda Alves’in çıkarıp Ozan Tufan’ı oyuna alsa gelemeyen Gaziantep’e çok daha net baskı kurabilirdi. Ama buna cesaret edemedi. Oysa ki Fenerbahçe zaten iyi savunan, sert bir takım. Dün gece topu öne oynayacak bir fazla sert oyuncuya ihtiyaç duydular.

Diego’ya 18’de yer yok!

Hücum oyuncularına savunma öğretmek tarih boyu hep zor olmuştur. Diego, Muhammet’in üzerinden koluyla yükselip öyle bir penaltıya sebep oldu ki buna şanssızlık demek düpedüz saçmalık olur. Bu bildiğin ağır zaafiyet. Tıpkı Akhisar maçındaki gibi. Diego’yu bundan sonra 18’in içine gönderirken bir kez daha düşünecektir Pereira.
Fenerbahçe’nin Kadıköy ile deplasman maçları arasında çok ciddi bir coşku farkı var. Taraftarının itici gücünü hep hissederek oynamak istiyorlar. Rize, Kayseri, Osmanlı, Kasımpaşa maçlarından sonra Gaziantep’te de o coşkudan yoksun oynadılar.