Tam gaz Erciyes

Haberin Devamı ›
PTT 1 Lig’de ilk yarı biterken heyecan doruğa çıktı. Zirvede Erciyesspor hegemonyası sürüyor. İzmir’deki gol düellosunda gülen Kayseri ekibi oldu. Erciyesspor ile Karşıyaka’yı kıyasladığımızda gerçekten iki takım arasında ciddi farklar var. Bunu futbol takımları olarak değil, kulüpsel anlamda söylüyorum. Erciyesspor maddi-manevi sorunu olmayan bir kulüp. Karşıyaka ise yıllardır para konuşulan ve ilk yarı biterken çoğu zaman futbolcuların sözleşmelerini feshettiği bir takım oldu. Taraftarını takımla bütünleştirebilen ender kulüplerden biri olmasına rağmen; bir türlü doğru dürüst bir yönetime sahip olamadı. Sezon başında Yücel İldiz’i getirdiler. Hoca bir ay bekledi. Ne bir transfer yapıldı ne de bir yaprak kıpırdadı. Sonuçta İldiz de başlamadan gitti.
Sıkıntı yönetimde!
Sonrasında pırıl pırıl bir teknik adam; içlerinden biri olan, bu takımın formasını giymiş bir isim Cihat Arslan geldi. Arslan takımı o şartlarda aldı ve zirveye ortak yaptı ama yönetim parasal kaynak bulamayınca futbolcular da isyan etti. Erciyesspor karşısında yenilmek için sahaya çıkmadılar ama bu takım bu noktada iyi motive edilseydi ve gereken desteği görseydi bence daha başka olurdu. 100. yılında iktidar partisinin desteğiyle maddi bir sorun olmaycak diye yola çıkan Karşıyaka’da değişen bir şey yok açıkcası. Erciyesspor ise başkan Ziya Eren’le, Osman hocayla dolu dizgin Süper Lig’e doğru koşuyor. Kayseri ekibinde şimdi görev taraftara düşüyor...
Sendromun adı Rize
Geçen hafta yazmıştım; Türk futbolunda ‘Rize sendromu’ diye bir olgu var artık. Karadeniz ekibi her sezon ilk yarı biterken hızlı bir düşüşe geçiyor. Bu yıl da fark eden bir şey olmadı ve Başkent’te zirve yaptı. Genç Ankaragücü sahaya ruhunu koydu ve attığı 2 şık golle 3 puanı aldı. Bu yenilgi sonrası tahtı sallantıda olan teknik direktör Engin Korukır’la da yollar ayrıldı. Şimdi yeni bir hoca arayışı ve her kafadan bir ses çıkıyor. Şu olsun, bu olsun tartışmaları içinde herkes yeni teknik patron kim olacak diye merak ediyor. Bence yapacakları; ya bu sezonu feda edip yeni bir yapılanma içinde gittiği yere kadar gitsin diyecekler. Ya da bu ligi kaldırabilecek, kredili bir teknik adam alacaklar. ‘Biz şimdilik alt yapıdan bir hoca ile idare edelim, bir bakalım’ anlayışı vakit kaybı olur ve iş işten geçer. Eğer böyle bir karar alırlarsa sezon sonuna kadar o hocanın arkasında durmalılar.
O nasıl giriş!
Bu hafta fazla detaya girmeyeceğim, bu kadar yeter. Ancak bir kare var ki; o futbolcuya bunu hiç yakıştıramadım. Gaziantep Belediyesporlu Serdar Deliktaş’ın Göztepeli genç meslektaşı Halil’e yaptığı faul ve gördüğü kırmızı kart, yıllardır bu ligde oynayan bir isme hiç mi hiç yakışmadı. Öyle bir ayağa giriş, öyle bir şiddet uzun süredir görmemiştim. Gerçekten Serdar adına üzüldüm, bir futbolcu maç içinde bu hareketi nasıl yapar anlayabilmiş değilim!