Etik dediğin

Haberin Devamı ›
Etik kelimesinin anlamlarından biri, ‘Bir meslek grubunun uymak zorunda olduğu davranışlar bütünü’ olarak geçer sözlüklerde. Söz konusu futbol, amaç etiğe aykırı bir şeylerden kelam etmek ve örnek olarak alınan Galatasaray-Bursaspor karşılaşmasıysa; Ömer Erdoğan, Mustafa Sarp, İsmail Güldüren, Barış Özbek, Orkun Uşak’tır mesela...
Gruptan çıkma şanslarının devam etmesine ve aldıkları puanlar karşılığında para kazanacak olmalarına rağmen, 3 sarı kartlı Ömer ve 7 sarı kartlı Mustafa’nın, Denizlispor ile oynayacakları kupa maçı yerine, Gençlerbirliği ile oynayacakları lig maçını tercih etmeleridir. Bu nedenle, bilerek ve sportif anlamda son derece yakışıksız şekilde ikinci sarı kartı görmeleri ve bunu bir marifet gibi algılayıp, bıyık altından gülmeleridir...
Dil meselesi
Hemen her maç sonrası, rakip oyuncuların hedef aldığı İsmail Güldüren’dir. Üstelik, sertliğiyle tanınmasına rağmen, elleri, kolları, dirsekleri değildir şikayetlerin ana konusu; dilidir. Sporcunun dilinden şikayet edilmesi çok önemli, ağır ve aslında utanç verici bir meseledir...
Henüz 21 yaşında, yani yolun başındaki Barış Özbek’in ‘kazanmak için her yol mübahtır’ deyişini hatırlatan tavırlarıdır. Hakkını teslim edelim; hemen her karşılaşmada meslekdaşlarını töhmet, hakemleri etki altında bırakabilecek onca oyun oynamak, kabiliyet gerektirir. Ancak, her kabiliyet takdir edilmemeli, destek görmemelidir...
Katlediliyoruz
Tum’un sağ ayağı, başının 20-30 santim uzağından geçen Orkun Uşak’tır. Topu kavrar ve kalkar ayağa. Bu sırada düdük çalar hakem, ‘faul’ anlamında ve vurulur alnının orta yerinden! Yüzüstü bırakır kendini. Ancak, bir iki kıvranma sonunda bakar ki, iş çıkmayacaktır bu orta oyunundan. Yani, oscarlık bile oynasa kart göstertmeyi başaramayacaktır rakibine...
Bu örnekler, aynı maç veya haftanın tüm maçları, hatta ligin tamamı ve hatta tüm yaşam için arttırılabilir. Katleden taraf olup, “Katlediliyoruz” diyebilmektir mesela...