Arama

Popüler aramalar

‘’Gönül'lü asker...'‘’

Kupalarda amaç, turu geçmektir. İlk maçta 1-1’lik skor çıkaran Fenerbahçe, rakibine göre avantajlıydı. Baskılı oynayıp, golü arayan taraf Eskişehirspor olmalıyken, mücadele tamtersi bir havada başladı. Fenerbahçe saldırıyor, Eskişehirsporlu futbolcular topu oyuna geç soktuklarında, zaman çalıyorlar diye tepki gösteriyorlardı. Oysa golsüz beraberlik Fenerbahçe’nin avantajıydı. SarıLacivertliler bu anlayışla Es-Es’e davetiye çıkardı. Ayağa çabuk ve iyi pas yapan KırmızıSiyahlılar, defans boşluklarını değerlendirip, ciddi fırsatlar buldu. Tello’nun attığı gol, kaptırılan topun ardından çabuk kontra çıkış sonrası geldi. Fenerbahçe’nin savunma kurgusu son maçlarda olduğu gibi Eskişehirspor önünde de bozuk düzende seyretti. Yobo, inanılmaz düşüşte, Egemen sadece hava toplarında etkili, Ziegler çok açık verirken, ofansif katkısı da yok denecek kadar azdı. Lizbon’da tekmeye kafasını sokan Gökhan, bayrağı Eskişehir karşısında da aldı. Arkadaşlarının açıklarını kapatan milli oyuncu, her fırsatta bindirip, isabetli ortalar kesti. Savunmanın da Fenerbahçe’nin de en etkili ismiydi. SarıLacivertliler ikinci bölge ve forvette de tat vermedi. Mehmet Topal, ezdiği toplar ve yanlış paslarıyla, Fenerbahçe’nin el freni oldu. Eskişehirspor takım oyunu düşüncesinde Fenerbahçe’den hep öndeydi. Defansta kontrollü durup, rakibe açık vermediler. Ortada ise ilk yarıda Alper, ikinci yarıda Tello, organizasyonda başarılıydı. Fenerbahçe, Salih ve Baroni’nin
girmesinden sonra kısa bir süre saman alevi gibi parladı. Bu ateş de SarıLacivertli ekibi toparlayamadı. Maçın uzaması, Fenerbahçe açısından sıkıntılı bir 30 dakika daha demekti. oyuna tempo getiremeyen, organizasyondan uzak, yorgun ve moralsiz bir takım için 90
artı 30 hiç de kolay değildi. Ancak Eskişehirspor da yorulduğu için iki taraf uzatmalarda fazla risk almadı. Alper’in mutlak pozisyonunda Mehmet Topal, kritik hamlesiyle golü önledi. Hemen ardından Baroni’nin plasesi üst direkten, kafa vuruşu yandan auta gitti ve finalumutları
penaltılara kaldı. Penaltı atışlarında Baroni, Kuyt, Webo ve Mehmet Topuz’la bariz üstünlük
sağlayan Fenerbahçe Trabzonspor’la final oynama hakkını elde etti. Fenerbahçe, Eskişehirspor karşısındaki oyun anlayışı ve mücadele anlayışı ile hafta sonu oynanacak
Galatasaray derbisi öncesinde karamsar bir tablo çizdi. Aykut Kocaman’ın 3 gün
içinde bu tabloyu değiştirmesi için hayli zorlanacağı kesin...

09 Mayıs 2013, Perşembe 20:00
YAZININ DEVAMI

‘’Moralsiz Fener'den bu kadar...‘’

Fenerbahçe bu handikaplar sonrası ligin dibindeki düşme bataklığından kurtulmak için son çırpınışlarını yapan İBB karşısına çıktı. Sarı - Lacivertli oyuncuların konsantrasyon erozyonu yaşadığı, maçın ilk dakikalarından itibaren kendini gösterdi. Futbolcuların bacakları öne doğru gitme eylemine, tam cevap veremiyordu. Ayrıca hızlı oyun, çabuk pas trafiğindeki hatalar, Fenerbahçe’yi sıkıntıya düşürdü. Uzun bir aradan sonra dönen Emre, doğal olarak tam kapasite ile oynayamadı. Mehmet Topal, Mehmet Topuz, Baroni merkez ekseninde de ilk yarıda çarklar istenen şekilde dönmedi.

Pozisyon üretmede zorlanan Fenerbahçe, savunma göbeğinde tandem hatasından kalesinde golü gördü. Egemen-Bekir ikilisi, Ömer Can’ı paylaşamayınca, bu oyuncu ilk yarıdaki tek net pozisyonu boş geçmedi.

İBB, 1-0’ın getirdiği avantajla oyunu kendi sahasında kabul etti. Savunmayı öne çıkartan Fenerbahçe, ikinci ve üçüncü bölgesi ile gol arayışlarına girdi. Ev sahibi, defansif anlamda disiplinli direniş gösterdi. Israrla sol çizgiyi kullanan Fenerbahçe, Caner ile Hasan Ali’nin kestiği toplardan istediği golü bir türlü çıkartamadı. Can Arat’ın liderliğindeki İBB defans bloğu, havadan ve yerden gelen ortalarda zamanlama hatası yapmadı, rakibe pozisyon fırsatı vermedi.

Moralsiz Fenerbahçe ikinci yarıda skoru değiştirmek için her türlü imkanı zorlamasına rağmen, bunda başarılı olamadı ve ligin bitimine 2 hafta kala Galatasaray’ın 10 puan gerisine düştü. Rakip kalede gol ararken Sarı-Lacivertliler, şansız bir ters vuruşla, skoru 2-0 yaptı ve Beşiktaş’a lig ikinciliği şansı yarattı. . Fenerbahçe, bundan sonraki haftalarda ligdeki ikincilik şansını tehlikeye düşürmemek için bir an önce toparlanmak zorunda...

06 Mayıs 2013, Pazartesi 20:00
YAZININ DEVAMI

‘’Futbol hata kaldırmaz‘’

Tecrübe abidesi bir takımda beklenmedik kişisel yanlışlar Fenerbahçe’nin kabusu oldu. İlk golde ofsayt beklentisinin getirdiği duraksamayı Gaitan affetmedi. Beraberlik sonrası Fenerbahçe daha iyi top yapan taraftı. Ancak hızlı oynamayı seven Benfica karşısında oyunu rolantiye alma yerine, ofansif tercih, sanki rakibin işine yaradı. Sarı-Lacivertli savunma göbeği ikinci golde zamanlama yanlışına teslim oldu. Serbest vuruş sonrası Cardozo topla buluştuğunda 3-4 Fenerbahçeli oyuncu arkasındaydı. Cardozo o kalabalığa rağmen topu kontrol edip yüzünü kaleye döndü ve gol vuruşunu yaptı. Avrupa’da yarı final yapmış bir takımın savunma kurgusunun böyle acemice hata yapma lüksü yoktur.

Meireles, Topal ve Webo olsa...

Fenerbahçe’de Meireles, Mehmet Topal ve Webo’nun olmaması küçümsenmiyecek bir dezavantajdı. Aykut Kocaman Selçuk’la merkezdeki sıkıntıyı gidermeyi hedefledi. Kocaman’ın doğru tercihini yine sakatlık bozdu. Selçuk aldığı darbe sonrası maça devam edemeyip yerini Mehmet Topuz’a bıraktı. Ardından da takım en iyisi savunmanın her bölgesine ‘Hızır’ gibi yetişip açık kapatan Gökhan Gönül sakatlandı. Selçuk-Gökhan ikilisinin devre dışı kalması Fenerbahçe’nin takım savunmasında güç kaybına neden oldu. İstanbul’da olduğu gibi Lizbon’da da futbol şansı Sarı-Lacivertli ekibin yanında değildi. Mücadele sonrası seken topların tümü Benficalı futbolcuların bulunduğu yerlere düştü. Turun gitmesine neden olan gol de böyle bir pozisyon sonrası oluştu. Uzun taç atışında Fenerbahçe telaş ve panik karışımı bir havada topu uzaklaştıramadı. Luisao’nun dokunduğu meşin yuvarlak savunmaya çarpıp Cardozo’nun dibine düştü. Golcü futbolcu bu fırsatı da affetmedi. Gol öncesi Yobo öne hızlı çıkış yapabilseydi Cardozo ofsayta düşecekti.

Avrupa Ligi’nde yarı final oynamak elbetteki önemliydi. Fenerbahçe’den herkes final biletini alıp dönmesini bekliyordu. Hele İstanbul’daki o müthiş 90 dakika sonrası tüm Sarı-Lacivertli camia buna inanmıştı. Benfica kendi saha ve seyircisi önünde de Fenerbahçe’yi ezemedi. Futbolun hatalar oyunu ve sabır istediği Lizbon’da bir kez daha görüldü. Benfica Fenerbahçe’nin hatalarını iyi değerlendirdi. Sarı-Lacivertliler sabırlı, soğukkanlı durabilse final biletini alan taraf olabilirdi.

03 Mayıs 2013, Cuma 20:00
YAZININ DEVAMI

‘’Krasiç ne zaman oynayacak?‘’

Boş boş koşuyor, aldığı topları ezmekte üstüne yok. Kayseri önünde 45 dakika sahada kalan Krasiç, ilaçlık tek olumlu hareket yapmadı. Sırp oyuncu ‘gelecek sezona yatırım’ olsun diye alınmadığına göre, taliplisi varsa en kısa yoldan elden çıkarmak, Fenerbahçe’nin hayrına olur. Teknik patron Aykut Kocaman, Benfica rövanşını düşünürek, Kayserispor karşısında yedek ağırlıklı 11’i tercih etti. Kocaman bu tasarrufunda çok haklıydı. Olası bir sakatlık final yolunda sıkıntı yaratabilirdi. İkinci adamlar da Kayserispor önünde genelde etkiliydi. Orhan Şam ile Krasiç dışındaki isimler, formanın hakkını vermeye çalıştı. İki etkisiz ismin yerine Kuyt-Sow doğru hamlesi, Fenerbahçe’yi daha da dinamik hale getirdi.

Kayserispor’un golü, basit defans hatası kaynaklıydı. Stoch, geçmişteki iyi maçlarını hatırlattı. Uzun süre oynamamasına rağmen Serdar, defansı ayakta tuttu. Mehmet Topal, iki yönlü oyunun sürekli içinde bulundu. Cezalı olmasa, Kayserispor performansıyla Mehmet Topal Lizbon’da çok iş yapardı.

Maçın ikinci yarısı tek kaleli bir oyun şeklinde geçti. Fenerbahçe, beraberlikten sonra galibiyet için tüm riskleri aldı. Doğal olarak kontrataklarda da kalesinde de teklike yaşadı. Sarı - Lacivertliler, seyircinin de desteğiyle Kayserispor takımına gözaçtırmadı. Krasiç ile Orhan Şam, sahanın kötüleri arasındaydı. Ancak Saracoğlu’ndaki en kötü isim, maçın hakemi Kuddusi Müftüoğlu’ydu...

Sarı - Lacivertliler, yedek ağırlıklı kadro ile de olsa, geriden gelip Kayserispor’u yenmeyi başardı. Oyun ve sonuç Benfica maçı öncesi moral açısından Fenerbahçe’ye iyi gelecektir...

29 Nisan 2013, Pazartesi 12:00
YAZININ DEVAMI

‘’Şimdi Benfica düşünsün‘’

Aimar, Ola John, Cardozo, Salvio şaşkına döndü. Meireles, tam bir lider edasıyla Fenerbahçe’yi organize etti. Webo-Sow ikilisi ise Jardel ile Garay’ın kâbusu oldular. Sarı-Lacivertliler, birinci bölgede de hatasızdı.
Saracoğlu’nda tek eksik, futbol şansıydı. Webo’nun kafa vuruşu çatala takıldı. İlk yarının son dakikasında Cristian’ın kullandığı penaltıda top direkte patladı. İkinci yarıda Kuyt’un gol vuruşunda yine direk öne çıktı. Bunlar yetmezmiş gibi, takımın merkezindeki lideri Meireles, sakatlanıp çıktı. Futbol şansı Fenerbahçe’nin yanında olsaydı, Benfica da İspanyol takımları gibi hezimet yaşayabilirdi.

Fenerbahçe’nin tempolu, baskılı, yüksek mücadeleli oyunu, ikinci yarıda da hız kesmeden devam etti. ‘Geliyorum’ diyen golün sahibi Egemen oldu. Golde bile top çizgiyi geçmeden önce, direğin hatırını sordu.
Penaltı kaçırdıktan sonra müthiş bir üzüntü yaşayan Cristian’ın tribün ve takım arkadaşlarından gördüğü destek, ikinci yarıdaki oyununa yansıdı. Brezilyalı’nın kazanma amaçlı mücadelesi, inanılmazdı.
Fenerbahçe, skor avantajını yakaladıktan son 2’yi de aradı. Ancak bir türlü istenen pozisyonu çıkaramadılar. Fenerbahçe evinde Benfica’yı 1-0 yenerek, final kapısını aralayan taraf oldu. Rövanşta Meireles, Webo ve Mehmet Topal’ın olmaması, Sarı Lacivertli ekip için büyük şanssızlık. Ama Fenerbahçe dünkü oyun kimliğini, deplasmanda da gösterirse, Benfica’nın işi hiç de kolay olmaz. Bir parantez de taraftarlara açalım; maç boyunca susmadılar. Sürekli destek sloganları atarak, galibiyete ortak oldular.

26 Nisan 2013, Cuma 20:00
YAZININ DEVAMI

‘’Beklenen oldu‘’

Bunun yanı sıra Fenerbahçe’nin Avrupa Ligi’nde yarı finale çıkması da Sarı-Lacivertli oyuncuların lig konsantrasyonunu da olumsuz yönde etkilediğini söylemek mümkün.

Yoğun trafik yorgunu Fenerbahçe Ankara deplabmanında uzun bir aradan sonra Gençlerbirliği’ne kaybetti. Kırmızı-Siyahlılar 90 dakika boyunca dirençli, yüksek mücadele anlayışıyla oynadı. Takım savunması olark da hatasıza yakın bir görüntü sergileyen Gençlerbirliği, haklı bir üç puanı cebine koydu. Ev sahibi takımda savunmada Ahmet ve Aykut, orta alanda Ermin Zec ile Petkoviç etkili oyunlarıyla galibiyette pay sahibi oldular. Ayrıca Vleminckx ön taraftaki performansıyla öne çıktı. Gençlerbirliği kontrollü başladığı maçı öyle tamamladı. 2-0 önde olmalarına rağmen takım savunmasından asla taviz vermediler. Fenerbahçe’nin rahat pas yapmasına, pozisyon üretmesine hareketli defans kurgusuyla set koydular.

Gençlerbirliği karşısında aldığı yenilgiyle şampiyonluk mücadelesinde ciddi avantaj kaybeden Fenerbahçe’nin yorgunluğu her halinden belliydi.Özellikle orta alanda bir türlü tempo yapamayan Sarı-Lacivertliler, pas trafiğinde de etkili olamadı. Topla oynama yüzdesi Fenerbahçe’nin elinde olmasına rağmen, bu avantaj pozisyon ve gole dönüştürülemedi. Bunun en önemli nedenlerinden ilki, final paslarındaki hatalardı. Rakip ceza alanı etrafına kadar gelen Kuyt, Caner, Salih, Meireles gol fırsatına dönüşecek paslarda isabet sıkıntısı yaşadı. Ayrıca Webo Gençlerbirliği defansı içinde adeta kayboldu. Fenerbahçe’de bir başka ilgnç durum ise, tüm oyuncuların kayarak düşmeleriydi. Bu durumlarda ciddi top kayıpları yaşanırken, rakibe gol fırsatları da verildi. Sarı-Lacivertli ekipteki bu görüntü, Gençlerbirliği tarafında malesef yoktu. Fenerbahçe iki farklı geriye düştükten sonra maçı çevirmek için oldukça çaba sarfetti. Ancak Gençlerbirliği’nin takım savunmasındaki başarısı, Sarı-Lacivertli ekibin gol bulmasına izin vermedi. Başkent ekibi gerek savunmada, gerekse hücumda Fenerbahçe’den daha kalabalık ve haraketli durma başarısını gösterdi.

Fenerbahçe bu yenilgiyle şampiyonluk şansını mucizelere bıraktı. Artık Galatasaray’ın önü açıldı. Sarı-Kırmızılı ekip bundan sonraki maçlarında sorunsuz, stressiz rahat olacak. Şampiyonluk yarışında ciddi yara aldı diye Fenerbahçeli futbolculara ve Teknik Patron Aykut Kocaman’a tepki koymanın doğru olmayacağını düşünüyorum. Sarı-Lacivertli ekip üç kulvarda mücadele ederek küçümsenmiyecek bir başarı yakalamıştır. Artık Fenerbahçe’nin önünde birinci sırada Avrupa Ligi var. Sonra da Ziraat Türkiye Kupası. Sarı-Lacivertli ekibin iki kupada da başarılı olma şansı yüksek. Bu nedenle Fenerbahçeli futbolcular yenilgiyi unutup kalan iki hedefe konsantre olmalı.

22 Nisan 2013, Pazartesi 20:00
YAZININ DEVAMI

‘’Salih Uçan girince‘’

Çünkü rakibin ayağa paslarla süratli çıkma işini çok iyi yaptığını biliyorlardı. Meireles-Selçuk ikilisi savunmanın önünde duvar ördü. Yobo tecrübesine kalitesini de katarak ceza alanı içinde Kozak ile Ederson’a nefes aldırmadı. Gökhan ve Ziegler de kenarlara iyi konuşlanınca, Lazio çaresiz uzak şutlara kaldı. Takım savunması, yardımlaşma, mücadele ve alan paylaşımında hatasıza yakın bir ilk yarı çıkartan Fenerbahçe, 45 dakika boyunca sadece bir pozisyon verdi; Ederson’un çerçeveye giden şutunu Volkan ayaklarıyla önleyerek gole izin vermedi. Sarı-Lacivertliler devreden sonra daha fazla kapandı. Lazio da daha agresif bir tutum takındı. Ev sahibi, kenar bindirmelerinde ısrar edip çok adamla yüklendi. Candreva, Gökhan üzerinden yaptığı her çıkışta sert ortalar kesip Fenerbahçe ceza alanını karıştırdı. Takım savunmasını Fenerbahçe orta çizgiye yakın kurabilse, İtalyan ekibi bu kadar rahat çıkma imkanı bulamazdı. Savunma disipliniyle öne çıkan Fenerbahçe, bir anlık gevşemenin faturasını ağır ödedi. Duran top organizasyonunda adam paylaşımı unutulunca Luliç affetmedi. Lazio öne geçince Petkoviç 2 defansif oyuncuyu çıkartıp, Lokari ile Klose gibi hücumcuları sahaya sürdü. Aykut Kocaman da yorulan Cristian’ı kenara alarak Salih silahını cepheye sürdü. Genç oyuncunun sahaya inmesinden sonra Fenerbahçe ilk kez Lazio ceza alanında gözüktü. Kuyt ve Salih organizasyonu sonrasında topla buluşan Caner, altın gole imza atıp İtalyan takımının umutlarını bitirdi.

Fenerbahçe karşılaşmanın büyük bölümünde Lazio’nun oynamasına müsaade etti. Oysa rakibin üzerine gitse golü daha erken bulur ve stres yaşamazdı. Avrupa Ligi’ndeki temsilcimiz Roma’da yarı finali söke söke aldı. 90 dakika boyunca çok az hatayla oynayarak bulunduğu yerin tesadüf olmadığını bir kez daha gösterdi. Bu nedenle Lazio karşısında forma giyen Fenerbahçeli futbolcuları yürekten kutluyorum. Fenerbahçe’nin tarihi zaferinin mimarı olan teknik patron Aykut Kocaman ve ekibine de şapka çıkarmayı unutmamak gerekir.

12 Nisan 2013, Cuma 20:00
YAZININ DEVAMI

‘’Meireles için fırsat‘’

Önemli maçlar öncesinde Aykut Kocaman, bu görevi büyük bir olasılıkla Meireles’e verecek. Portekizli orta sahada liderlik yapacak kalitede. Meireles Fenerbahçe’ye geldiğinden beri “maçın adamı” dedirtecek bir performans gösteremedi. Tam tersi gördüğü kartlar ve aldığı cezalar nedeniyle, arkadaşlarını yalnız bıraktı. Meireles için tamzamanı. Fenerbahçe camiasına kendini affettirmesi adına, tecrübeli futbolcuya önemli fırsat doğdu. Portekizli bu imkanı en iyi şekilde değerlendirip, kendi kariyerine bir yıldız daha eklemeli. Özellikle Lazio ile oynanacak Avrupa Ligi çeyrek final maçlarında Meireles’ten beklentiler büyük. Kötü olduğu dönemlerde bile Aykut Kocaman Meireles’e sahip çıktı. Israrla oynatıp kendisini bulması için destek verdi. Çünkü tecrübeli oyuncunun bilinen performansını yakaladığı anda, Fenerbahçe’ye ciddi güç katacağından kuşku duymuyordu.

Transfer haberleri

Fenerbahçe Süper Lig’de şampiyonluk iddiasını sürdürüyor. Ziraat Türkiye Kupası’nın en güçlü adayı. Avrupa Ligi’nde ise Lazio ile çeyrek final oynayacak. Üç kulvarda var olama başarısını gösteren tek ülke takımı Fenerbahçe. Teknik Patron Aykut Kocaman’ın bu süreçte tüm oyuncularına ihtiyacı olacak. Futbolun içinde her şey var. Sakatlık ve kart cezaları gibi. İşte Emre’den sonra Mehmet Topal ve Salih de sakatlandı. İkinci adamlara önemli işler düşecek. Ancak transfer dönemine daha çık varken, haberler çıkması ister istemez futbolcuların kafasında soru işaretleri oluşturuyor. Futbolcu grubunu maçlara motive etmek için yoğun mesai harcayan Aykut Kocaman’a yeni bir kapı açıldı. Tecrübeli hoca ek olarak transfer haberlerinden etkilenmemeleri için de oyuncularını rahatlatma uğraşı verecek. Mesela Selçuk, Mehmet Topuz ve Volkan’ın sezon sonu sözleşmeleri bitiyor. Bu oyuncuların transferi düşünmemesi imkansız. Hele birde kulüpten bir haber çıkmayınca kafalar ister istemez karışıyor. Aykut Kocaman’ın motivasyon seanslarının yanı sıra, Fenerbahçe yönetiminin de bu bağlamda futbolcuları rahatlatması gerekiyor.

Gençler gururlandırıyor

Yıllardır Fenerbahçe’nin alt yapıdan futbolcu çıkartamaması konuşulur. Geçmiş yıllara gittiğimizde akıllarda kalan isimler fazla değildir. Müjdat Yetkiner, CemPamir, Hasan Özdemir, Önder gibi isimler akla geliyor. Belirli dönemlerde A takıma oyuncular verildi. Nedense şans bulmalarına rağmen onlar kalıcı olamadılar. Fenerbahçe alt yapısından çıkıp Süper Lig’de Trabzonspor forması giyen tek isim sanırım Olcan Adın. Aykut Kocaman’ın gelişiyle gençlerin öne çıkması hızlandı. İki sezon önce Gökay İravul kadroya girdi. Bu sezon Recep Niyaz, Beykan ve Bucaspor’dan alınan Salih Uçan Samandra’ya yerleşti. Özellikle Salih üst düzey performansıyla en çok konuşulan isimler arasına girdi. Genç futbolcunun beklenmedik sakatlığı Fenerbahçe camiasını ve Teknik Patron Aykut Kocaman’ı fazlasıyla üzdü. Son olarak A takıma sinyal veren isim Aziz. 17 yaşındaki geleceğin yıldız adayı Üsküdar Anadolu ile oynan hazırlık maçında 2 gol atarak, Aykut Kocaman’a göz kırptı. Son dönemde gençlerin A takım seviyesine çıkması Sarı - Lacivertli camiayı hayli gururlandırıyor. Kulüp çevresinde üyeler her fırsatta gençleri konuşuyor.

Milli ara yaradı ama...

Mili maçlar nedeniyle liglere verilen ara Fenerbahçe açısından iyi oldu. Adale sakatlığı bulunan Webo tamolarak düzeldi. Golcü futbolcu Akhisar Belediyespor maçında banko oynayacak. Dizinde aşırı zorlanma teşhisi konulan Mehmet Topal’da ara nedeniyle toparlanma imkanı buldu. Mehmet Lazıo karşılaşması düşünülerek, Akhisar maçında risk edilmeyecek. Sol kasığındaki sakatlığı nükseden Emre’de ara sayesinde 2 haftalık zaman kazandı. Mavcut sakatların toparlanması açısında milli takım arası verimli geçti. Bunların dışında bir türlü toparlanamayan Krasiç ve Stoch gibi üst düzey futbolcular da bu süreçte kıpırdadı. Antrenmanlarda iyi çalışan Stoch-Krasiç ikilisi, hazırlık maçlarındaki oyunlarıyla da beğenildi. Bu gelişmeden hayli mutlu olan teknik kadronun sevinci kursağında kaldı. Fenerbahçe’nin en formda oyuncusu olan Salih’ten gelen kötü haber, Samandıra Can Bartu Tesisleri’nde keyifleri kaçırdı. İki Lazio maçının oynanacağı kritik süreçte, formda Salih’in yokluğu, Fenerbahçe açısında iyi olmadı.

29 Mart 2013, Cuma 19:00
YAZININ DEVAMI