Dik gibi!

Yeniden başladı Süper Lig’imiz. Yeniden başladı beklentiler, heyecan, iddia, kızmaca, kızdırmaca...
Yine pas verdi Alex, gol oldu. Paslar verdi, atamadılar. Ancak, futbolseverler eski Alex’i izlerken keyif aldılar.
Arda’yı izlerken de keyif aldılar. Her ne kadar; geçen sezon üstelik cezalıyken, tribünde, kulüp başkanının yanında ve takım elbiseyle onu sporcu değil de yönetici gibi gördüğünde sinir olsa da bazıları (bizim gibi), bu sezon başındaki futboluyla rahatladılar...
Haberin Devamı ›
O şimdi Metin Oktay gibi, sembol değil mi? Varsın tanıttığı forma mor olsun veya hakemlere itibar etmesin en gıcık tavırlarla “buranın kralı benim” der gibi! Haftanın futbolcusu olacak kadar iyi oynuyor, atıyor, attırıyor takımını ileri taşıyıp, sevenlerini sevindiriyor neyse ki...
Yine başladı hakem, sıcak, zemin, stat, elektrik, ilkellik, yetmezlik; çokça bize ait türlü arabesk, kara-mizah muhabbetleri. “Denizli’de 16 dakika uzamış, ancak yine de Galatasaray şampiyon olmuştu. Şimdi 40 dakika uzadı, ama bu sefer Fenerbahçe aldı” diye sunum yapıyor bir televizyon kanalında, haber saatinde spor spikeri. Karşısında gevrek gevrek gülüyor o sırada, asıl işi ekonomi sunmak olan bir diğeri. Denizli ile yatıp kalkıyor hâlâ birileri...
Aziz Yıldırım’ın uzak ara aklandığı, Fenerbahçeliler’in kulüplerine bir başka bağlandığı o akşamı, bir başka taraflarından almaya devam ediyor; vergi, af, lobi, devlet desteği, saman altı, hasır altı, yer altı ya da sadece ve sadece 6 zenginleri!
Haberin Devamı ›
Yeniden başladı maraton. Yayıncı kuruluşta yine eski teknik adamlardan biri. Milli takıma kadar yükselen, bizim çoğu kez Fenerbahçe gibi büyük ve olanakları fazla olan bir kulüpte denenmesini dilediğimiz Ersun Yanal hoca, kulübeden kamera önüne terfi eden (!) son kişi. Teknolojik gelişmelerin takipçisi, günümüz futbolunun ‘genç ve bilimsel’ temsilcisi! O televizyoncu ve biz hâlâ Fenerbahçe’de görmek istiyoruz kendisini; en azından Fenerbahçe TV’de...
Yeniden başladı yazmaya, elinde kalem olanlar. “Oh! Salla bakalım oturduğun yerden, ne güzel. Eleştir, yapıştır, çalkala, karıştır; köşe senin değil mi!”...
Doğru valla, haklısınız! Eğilerek, oturarak, uzanarak hatta yatarak olmaz bu işler; dik gibi durmalı, ayakta kalmalısınız...