Arama

Popüler aramalar

Si(s)tem!

Haberin Devamı

Aslında bunu başardı da. Ne var ki, Türk futbolunun geleneksel zaafıyla daha ilk tehlikeli rakip atağında, arka direğe yapılan bir ortada topu kalesinde görüverdi.

Deplasman fobisi sahibi Çubuklular, mücadele etmeye çok çalışmalarına rağmen, ilk devrede bir türlü organize ve net pozisyonlar üretemedi. Neyse ki, uzaktan etkili şutlar çekebilecek futbolculara sahipti ve onların becerileriyle hak ettiği bir sonuçla soyunma odasına gitmeyi becerdi. Hücumda yeterince etkili olamamalarının başlıca nedeni, öncelikle Kuyt ve Sow’un pas beceriksizliğiydi! Yoksa, güçsüz rakibi karşısında son bölgeye kadar rahatça gidebildi.

İkinci devreye de aynı anlayışla baskıya fırsat tanımamak amacıyla başladı Sarı-Lacivertliler. Zayıf rakipleri karşısında bunu sahaya yansıtmayı bildiler. Pas ve geriden oyun kurma becerileri düşük iki stopere ve Topal’ın etkisizliğine rağmen, ilk kez bir resmi futbol mücadelesinde hem de deplasmanda bir Alman takımını yenmeyi başarabildiler.

Volkan, Gökhan iyiydi, Caner, Meireles çok iyiydi, Baroni şaşılacak derecede iyiydi. Fenerbahçe’nin galibiyeti, şu sıkıntılı dönemde ona gönül verenler için bulunmaz bir nimet gibiydi.

Kimse kızmasın sakın; Marsilya maçında Kanaryalar’a gönül verenlerin efsanesi oyundan çıkarılmamış olsaydı, gruptan çıkmak şimdi garantiydi!

Yazarın Diğer Yazıları
Tümü