Irkçılık bize yakışmaz!

Haberin Devamı ›
Sadece İsrail’i değil tabi ki bunun yanında Ermeniler’den tutun Fransa’ya kadar uzanan tepkiler. Burası demokratik bir ülkeyse, tepkimizi doğal olarak şiddete kaçmadan ortaya koyacağız. Hepimiz vatanımızı seviyoruz, milliyetçiyiz. Bu ülke toprakları için canımızı veririz. Ama bütün bunları yaparken asla ırkçı ve şöven bir tavır içinde olamayız.Asıl benim söylemek istediğim, daha doğrusu gelmek istediğim nokta şu. Maç sonrası Sivasspor Başkanı Mecnun Odyakmaz’ın demeci bir anlamda ders niteliğinde ve önemli mesajlar içeriyordu. Ama bu konuşmayı 3 büyük kulübün başkanı yapmadığı için biraz gözlerden kaçtı gibi geldi bana. İsterseniz izlemeyenler için kısaca hatırlatalım. Odyakmaz maç sonrası Lig TV muhabirinin “Balili’ye olan tepkiye ne diyorsunuz” şeklindeki sorusuna yanıtı netti: “Ne yapsın Balili, sahada futbol dışında ne yaptı. Takımı için koştu didindi. Bana göre çok temiz bir mücadele gösterdi. Yani Ortadoğu’nun politikasını Sivasspor mu düzeltecek. Tribünlerin, Balili’ye kızıp ülkesine yaptığı tezahürat, ırkçı nitelik taşıyor. Bu bir suçtur ve bunun cezası da ağırdır” mealinde gerçekçi bir açıklama yaptı. Şimdi bu demecin ardından ülkemizdeki durumu masaya yatıralım. Çünkü konu sadece Kayseri’deki olay değil. Hatta Kayseri bu konuda belki de en masum kentlerden biri. Burada genel bir konuyu, genel bir sorunu gündeme taşımak istedim. Ermeni Yasası nedeniyle, Filistin’de, Irak’ta müslümanlara yapılan zulümler nedeniyle, topraklarımız içindeki ihanet şebekelerinin yaptığı alçakca saldırılar nedeniyle, tepkiliyiz ve duygu yüklüyüz. İşte en büyük sıkıntı burada diyorum. Evet bütün bunlara karşı toplumsal reflekslerimizin hepsi doğrudur ancak kişiselleştirmek bence yanlış. Bugün ülkemizde alınteriyle koşan ve ekmek parası kazanan yabancılar bizim konuğumuzdur. Türk misafirperverliğini onlara her ortamda en iyi şekilde göstermeliyiz. Çünkü onlar futbolu bıraktığında, ülkelerine döndüklerinde, bizim en iyi reklamımızı yapacak insanlardır. Ama bu reklamın olumlu veya olumsuz olması da bize bağlı. Eğer bugün İsrail hükümetinin saldırgan tavrı yüzünden tepki gösteriyorsak, Galatasaray’daki Song’a uzun yıllar Fransa’da oynadı diye, Beşiktaş teknik direktörü Tigana’ya Fransız diye, basket takımlarımızdaki Amerikalılar’a veya bu konumdaki bir çok sporcuya devamlı sövecek miyiz. Tabi ki hayır!O zaman İspanya’da Nihat’a, İngiltere’de Tugay’a, Emre’ye böyle şeyler yapıldığında, söyleyecek bir sözümüz olabilir mi!Spor üzerinden, siyasete karşıyım. Bugün Diyarbakırspor veya herhangi bir güneydoğu takımını yasadışı örgütle özdeşleştirme çabalarından oluşan sloganlara nasıl tepki duyuyorsam, ülkemizdeki yabancılara da yapılan ırkçılık ve sığlık kokan ucuz tepkilere de sonuna kadar karşıyım. Eğer bizler bir imparatorluğun küllerinden doğmuş bir ülkeysek, uygar bir cumhuriyetsek, Türk ulusuna da yakışan, elmalarla armutları karıştırmadan tepkisini ortaya koyabilmektir...