Savaşmak lazım

Haberin Devamı ›
Hırvatistan yenilgisi sonrası bakıyorum, herkeste bir karamsarlık hakim. Aslında skordan çok, oynanan futboldan kaynaklanan bir karamsarlık bu. Çünkü maç öncesi zaten Hırvatlar karşısında favori olan rakipti ve alınan 1-0’lık yenilgi planları alt üst etmez. Geneldeki endişe, ‘bu futbolla kalan iki maçta ne yaparız?’ endişesi. Şöyle bir maçı analiz yaptığımızda sıkıntı futbolcularda mı, dizilişte mi yoksa sistemde mi!
Bu hava değişmeli
Bence sorgulanması gereken, çözümün bir an evvel nasıl bulunacağı. Fatih Terim lig bitiminden beri bu futbolcu topluluğu ile haşır neşir. Bizler tribünden canlı izlerken pek
farkına varamadık ama antrenman ve televizyon görüntülerinde takımın içinde bazı futbolcuların vücut dillleri ve yüz hatları oldukça mutsuz oldukları şeklinde.
Hırvatistan maçına bakıyorum rakibin iki yıldızı Modric ve Rakitic 90 dakikayı sanki ilk defa milli olmuş gibi büyük bir hırs ve coşkuyla oynuyor. Bizim yıldızlarımıza bakıyorum “Ne yapalım elimizden gelen budur, bitse de gitsek” havasındalar. Aslında son iki hazırlık maçında bazı sinyaller aldık ama turnuvayı düşünüyorlar deyip eleştiri konusu yapmadık. Slovenya maçına bakın; erken bir gol ve son 8 maçta bir gol atmış rakip karşısında zora düşen bir milli takım.
Hatırlayın 2008’i...
Şimdi gelelim bugüne... Bundan sonra ne yaparsak ne olur; bir kere bu kötü futbola rağmen grupta en iyi 3.’lük kovalayan bir takım olarak alınan 1-0’lık sonuç sevindirici. En azından son maçta belki de bir galibiyet bizi gruptan çıkarabilir. Hatırlayın 2008’i... Portekiz yenilgisiyle başlamıştık ve sonrasında neler olmuştu neler; yarı finale kadar gittik. Bu takımda neleri yapamadığımız ortada. Yetenekli oyunculardan kurulu ve en iyi olduğumuz yer dediğimiz bölge orta sahamız, Hırvatistan karşısında gerçeklerle yüzleşti.
4-1-4-1 oynamalıyız
O halde bu oyuncu topluluğuyla kalan iki maçta bu işi götürmek zor gibi. Şimdi herkes “Hoca çek Mehmet Topal’ı savunmanın önüne, hem orta saha güçlensin hem de savunma
rahatlasın” diyor. Çok yanlış bir fikir değil ama işte Hakan Balta’nın yanında Semih performansı muhtemelen hocayı düşündürüyor. Kişisel fikrim bu milli takım, şu anda
4-1-4-1 düzeninde daha başarılı olur. Ama orta alanın daha savaşçı bir kimliğe bürünmesi lazım, çünkü savaşmadan olmuyor.
Arda toparlanmalı
Forvete gelince... Bir kere Arda’nın kendini oyuna vermesi ve takımı ateşlemesi yani tempoyu yükseltmesi lazım. Milyonlarca Türk’ün gözünün üzerinde olduğu oyuncular, kişisel sorunlarını bir kenara bırakmalı ve bırakmak zorunda. Hırvatistan maçında bakıyorum, Volkan Şen sanki 2016 sonuna kadar UEFA’dan ceza alan oyuncu değilmiş gibi anlamsız agresiflik içinde.
Son söz; önümüzde İspanya maçı var, puan veya puanlar almak lazım. Yani ‘biz bitti demeden bitmez’ sözünün içini dolduralım. Hadi çocuklar bizi mahcup edin, nasıl ki gruplarda bir mucize gerçekleştirdiniz, Fransa’da da bir dejavu yapın...