Şanlı gece

Dün gece Viyana’yı kuşatmadık bu defa fethettik, hem tribünde hem de sahada. Alışageldiğimiz özel maçlardaki gibi bir 90 dakikaydı. Fatih Terim modeli bu olsa gerek. Gol yemeden ve gol atmadan futbol oynamak yok.
Dün gece Ernst Happel’de durgun ve isteksiz başladık karşılaşmaya. Özellikle orta alandaki etkisizlik ve Avusturya’nın oyunu hızlandırması kalemizde tehlikeler yarattı. Kazım’ın laubaliliği birinci de değil ama ikinci de pahalıya patladı ve kalemizde golü gördük. Bu da aklımızı başımıza getirdi. İlk yarıyı önce Aurelio sonra Tuncay’la önde bitirdik.
İkinci yarıda yine Tuncay şov vardı. 3-1’den sonra maç bitti zannettik. Yine şık bir gol yedik! Daha sonra oyunun bitimine kadar üstünlük bizdeydi. Deplasmanda çok gol atmak ve galip gelmek güzel bir şey ama eksiklerimizi de görmeliyiz. Her rakip Avusturya gibi olmaz. Dün gece bu takımın olmazsa olmazlarının Ayhan ve Aurelio olduğu aşikar. Savunmada Eren Güngör gerçekten formasının hakkını verdi ve hocasını mahcup etmedi.
İlk yarıda Mehmet Yıldız’ı denemiştik. Arkası kaleye dönük olduğu zaman yararlı olacağını gösterdi. İkinci yarıda Halil’i, Caner’i, Sinan’ıyla ofansif zenginliğimizi keşfettik. 2008 Avrupa Şampiyonası’nda Çek Millli Takımı’nın başında olan Brückner’e Avusturya’nın başındayken de geçit vermedik.