Yıkılmayan kale!
Haberin Devamı ›
Takımını ileri taşıma ve orada tutabilme görevinin bir numaralı sorumlusu 16 numaralı, biraz görevinin farkında olsa! Böylesine önemli bir maçta, o kadar top kaybı, hatalı, riskli pasla oynamasa! Hatta çıksa, çıkarılsa, kenarda beklese, hiç oynamasa!
Top rakip sahada hiç tutulamayınca, kontrol ‘tek kale’ye dönüştü ikinci yarıda! Uzun zamandır hiç bu kadar yaslanmamıştı Sarı-Kanaryalar geriye. Tabii ki gol de yendi, bu nedenle! 16 numaralı oyuncunun çıkışının hemen ardından, rahatlatan ve uzak ara turu getiren golün atılması ise, ironi gibiydi! Egemen ve Yobo’dan sonra Fenerbahçe’nin en iyisi olan Caner’in soğukkanlı, hatta buz gibi vuruşu, yarı finalin müjdecisiydi.
Bundan 648 gün öncesinden başlayarak, cümbür-cemaat her türlü sahteliğe, ihanete, kahpeliğe, saldırıya uğrayan, yok edilmeye çalışılan Fenerbahçe Spor Kulübü Profesyonel Futbol Şubesi A Takımı, direnişin en önemli sembollerinden biri oldu yine bu ülkede. Tıpkı, kurtuluş ve kuruluş yıllarında olduğu gibi Cumhuriyet’in, yıkılmaz bir kale olduğunu kanıtladı bir kez daha. İç mihrakları adalet gününe kadar bir kenara bırakıp, asla unutmayacaklarını her fırsatta vurgulayarak, onları UEFA’ya almayanlara, “Fenerbahçe UEFA’yı almaya gidiyor” diye karşılık veriyor artık gururla milyonlarca Sarı-Kanarya...