Siyah Zico

Haberin Devamı ›
Deivid çok iyi futbolcu. Geldiğinden, gördüğümüzden bu yana yazıyoruz bunu. Kötü oynasa da zaman zaman, insanın yan yana oynamak isteyeceği türden bir oyuncu. Bazen mahalle arkadaşlarıyla, gazozuna oynarmışcasına davranıyor olsa da, kızmak hak ancak, vazgeçebilmek ne mümkün.
Şimdiki hocası da öyleydi onun. Teknik adamlığı tartışılabilir ancak, adamlığı asla. Futbolculuğuna söz edebilmek içinse, ya cahil ya ahmak ya densiz ya da Pele olmak gerekir. Pele ya da diğer adıyla ‘Siyah Zico’nun, Türkiye’ye bu son gelişinde zirve yapan ezeli rakip kompleksi ve esprisi tamamen bununla ilgilidir.
Alex de Souza da sorun, doğduğu veya futbol oynadığı ülkenin ya da dünyanın en iyi futbolcusu olarak anılmak isteyenler için. Ne eksiği var ‘Siyah Zico’dan, yani Pele’den. ‘Siyah Zico’dan daha iyi olmadığı nasıl iddia edilebilir; ondan 40 sene sonra baskı altında, maç boyunca 10 kilometrenin üzerinde bile koşabilen yeni nesil rakiplere karşı oynarken.
Hiç bitmeyecek, ‘en büyük kim’ tartışmasının dün akşamki maçtan sonra, bu satırların yazarı tarafından bile olsa, söz konusu edilmesi önemlidir. Bu, Fenerbahçe’nin kadrosunda seyredilirken keyif alınan, taraftar değil sadece futbolsever olanların bile hayranlık duyabileceği oyuncular olduğu anlamına gelir. Böyle zengin bir kadronun, görsel anlamda iyi ve sonuç anlamında iş bitirici futbol oynaması ise, herkesten önce teknik adamları ile ilişkilidir. Nasıl ki, olumsuzluklar karşısında eleştirebiliyorsak Zico’yu, yeri geldiğinde hakkını teslim etmemiz de gerekir. Öncelikle takımının oynadığı futbol, sonrasında maçın gidişine göre yaptığı değişiklikleri göz önüne alarak; ne haddimize ise!..