Ölümüne futbol

Haberin Devamı ›
Dev Atatürk posteri ve 81 ili temsil eden Ay-Yıldızlı bayraklarla, İnönü Stadı’nda muhteşem tribün gösterileriyle başladı hafta.Terörün her türlüsü lanetlenirken, vatanın bölünmezliği hep bir ağızdan vurgulanıyor, Lübnan’da, Filistin’de yaşanan insanlık dramları ve pkk cinayetleri hep bir ağızdan kınanıyordu. Hemen her stattan buna benzer çığlıklar yükseliyordu. Sessizliğin galip geldiği kısa süreler, Gökmen Yıldıran’ın, Çetin Vurmaz’ın anılarına yapılan saygı duruşlarıydı sadece...İnsan yaşamına, barışa top yekün verilen bu destek, sıra futbola, daha doğrusu gönül verilen takıma geldiğinde, inandırıcılığını yitiriyordu ne yazık ki! Az önce, füzeye, mayına, mermiye karşı duranlar, insan hayatını herşeyin önüne koyanlar, bu kez hep birlikte “..kahrolduk biz geberiyoruz” ya da “seni sevmeyen ölsün” şeklinde gırtlak patlatıyordu. Şampiyonluk turu, Sami Yen Stadı hoparlörlerinden yükselen, “Ölümüne Galatasaray” marşıyla taçlandırılıyordu!..Siyasi, sosyal ya da insani açıdan sahip çıkılan, yükseltilen değerler, sportif açıdan ayaklar altında sürünüyordu!..Nuri Albayrak’ın, takımının son derece etkisiz oynadığı Manisaspor karşılaşmasından sonra, tek suçlu ve hedef ilan ettiği Cem Deda’yı eleştirirken sarfettiği, “..bunun babası da buydu!”, “..çete olmuş bunlar” yakışıksızlıklarına şahit olanlar, tribünden yardımcı hakeme atılan pet şişeyi artık fazla yadırgamıyordu. Konyaspor Başkanı Ahmet Şan, Denizlispor galibiyetinin ardından, taraftarlarının ettiği küfürlerden dolayı kulübünü sorumlu görmediğini açıklıyordu. Muhtemelen, geçen hafta Manisa’da, Sivas’ta, bu hafta Trabzon’da, İnönü’de edilen küfürler de, kendi yöneticileri tarafından böyle algılanıyordu.Sadece onlar olsa neyse! Ya futbolumuzu yönetenler!.. İlk hafta Sivas’ta, Manisa’da küfrün, olayın bini bir parayken gözden kaçıranlar, tek suç unsurunu Konyaspor taraftarında yakalıyordu!Bir hafta önce Appiah, bu hafta da Nobre, gördükleri kırmızı kartlardan sonra sahayı terkederlerken taraftarlarından alkış alıyor! Oysa aynı taraftarlar, bırakın kafayı, dirseği, kendi futbolcularına yapılan sıradan faullere en şiddetli tepkileri koyuyordu!..Yukarıdaki çifte standartlar ve ‘balık baştan kokar’ özdeyişini hatırlatan tavırlarla, bu sezon da sıkça karşılaşacağız anlaşılan. Bu sezon da futbol sayfalarında, spor ahlakına, aykırılıklara bolca satır ayıracağız. Federasyonu, gözlemcileri, hakemleri, yöneticileri, sporcuları, taraftarları adil ve dürüst oyun konusunda uyarmak zorunda kalacağız.Yok, yok, merak etmeyin! Pabucu tamamen onlara bırakmayacağız. Deli İbrahim’i, Bobo’yu, Can’ı, Tümer’i, İliç’i, Sabri’yi, Song’u, Johanna’yı ve futbolun “Ne güzel bir oyun” olduğunu her hatırlatanı en baş köşeye koyacağız...