Galatasaray'ın bonkörlüğü!

Haberin Devamı ›
Galatasaray Liv Hospital'ın, Fenerbahçe Ülker karşısındaki destansı zaferi sonrasında yaşananlar tam da bu şekilde özetlenecek cinsten.
Abdi İpekçi'ye bir kez gitmemiş Abdurrahim Albayrak'ın, "Gerekirse basketbolcularımızı kendi cebimden ödüllendiririm" tınısındaki açıklama ya da demeç tam derslik. Maaşlarını ödemediğiniz, birer, ikişer kaçan oyuncu grubundan sadece bir elin parmaklarını geçecek bir kadroyla parkeye ayak basıyorsunuz. Kaldı ki geçen sene "Asalet mecbur kılar" söylemiyle şampiyonluk maçına çıkmadığınız ezeli rakibinize karşı. Öyle böyle değil. Her anının ayrı bir hikayesi yazılacak bir maç. Her dakikası, hatta her saniyesiyle. Her molada konuşulanı bile şimdiden tarih olmuş lidersiz bir direniş gösterisi.
Gel gör ki, siz orada yoksunuz. Onlar kahraman. Siz ise işini yapmayan. Ama destan yazıldıktan sonra altına imza atmak için eline kalem alan ilk kişi de sizsiniz. Bu zamana kadar herkese 'I love you' demişsiniz, basketbolculara 'We don't love you' mesajı vermişsiniz. Kaldı ki bir hafta önce Carlos Arroyo travması yaşamış kulüp. Resti çekince, şube sorumlusunun "Kimse Galatasaray'dan büyük değildir" söylemiyle, oyuncunuzun yüzüne bile bakmamışsınız. O gün sahip çıktığınız Galatasaraylılık duruşu, sezonun geri kalan bölümünde yok!
Duruş da tam dik değil. Ergin Ataman söyledi işte. Peşinden Murat Özyer mesajı verdi. "Bakarsınız Carlos Arroyo yarın öbürgün dönebilir" dediler. Nabız yokluyorlar. İkisine de kızmak mümkün değil. Ataman da Özyer de Arroyo kalsın diye son ana kadar çırpındı.
Sorun zaten salondakilerde değil. Yönetim masasının çevresinde oturanlarda. Porto Riko'lu gelirse ne olacak! Ya o gelmemeli. Ya siz orada kalmamalısınız. Kalırsanız, kendinizi inkar edersiniz.
Başa dönelim. Bu tür kahramanlık söylemleri eskidendi. Artık kimse yemiyor. Eskiden "Helal olsun sakatlığına rağmen fedakarlık yaparak sahaya çıktı" diye baştacı edilen sporcu bugün aynısını yaptığında profesyonelliği tartışılır hale geliyor.
O yüzden, o söylemler eskide kaldı. "Gerekirse cebimden veririm" çıkışını da kimse yemez. Abdi İpekçi'de de Türkiye'deki bir başka salonda da! Nefesinizi tüketmeyin.