Timsah'te neler oluyor?

Ancak lig ve kupadaki Bursaspor’u görünce devre arasının pek de iyi geçmediğini söylemek zorundayız. Bir kere takım kimyasında bir sıkıntı olduğu ortada. İster istemez sadece saha içinde değil sanki dışarıda da bir sıkıntı var gibi.

Çarşamba günü kupada Fenerbahçe ile oynuyorsunuz 3 gollü bir yenilgi ve kötü futbol. Dedik ki, ‘Kupada havlu atmış, hafta sonu Belediye maçını düşünüyor herhalde’ diye yorum yaptık. Ama dün gördük ki, Bursaspor performans olarak inanılmaz kötü. Bir kere N’Diaye’nin yeri dolmamış. Edu ikinci bir Zokora. Orta alanda gölge koşularla ne savunmada ne de hücumda takıma katkı yapmıyor. Ertuğrul Sağlam; rakibin Webo, Cihan ve Geraldes gibi 3 önemli ismin yokluğunda Carson’ın cezası nedeniyle mecburen Harun’a şans verdi. Ama Doka’yı, Holmen’i, Visca’yı unutmuş galiba. Bir takım 4 gol yese de rakip kaleye gider, tehlike yaratır. Ama dünkü Bursaspor 4-0 yenik duruma düşene kadar Belediyespor kalesine gidemedi bile. Ayrıca Sağlam, Edu ve Ferhat dururken Tuncay ve Musa gibi sahada ayakta kalmaya çalışan isimleri oyundan aldı. Bence Ertuğrul Sağlam’ın vücut dili, kulübede duruşu soru işaretleri yarattı kafamızda. Bunu sadece bu maç için söylemiyorum. Yeni gençler, yeni isimlerle başlayan hamlede sancılar ve tutarsızlıklar var. Kısaca değişim biraz sancılı olacak gibi... Kazanan takım için söylenecek tek söz; ‘kim oynarsa oynasın farketmez’ tarzında bir takım olmuşlar. Bülent Korkmaz gerçekten kendi kişisel oyun disiplinini takıma uygulamayı başarmış. Zaten kaliteli olan kadro bu disiplinli futbolla ligin ikinci yarısında çıtayı yükseğe koyar...