Arama

Popüler aramalar

‘’10 Numara Diego‘’

Pereira, Guimares provasında hücum yoğunluğu olan bir kadro tercihi yaptı. Birinci bölgenin dışında savunma özelliği olan tek futbolcu Souza vardı 11’de. Diego, Alper, Sow, Fernandao, Nani gibi ofansif yönleri ağır basan futbolcularla takım savunması yapmak kolay değil. Hazırlık maçlarında sistem denemeleri çok doğal. Pereira’nı resmi karşılaşmalarda böyle riskli bir 11 tercih edeceğini sanmıyorum.

Diego ilk kez bir maça ağırlığını koydu. Brezilyalı Fenerbahçe’nin komutanı gibiydi. Defansa destek attı. Organizasyon ve top servisinde hatasızdı. Rakip ceza alanında gol kovaladı. Diego tam bir 10 numara gibiydi. İzleyenlere keyif verdi. Nani her iki çizgiyi de kullandı. Topla oynamayı seviyor. Ancak tek topu tercih ettiğinde, çok etkili oluyor. Nani mecbur kalmadığı pozisyonların dışında çalımı düşünmediği zaman, Fenerbahçe’nin hücum ağırlığı artıyor. Soğuk kanlı futbolcuya örnek gerekirse, Kjaer ilk sırayı alır. Oyun içinde çok sakin. Kontrollü ve disiplinli. Arkasında ki kaleciye de güven veriyor. Bu arada arkadan çıkardığı uzun paslarla da rakibi terse düşürüyor. Souza her geçen gün üstüne koyuyor.Özellikle defansif anlamda katkısı tartışılmaz. Takım arkadaşlarının özelliklerini benimsedikçe 2. bölgede vazgeçilmez olabilir. Ferrnandao yine istediği toplarla buluşamadı. 2’ye birlerde ve top saklamada başarılı olduğu kesin. Kenarlardan isabetli ortalar alırsa klasik gollerini sıralar.

19 Temmuz 2015, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Keşke plaketle uğurlansalardı‘’

Fenerbahçe Yönetimi, 5 futbolcusuyla yollarını ayırdı. Sözleşmesi biten Mert Günok, Selçuk Şahin, Bekir İrtegün, Egemen Korkmaz ve Pierre Webo ile masaya oturmayacaklarını kulübün resmi sitesinden duyurdular.

Selçuk Şahin takımın kaptanlarından biriydi. Tam 12 yılını Fenerbahçe’de geçirdi. Daum, Zico, Aragones, Aykut Kocaman, Ersun Yanal ve İsmail Kartal olmak üzere tüm teknik adamlar onu kadroda tuttu. Genelde kulübede oturmasına rağmen ayrılmayı düşünmedi. Sıkça tribün protestosu almasına rağmen, hiç sorun çıkarmadı.

Pierre Webo attığı krıtik gollerle Ersun Yanal dönemi şampiyonluğunda rol oynadı. Formda olduğu dönemlerde kulübeye çekildi ama hiç oralı olmadı. Küsmedi, çalışmaları aksatmayıp kendini sürekli hazır tuttu.

Bekir de uzun zamandır Fenerbahçe’de. Bazen banko şans buldu. Son yıllarında daha çok yedek kulübesinde oturdu. “Çık oyna” dendiğinde ise elinden geleni yapmaya gayret gösterdi. Sorunsuz futbolculardan biriydi.

Egemen tecrübesi ve hırsıyla yararlı oldu. Yoğun sakatlık süreci içinde forma aldı. Kendisini iyi hissettiği an verilen şansa hayır demedi. Dizindeki problemi Egemen’in kesintisiz oynamasını engelledi.

Ve Mert Günok. Son yıllarda Fenerbahçe alt yapısından yetişip yukarıya çıkan tek isim. Milli takıma kadar tırmandı ve henüz 26 yaşında. Ülkemizde en iyi 5 kaleci arasında yer bulacak formda.

Fenerbahçe Yönetimi istediği futbolcuyla yola devam eder. Kadroda düşünmediği isimleri de gönderebilir. Bu kulübün kendi tasarrufudur. Saygı duymak lazım. Ancak ayrılıkların da bir raconu vardır. Hele Fenerbahçe gibi asırlık camialarda ayrılıkların anlamlı, vefa duygusu içinde noktalanması beklentisi vardır. Mesela 5 futbolcu kulübe çağrılsa, hizmetlerinden dolayı teşekkür plaketi ile uğurlansa ne kadar hoş bir veda olurdu.

Çubuklu forma için yıllarca ter dökmüş oyunculara içten bir veda töreni çok mu görüldü?

Tamam, transfer döneminin yoğunluğu var. Ancak bu iş için bir yöneticiye görev verilemez miydi?

Taraftar ve camia hizmet eden futbolculara mini bir veda uğurlaması yapılmamasını yadırgıyor. Hiç değilse bundan sonra yaşanacak ayrılıklarda uğurlama yapılmasını istiyor.

21 Haziran 2015, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Mental çöküş‘’

Futbolcu, mental anlamda tükendi mi, saha performansı da aynı oranda erozyona uğrar.
Galatasaray'ın Beşiktaş'ı 2 - 0'la geçmesinden sonra Fenerbahçeli oyuncuların motivasyon ve moral bağlamında bozulduğu ilk yarıda açık şekilde gözüktü.
Kimse Fenerbahçe'den gümbür gümbür bir tempo ve performans beklemiyor.
Ortanın üzerinde mücadele, paslasma, yardımlaşmalı gol girişimi Başakşehir'i biraz ürkütürdü. Ama Fenerbahçe 2 - 0'dan sonrasını saymazsak, bu seviyeye çıkamadı.
İlk yarıda iki net pozisyon bulan Başakşehir oldu. Ancak bu ataklardan gol çıkmadı.
Fenerbahçe'nin ilk yarının sonlarına doğru biraz hareketlendiğini gördük. Ama rakibi fazlaca zorlayamadılar.
Başakşehir, ligin en az gol yiyen takımı. İkinci bölgede iyi organize oluyorlar.
Gol hattında, son paslardaki isabet sorunu, tehlike yüzdelerini düşürdü.
Fenerbahçe'nin ise son haftalardaki bölgesel kopukluk hastalığı Başakşehir önünde de kendisini gösterdi.
Savunma, orta alan ve hücum hattı, bir türlü senkronize olamadı.
Sow, önde hep tek kaldı. Orta sahada görev alanlar, Emre'ye yakın oynamamak için adeta inat ettiler.
Defanstaki kademe gecikmesi, bariz gözüktü. Ayrıca adam paylaşımı sıkıntısı, rakibe avantaj sağladı.
Fenerbahçe'nin yediği ilk golde, Uğur'un attığı sert ortada Mehmet Topuz, adaşının arkasında kaldı.
İkinci golde ise Visca, ceza alanı dışından şut atarken yakınında Fenerbahçeli yoktu.
Volkan Demirel'in çeldiği topu, Mehmet Batdal ağlara gönderirken, Batdal'ı marke eden yoktu…
Bu pozisyonlar Fenerbahçe'nin kafa olarak ligden koptuğunun net fotoğraflarıydı.
Aslında Eskişehir deplasmanında kaybedilen puanlar Fenerbahçe'nin şampiyonluk yarışında geride kalacağının sinyalini vermişti.
O karşılaşmadan sonra Fenerbahçe her maçında zorlandı. Mental çöküş de her geçen gün arttı…
Ve Sarı - Lacivertliler 4. yıldızı ezeli rakibine bıraktı.
Diego şık bir gol attı. Maçın hakeminin Mehmet Topuz'a gösterdiği kırmızı kart ucuzdu.
88'de Webo skoru eşitlerken bir umut ışığı yaktı.
Uzatma dakikalarında Alves ile Webo da kırmızı kart kervanına katıldı...

25 Mayıs 2015, Pazartesi 22:00
YAZININ DEVAMI

‘’Fenerbahçe finali istemedi‘’

Kupa maçlarında rakip sahada alınan 2-1’lik galibiyetlerin garantisi olmaz. Bu galibiyete güvenmek, teknik patron İsmail Kartal ve Fenerbahçe’ye ağır fatura getirdi. Yarı finalde Sow, Diego ve Webo ile başlamamak çok riskliydi. Çünkü bu üçlünün saha içi uyumu bilinen bir gerçekti.

Fenerbahçe’de topla buluşan oyuncu 10-15 metre yakınında arkadaşını aradı, bulamayınca da geriye ya da kaleci Mert’e pas yapmak zorunda kaldı. Ona da fırsat bulamadıklarında uzun toplara sığındılar. Böyle bir Fenerbahçe’nin tempo koyması, baskı kurması ve pozisyona girmesi imkansızdı.

İlk maçın skor avantajına bakarak Fenerbahçe çift ön libero ile önce savunma dedi. Miereles ve Alper de Fenerbahçe’yi gole taşıyacak isimlerdi. Kartal’ın bu taktiği tutmadı. Birbirine yakın duran ve çabuk ayağa pas yapan Bursaspor her fırsatta golü düşündü. Belluschi, Ozan ve Fernandao ikinci bölgeyi Fenerbahçe’ye bırakmadı. Volkan’ın sol bindirmeleri de hep tehlikeli oldu. Bursaspor akordiyon gibi açılıp kapanarak oynarken, soyunma odasına önde gitmesini bildi.

Fernandao cezayı kesti!

İkinci yarıda takımların oyun performansları değişmedi. Bursaspor final için ikiyi zorlarken, Fenerbahçe kendi sahasında kalabalık oluşturup, az adamla kontrataklara bağlandı. Yeşil-Beyazlılar’ın ilk golünde Bekir, Volkan’ı engelleyemedi. 2-0’ın sorumlusu ise Alves oldu.

Bölgesini terk eden Portekizli orta alanda topu kaybetti, bu hatanın cezasını Fernandao golle kesti. Rakip sahaya zorla giden Fenerbahçe iki farktan sonra tamamen oyundan kopunca üçüncü golü yemekten de kurtulamadı. Şampiyonluk yarışında Galatasaray’ın arkasında gelen Fenerbahçe, Ziraat Türkiye Kupası’na, Saracoğlu’nda çok kötü bir oyunla veda etti. Sarı-Lacivertliler, Başakşehir karşısına bu hava ile çıkar Şampiyonluk yarışında havlu atabilir.

22 Mayıs 2015, Cuma 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Fener'i Emre ateşledi‘’

İki çizgiyi iyi kullanması, Fenerbahçe’nin en etkili tarafı. Caner ve Gökhan gibi, bindirmeyi seven kanat oyuncuları çıkışlarıyla rakip defansları hep zorladılar.

Mersin deplasmanında Fenerbahçe nedense ilk yarıda bu üstün tarafını kullanamadı.

Sol önde görev alan Caner, daha çok içe Sow’un yanına doğru oynadı.

Formsuz Kuyt’ın Gökhan’ın partneri olması, bu oyuncunun performansını olumsuz yönde etkiledi. Bu durumda Fenerbahçe gol arayışlarını göbekten yapmak zorunda kaldı. Pek başarılı oldukları da söylenemez.

Mersin İdmanyurdu, ikinci ve üçüncü bölgedeki yabancıları ile Fenerbahçe savunmasını aşıp, gol aradı. Welliton iki kez direğe takılırken, karşı karşıya pozisyonda Volkan’ı geçemedi.

Kaleci Muammer’in kırmızı kart görmesi ile Mersin eksildi.

Hemen ardından İsmail Kartal, Webo-Emre hamlesini yaptı. Özellikle Emre’nin ateşleyici yapısı ile Fenerbahçe eski sistemi yakaladı. Gökhan-Caner bindirmeleri öne çıktı. Fenerbahçe tüm hatları ile Mersin sahasına yerleşti.

Sarı-Lacivertliler’in riskli galibiyet düşüncesi, rakibin kontra çıkışlarında pozisyon bulmasına neden oldu.

Mutlak kazanmaya kilitlenen Fenerbahçe’nin kesilemeyen baskısı Emre’nin şık golü ile meyvesini verdi.

Sarı-Lacivertli ekip, bu galibiyetle moral buldu. Ayrıca Şampiyonlar Ligi umudunu da son iki haftaya taşıdı.

Diego’ya da bir parantez açmak gerekiyor

Brezilyalı, 10 numara pozisyonunu doldurmak için alındı. Ancak 2-3 karşılaşma dışında bir türlü istenilen seviye çıkamadı. Birileri Diego’ya, vatandaşı Alex’in kasetlerini izletmeli. Diego belki Alex’i gördükten sonra o pozisyonda neler yapılması gerektiğini benimser ve uygular.

18 Mayıs 2015, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Fener'in işi Allah'a kaldı‘’

Fenerbahçe kendi ipini çekti... Maçın başında golü bulup, avantajı yakalıyorsun.

Oyunu forse etmek varken, sanki oyun bitmiş gibi, fren yapmak niye?
Şampiyonluğa oynayan bir takımın ürkek, mücadeleden uzak olması, sayısız top kayıpları yapması, pozisyon fakiri olması, baskı bahanesi ile izah edilemez.
Kayseri Erciyesspor ligde kalma mücadelesi veriyor. Onlarda telaştan eser yok. Mücadele düşüncesinden uzaklaşma diye bir dertleri de olmadı.
Fenerbahçe'den çok daha akıllı, koordineli ve istekli bir oyun koydular ortaya...
Pas trafiğinde de Sarı - Lacivertliler'in hep önünde kaldılar.

Savunma, orta alan ve üçüncü bölgeleri tam bir uyum içinde görev yaparak, Fenerbahçe'nin oynamasına müsade etmediler.
Şampiyonluk adayı Fenerbahçe'nin ne temposu vardı, ne maç konsantresi...
Anıl'ın kullandığı kornerde Egemen ile Alves ortada yoktu. Volkan topa çıkmayıp, seyretmeyi tercih etti.
Zoua, altı pastan elini kolunu salladı, topu kontrol etti. Ayak içi plase ile golünü attı. Etrafında bir Fenerbahçeli yoktu.
Bir çay söylemediği kaldı, siyahi oyuncunun...

İlk 45 dakikanın fotoğrafı çok netti. Fenerbahçe asla bir şampiyon adayı gibi değildi.
Kayseri Erciyesspor ise puan cedvelinin alt sıralarındaki takım havası vermedi.
Selçuk, organizasyonda Diego'ya yeterli desteği katamayınca, yerini Meireles'e bıraktı.
İsmail Kartal, Kuyt-Alper değişikliği ile ikinci kozunu da kullanarak başladı ikinci yarıya.
Taze kanlara rağmen Fenerbahçe'de küçücük bir kıpırdama bile yoktu.

Yardımlaşma, savunma desteği, isabetli pas trafiği olmadığı için arka arkaya üç pası yapanı mumla aradık.
Kayseri Erciyesspor ilk yarıdaki disiplinli oyunundan taviz vermedi.
Murat ve Sylla ön liberoda kusursuz performans sergilediler.
Oğulcan ile Yasin ise ikinci bölgede Fenerbahçe'ye nefes aldırmadı.
Konuk takımın savunma kurgusunda da hata oranı, neredeyse sıfır...
Bu tempodaki Fenerbahçe'nin gol bulup, maçı çevirmesi için tanrının mucizesi gerekiyordu.
Bitime yaklaştıkça, Fenerbahçe'nin panik atakları daha da arttı.
Topla buluşan her oyuncu rakip ceza alanına şişirmelerden medet umdu.

Sarı - Lacivertli isim isim sıralayıp, eleştirmenin anlamı yok. Çünkü iyiydi diyeceğimiz tek bir futbolcusu yoktu.
Fenerbahçe Şampiyonluk umutlarını aldığı bu beraberlikle hayli yitirdi. Sadece matematiksel olarak şansı var denilebilir.
Ancak rakibinden üç puan önde bulunan Galatasaray'ın bu saatten sonra Fenerbahçe'ye kendisini yakalama izni vereceğini düşünmek hayalcilik olur.
Beşiktaş, Akhisar Belediyespor maçını kazanırsa, şampiyonluk yarışı Galatasaray'la Siyah- Beyazlılar arasında geçer.

13 Mayıs 2015, Çarşamba 12:00
YAZININ DEVAMI

‘’Kartal'ın 3'lü denklemi‘’

Fenerbahçe, liderlerden biri olan Beşiktaş’ın 2 puan kaybetmesiyle, şampiyonluk için biraz daha umutlandı. Sıralamada Galatasaray’ın ensesine takılan Sarı-Lacivertliler’in morali düzeldi. Sivas deplasmanında
2 kez geriye düşmesine rağmen maçı koparmak, Fenerbahçeli oyuncuları mental anlamda da toparladı.

Ancak inatla Emenike’de ısrar edilmesi, kritik haftalarda telafisi olmayan kazaya neden olabilir. Son 4’e girildi ama Emenike hâlâ toparlanamadı. Elbette teknik direktör inandığı oyuncusunu kazanmak ister. Emenike verilen şansları kullanamadı. Arkasında durulması ve kendisine hep destek olunmasına rağmen karşılığını veremedi. Teknik sorumlu İsmail Kartal maalesef Nijeryalı’dan yana ektiğini biçemedi. Kartal artık Emenike ısrarına son verip Webo ile başlamalı. İhtiyaç duyulursa Emenike daha sonra kullanılabilir. Çünkü Emenike’yi kazanayım derken, işin içinde şampiyonluktan olmak da var.

Alper, geçirdiği sakatlık sonrası beklenen dönüşü yapamadı. Balıkesirspor ve Sivas maçlarında hiç katkısı olmadı. Topla buluşmamak için saklanıyor, sorumluluk almaktan adeta kaçıyordu. İsmail Kartal 2. yarılarda genç futbolcusunu çıkartmak zorunda kaldı. Alper geleceği olan yetenekli bir isim. Onu kulübede başlatıp maçın gidişatına göre sahaya sürmek belki daha yararlı olur.

Fenerbahçe son haftalarda kalesinde de sıkıntılar yaşadı. Volkan, Balıkesir maçında 45 metreden gol yedi. Sivas deplasmanında ise 30 metreden atılan şutu beklemediği için gole engel olamadı. Volkan Demirel kariyerinde bir kalecinin, uzak mesafelerden kaleye gönderilen toplar karşısında çaresiz kalması normal değil. Tamam, Berkan ve Cicinho iyi vuruşlar yaptılar. Ancak Volkan’ın konsantrasyon sorunu yaşadığı da bir gerçek. Milli kaleciyi bu dertten kurtarmak teknik sorumluların öncelikli işi olmalı. İsmail Kartal’ın önünde 3’lü bir denklem duruyor. Genç hoca doğru yolu bulup bu denklemleri çözmek zorunda.

12 Mayıs 2015, Salı 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Kovalamaca sürüyor‘’

Fenerbahçe için iki kırılma anı vardı maçta... Sarı Lacivertliler, erken yedikleri golün hemen ardından beraberliği buldu.

Diego'nun dengeyi getiren golü, Fenerbahçe'de moral motivasyonu toparladı. Cicinho'nun vatandaşı ve eski Fenerbahçeli Roberto Carlos'un Real Madrid'te oynarken kopyasını yaptığı gol vuruşu sonrası Fenerbahçe sendeledi.

Bu dakikalarda Burhan, Volkan'ın kalesinde olmadığı pozisyonda topu dışarı gönderdi. Burhan, cerçeveveyi bulsa, belki de Fenerbahçe bu maçı çeviremeyecekti.

İki takım da, tempolu başladı. İkinci bölgede kora kor mücadele vardı. Fenerbahçe ve ev sahibi Sivasspor gol için yoğun çaba harcadı.

Atıff-Mehdi ikilisi Sivasspor'un lokomotifiydi. Batuhan tam bir pivot santrfor görevi yaptı.

Burhan da arkadaşlarına katılarak, Sivasspor'un baskılı oyununda rol oynadı.

Fenerbahçe her fırsatta iki kenarı zorladı. Gökhan ile Caner, kanat bindirmeleri ve yaptıkları ortalarla Sivasspor savunmasını hayli zorladı.

İlk yarıdaki futbol heyecanınından Sivasspor 2-1 önde çıktı.

Puan kaybına hiç tahammülü olmayan Fenerbahçe, ikinci bölüme baskı ile girdi. Rakip sahada kamp kuran Sarı - Lacivertliler her türlü riski göze alıp, sadece gole odaklandı.

Webo'nun beraberlik sayısı, Fenerbahçe'yi daha da ofansif kimliğe soktu.

Kapanan Sivasspor kontratak oynamak zorunda kalırken, Batuhan bile baskı yüzünden defansın içine geldi.

Fenerbahçe, 87'de Sow'la istediğini aldı. Duran top organizasyonunda seken top altıpasta Sow'un önünde kaldı.

Senegalli dönerek yaptığı yerden vuruşla, Fenerbahçe'nin şampiyonluk ateşinin sönmesine izin vermedi.

İki kez geriye düşmesine rağmen, Sivas deplasmanından üç puanla dönmeyi başaran Fenerbahçe, bu moralle galibiyet serisini sürdürdü.

Sarı - Lacivertliler hedefe giden yolda şimdi rakiplerinin kaybetmesini bekleyecek.

09 Mayıs 2015, Cumartesi 21:00
YAZININ DEVAMI