Yine Lincoln

Haberin Devamı ›
Maçtan önce, yıllardır hasret kaldığımız seyyar köfteci Adalı’da Kocaelili taraftarlarla sohbet ediyoruz. Yönetimin sakat oyuncuları transfer ettiğini ve toplama bir takım kurduklarını söylüyorlar. Tek güvendikleri kişi, kalecileri Serdar. Öte yandan UEFA morallisi Galatasaray’ın şu güne kadar açılımı basit ve net. İsim zengini, futbol fakiri. Her ikisi için de dönüm maçı.
Galatasaray, tüm planını hücuma göre ayarlamış, öte beriyi düşünmeden. Skibbe ortayı beşlemiş, geçmişten ders alırcasına. beşlinin en koşanı Aydın. Onun da en büyük rahatsızlığı, son vuruşlarının basiret eksikliği. Yine de gayretine şapka. Şık golüne rağmen, Kewell klasığıyla kandırıkçı rolünde. Kondisyon eksikliği bariz. Anlayacağınız, bir varmış bir yokmuş. Bugüne kadar hep defansa iğne batırdık. Ortanın çuval yıldızını düşünmeden. Galatasaraylı futbolcular, tüm maç Körfez’e kamp kurdular. Ama kimse Beyoğlu’na uğramayı düşünmedi. Ev sahibinin kontraları her an skoru değiştirebilirdi. Bu nimetten sadece Taner yararlandı. Karşlığını, Baros verdi... İkinci 45’te yağmurun hızlanışı soğuk duş etkisi yapıyordu, Galatasaraylı kramponlara adeta. Tabii bunda ev sahibinin güveninin gelmesi ve kendi alanından çıkmaya karar vermesinin de etkisi büyüktü. Lincoln’ü unuttuk sanmayın. Sazı eline alan Lincoln, nefis bir asistle o ana kadar şanssızlıklar yaşayan Nonda’yı kendine getirdi. Ardından Baros ve Kewell’dan sağanak başladı. Lincoln demişken, sabah akşam Brezilyalı’yı eleştirmeyi iş edinenlerin şimdi niye eli varmıyor. Aaa suskunluk yakışmıyor size. Galatasaray, defansını düşünmeye karar verdiği an bu iş galiba olacak. Hele Lincoln böyle devam ederse, no problem...