Arama

Popüler aramalar

Formanın vizyonu

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Asbaşkan Murat Özaydınlı forma tanıtımında konuşurken, çok değil 7 yıl öncesini hatırlatıp, ‘35 metrekarelik’ bakkal gibi bir dükkandan, 52 mağazaya ve inanılmaz bir ciroya ulaşan Fenerium’a dikkat çekiyordu. O dükkan ki; lisanslı ürün pazarlayan değil, almaya gelen taraftarı azarlayan elemanları da barındırıyordu. Bilenler bilir de, bilmeyenler için bir kez daha hatırlatalım; Fenerium’un adını bile taraftarı koymuştur.Nereden nereye? Fenerium önce kulubün formasını kendisi yapmaya başladı. Taraftar bu bilince ortak olunca, bu alanda çok ciddi bir katma değer üretti. Adidas’la yeniden masaya oturulduğunda, Türkiye’de bir kulübün kasasına ilk kez ciddi bir para girdi. Bu haliyle de örnek oldu. Çıtayı yükseltti.4-5 yıl önce salaş bir meyhane görünümündeki Faruk Ilgaz Tesisleri’nde dün su balesi eşliğinde yapılan sarı-lacivert defile, bilinç sıçraması içindeki kulübün, dünya gerçeklerini yakalayan vizyonunu ortaya koyuyordu. Üstelik tesis içindeki Fenerium defile biter bitmez satışa başlamıştı.7’den 70’e istisnasız bütün Fenerbahçeliler’in aşığı olduğu, vazgeçilmezliğiyle en az kulübün amblemi kadar simgeleşen ‘çubuklu’ formaya olan tutku, bu vizyon ve misyondaki sıçramanın mihenk taşıdır. Fenerbahçe’nin sportif anlamda dibe vurduğu yapısal ve düşünsel devrim sürecinin en sancılı geçiş döneminden, taraftarın bu formaya sahip çıkmasıyla çıkmıştır Fenerbahçe. Hem de bir oyun olan sporun, oyun içinde oyun haline getirildiği, masa başında çarmıha gerildiği bir sisteme meydan okuyarak. Üstelik sadece kendi iç krizlerini değil, hortumcuların yol açtığı, ülke tarihinin üst üste gelen iki büyük ekonomik krizini de atlatarak. Bütün bu değişim, en olmaz zamanlarda, en olmaz koşullarda bile tüketmek için değil, var etmek adına çubuklu formayı satın almak için yarışanların dayanışması ile başarıldı. Taraftar bu formayı satın alarak, sahip çıkarak devrime ve mimarlarına hem destek hem cesaret verdi. Bu formaya savaş açanlara meydan okudu. Kulübün ilk kuruluş renkleri olan sarı-beyaz çubuklu forma, inanılmaz güzellikteydi. Düşünene, onay verene, uygulayana çok çok teşekkürler. Müthiş görünen turkuaz renkli formayı tanıtan ise, bu tür tanıtımlardan milyonlarca dolar kazanan Roberto Carlos’tu. Ancak bu kez konu mankeni değil, Fenerbahçe’nin futbolcusu sıfatıyla. O’na bu formayı giydirenler, bu formayı satın alanlardır. Geçen yıl 350 bin forma satmış Fenerbahçe. Türkiye şartlarına göre çok iyi ama taraftar sayısına ve dünya şartlarına göre çok az. Belki de, Real Madrid ve Manchester United’ın Japonya satışı kadar. Taraftarın formasına sahip çıktığı oranda, alın teri hortumcularının kurduğu düzeni alt etmek de, koyulan hedefe ulaşmak da kolaylaşacaktır.