Vicdan meselesi!

Haberin Devamı ›
Hakan Şükür’e eleştiri getirildiğinde küplere biner her kesimden, bizimki de dahil her meslek grubundan birileri; “Bu kadar gol atan adama..” diye başlayan cümlelerle. Fatih Terim için de aynı şey geçerlidir. En sert tepkiler gelir; “Onca başarının altına imza atmış, ilkleri gerçekleştirmiş adama..” diye başlayan cümlelerle. Kendileri de sertleşir zaman zaman. Mesela Hakan, gollerinin Allah’ın bir tecellisi olduğunu söyler. Bunun, rakip savunmaların, kalecilerin inançlarını küçümseme olarak algılanabileceğini hiç düşünmeden. “Beni eleştirmek Allah’ın gücüne gider” diyebilir, 0.52’lik gol ortalamasıyla. Futbolculuğu bile tartışılan Alex, bir orta saha oyuncusu olmasına rağmen 0.59’luk gol ortalamasına sahipken. İşi için büyük emek sarfettiğini ifade eder, başarısızlıkları tek başına göğüslemenin ne büyük cesaret istediğini sorar Terim; hemen hergün milyonların önüne haberleri, yorumları ya da yazılarıyla tek başına çıkan basın mensuplarına. Mikrofonların veya kalemlerin arkasına saklanmış ‘vicdansızlar’ olarak işaret eder onları. Yüzleri, telefonları, elektronik postaları bilinen onlarca tanınmış medya çalışanı, en ağır tepkilere, hatta hakaretlere maruz kaldığı halkın arasında gezerken. “Sizlerde, yalan ve yanlışta istifa eden var mı?” diye sorar çatılı kaşlarıyla. 110 bin YTL maaşı rüyasında bile görse hayra yoramayacaklara. Çok kişi, böylesine bir gelirle birkaç ay çalıştıktan sonra istifa edebilir oysa, ailesi ve geleceğiyle igili endişeler duymadan. Evet! İtidalli davranmak, sağlıklı düşünebilmek ve vicdanlı olmak zorundalar, özellikle toplumun gözü önünde olanlar...