Sabri-Ayhan-Mehmet-Aykut

Haberin Devamı ›
Umut fakirin ekmeği. Tren kaçtı belli ikinci mevki. Konuk ekip can derdinde, Galatasaray et. Bir de Mondragon’un rahatsızlığı maçın zorluk derecesine tuz biber. Merak ettiğim acaba İliç’in görev alanına Gerets’in kimi yerleştireceğiydi. İnanamıyacaksınız ama Belçikalı’nın tercihi; İnamoto. Kimse kusura bakmasın, Japon futbolcuyu topla hatta çarp, bir İliç etmez. Bileti kesilen İliç’i çok arayacaksınız çok. Sizde bu Japon’a çok taktın diyeceksiniz. ‘Adam asist yaptı. Necati’ye gol attırdı. Daha ne olsun?’ diye soracaksınız. Bende size, ‘Onu bir zahmet yapsın’ diyeceğim hatta bütün sezonun istatistiklerini çıkartacağım ve ‘Okan niye kulübede?’ diye soracağım. Neyse biz maça dönelim...Necati’nin golüne kadar iki farklı Galatasaray izledik. Birincisi; kelimenin tam anlamıyla yaprak dökümü. Oyunu sıkıştıran, ne yaptığını bilmeyen amatörler taburu adeta. Daha sonra kendini bulan Ayhan’ın oyunun kontrolünü eline alması, Sabri’nin müthiş bindirmeleri, Mehmet Topal’ın mükemmel performansı, Aykut’un Mondragon’u aratmaması... Artı geçen haftaki Necati-Ümit uyumunun bir anlamda uyanışı ve arka arkaya gelen goller... Tabii burada ilk 40 dakika bütün güçlerini sarfedip, pilini bitiren Rize’nin de payı büyük. Kolay değil, düşüyorlar ve panikteler. Ayrıca samimiyetle söylüyorum, bu durumu hiç hak etmiyorlar.Kaldı 5 maç... Şu görüntüyle Galatasaray’ın rakiplerinden aşağısı yok, hatta çok az bile olsa artısı var. Ne mi olur? Valla bu gidişle her şey olabilir. Bakacağız. Son kelimelerim iki takımın da taraftarlarına... Maçı hınca hınç dolduran, mağlubiyete düştüğü zaman bile tezahüratlarını esirgemeyen Galatasaray taraftarına ve maçın başında Hakan Şükür’ü yanlarına çağırarak, alkışlayan Rizeli seyircilere candan tebrikler. Nasıl alkışlamayalım ki, günden güne kaybettiğimiz değer duygularını tekrar yaşattınız bize...