Arama

Popüler aramalar

Özür diliyorum

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Bu, ‘şak şak’ değil, bir itiraf yazısı. Artık zamanı geldi. Galatasaray koşar adım... Bütün kulvarlarda en ufak bir tökezleme yaşamıyorlar. Bugüne kadar kazanınca hep futbolcuları alkışladık. Artık kafadaki insanın da hakkını vermeliyiz, elimizi vicdanımızla buluşturabilirsek. Belki şaşırdınız, belki de havale geçirdiğimi sanıyorsunuz. Evet, Skibbe’den söz ediyorum...

Herkes ona hayran

Ali Sami Yen’e ‘merhaba’ dedikten sonra her şeyini eleştirdik Alman hocanın. Kimi zaman oyuncu değişikliklerine taktık, kimi zaman plan ve programına. Ne yapsa yaranamıyordu. Gerçi Skibbe bizim için bulunmaz nimetti. Konu sıkıntısı çeken masaya onu yatırıyordu, ben de dahil olmak üzere. Bir garip Skibbe de fırsat veriyordu açıkçası. Şampiyonlar Ligi’nde ilk kez elemelerden geçemeyen Galatasaray’ın başında tarihe geçti! Sonrasında yardımcıları gitti kendine sorulmadan. Sessiz sinema oynadı bizimki. Salla başını al maaşını görüntüsünü geçtik, Adnan Sezgin kanunlarını harfi harfini yerine getiren bir portre çiziyordu adeta. Bize de verilen malzemeyi yoğurmak kalıyordu. Ne yalan söyleyeyim, sonuna kadar hakkını verdik.
Şimdi ise yanıldığımızı anlıyorum az da olsa. Asla skorlara bakarak konuştuğumu sanmayın. Hangi futbolcuyla konuştuysam herkes hayran. Gençlere verdiği önem ortada. İşte Yaser, itirazı olan var mı? Şans bulduğu her maçta Hakan Şükür’den enstantaneler izliyoruz. Ümit Karan’ın küskünlüğünü ve isyanını nasıl insani yönden hallettiğini açıkça söyleyebilirim. Ya Lincoln, bu sezon kafasına saksı düşmedi herhalde! Her maç şiir yazmasında hiç mi hocasının payı yok? Hep korudu, arkasında durdu Brezilyalı’nın. Alman disiplinini Türk duygusallığıyla harmanlayarak öğrencilerinin kalbinde taht kurdu. Ve şimdi...

Onun için de bağırın

Evet; özür diliyorum Skibbe’den, sabırsız davranıp paçaları sıvadım diye. Artık söz taraftarda. Futbolcunuza gösterdiğiniz sevgi gösterilerinin başına hocanızı da koymanız gerek. Sonuna kadar hak ediyor çünkü. Ayrıca kimse Florya’ya girememek gibi bir sorunum olduğu ve bu yüzden bunları kaleme döktüğümü sanmasın. Hiç öyle bir sorunumuz yok. Ama önce insanız, sonra da gazeteci...