Perşembenin gelişi!

Kimilerine gereksiz ya da anlaşılmaz gelse de, Galatasaray’ın lig yenilgisi, sevindirir Fenerbahçeliler’i; tıpkı bir hafta önce olduğu gibi. Ya da bu hafta yaşandığı üzere, tam tersi; bir başka güler ve anlamlı bakar Galatasaraylı biri, ebedi dostunun taraftarı olan arkadaşına...
Haberin Devamı ›
Sonuçta bu, son derece mantıklı bir yaklaşımdır aslında. Her şey bir yana, taraftarı olduğun takım her maçı kazanıp yürüyemeyeceğine göre, en önemli rakibinin kaybettiği her puan da değerlidir.
Türkiye Kupası’nda da bu geçerlidir. Her sene kazanan sen olsan ya da çok uzun yıllardır kazanamıyor olsan bile, büyük bir rakibin çabuk elenip aradan çekilmesi, en azından umut vericidir...
Ancak, farklı kulvarlarda yarıştığın rakibinin yenilgisine sevinmek, bundan haz duymak, aynı kategoride görülmeyebilir. Bunun altında veya arkasında yatan ya korku, ya kompleks, ya haset, ya da nefrettir. Ki, söz konusu spor ve oyun olduğuna göre; bu tür yaklaşımlar eleştirilip, beğenilmeyebilir. Hatta zaman zaman tartışma, kavga sebebi olarak bile değerlendirilebilir.
Son senelerde yavanlaşıp, sanki geriye doğru ilerleyen futbolumuzun tam da böyle bir dönemindeyiz yine. İki büyüğün üst üste kaybettiği, iki hüzün dolu veya iki umut verici hafta sonrasında, ikisinin aynı akşam yapacağı Avrupa Kupası mücadeleleri ve hafta sonu ülkenin en önemli futbol meselesi...
Geçen hafta Ankaragücü’yle, bu hafta Gaziantepspor’la sevinenler, pazar akşamı baş başa kalacaklar bir kez daha milyonların gözü önünde. Bir taraf her zamanki gibi favori olsa da, son düdüğe kadar illa ki beklenecek, derbilerin önceden kestirilemeyen üç olasılığından ötürü. Her türlü dua edilecek, adak adanacak, totem yapılacak, saç-baş yolunacak, tırnak yenilecek ve o büyük buluşma da önceki yüzlercesi gibi sona erecek. Tabii ki, böylesine önem verilen bir derbi, günler, belki haftalar öncesinden merakla beklenip, üzerine düşülecek. Peki ya Perşembe akşamı!
Medyanın bile “Lugano, Alex, Güiza derbide yok” diye görmesi sakatlık haberlerini, nasıl izah edilecek! Derbinin büyüklüğü ile mi, hedeflerin küçüklüğü ile mi ilgili! Oysa öncesinde perşembe akşamı var değil mi!
Evet! Derbi çok büyük ve önemli, perşembenin gelişi de zaten önceden belli...