Arama

Popüler aramalar

Rüzgâr gibi geçti

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Biri doğduğum Kasımpaşa, diğeri büyüdüğüm, formasını giydiğim Galatasaray. Karmakarışık duygular... Neyse, biz maça geçelim.
Cenevre’deki yenilgiye rağmen, her baba yiğidin harcı olmayan 90 dakika tempolu futboldan sonra, dün akşam Galatasaray’ın nasıl bir performans göstereceği merak konusuydu. Acaba bir kaza daha olacak mıydı?
Kalli, defansif önlemini almış yorgun Servet yerine Bouzid, form sıkıntısı yaşayan Volkan’ın kulvarına Hakan Balta. Bir de Barış’ın defansa dönük yeni görevini sayarsak, taşların yerinden oynatıldığını söyleyebiliriz. Bu değişim Bouzid dışında olumlu yöndeydi. Diğer futbolcular sırıtmadılar ve görevlerini yerine getirdiler. Sanıyorum Bouzid’e zaman gerek. Biz tribünde, Song sahada partnerini aradı. Şaşırmayın, bu isim Servet idi...
İlk yarı saçma sapan toplarla geçti. Aklım ermiyor profesyonel futbolcusun, Olimpiyat Stadı’nda oynuyorsun. ‘Bu stadın nesi meşhur?’ diye sokaktaki çocuğa sorsan, söyler. Ayağının küreğini rüzgâra göre ayarlasana! Dağlar taşlar meşin yuvarlak doldu, ama Galatasaraylı kramponlar bir türlü kısa paslarla sonuca gidebileceklerini düşünemediler.
İkinci 45’te de tablo değişmedi. Sadece kaçan penaltının mimarı Ümit, bu sefer jeneriklere vesile olunca, skor da belli olmuş oldu. Hep şov yaparak galibiyet alamazsınız. Bu da büyük takım farkının resmidir.
Kasımpaşa’ya gelince, ‘beraberliği öp de başına koy’ düşüncesiyle maça başlarsan, üç puan sadece rüyalarını süsler. Bu kadar kötü gününde olan bir Galatasaray’ı bir daha böyle yakalama şansın yok. Belki 43 yıl sonra.
Rüzgârı bol, futbolu kıt bir maçı devirdik. Ne diyelim; iki komşu takımı, adeta İstanbul sınırında, bu şartlarda oynatanlar utansın.