‘’Kadro zenginliğinin keyfi‘’
Fenerbahçe alternatifli kadronun faydasını her fırsatta görüyor. Sarı-Lacivertli ekibin merkezinde oynayan Emre ve Mehmet Topal gibi banko isimler sakat. Ancak yerlerinde forma giyecek isimler en az onlar kadar kaliteli. Meireles, Salih, Baroni, Selçuk ve yavaş yavaş ısınan Sezer’in olması, teknik patron Aykut Kocaman’ın elini rahatlatıyor.
Kendini affettirmeli
Meireles’e bir parantez açmak lazım. Kalitesine, tecrübesine ve yeteneklerine diyecek yok. Ama Portekizli şuana kadar, Fenerbahçe’de ağırlığını hissettiremedi. Avrupa Ligi’nin yanı sıra Süper Lig’de aldığı cezalar yüzünden 3 kulvarda arkadaşlarını 8 maç yalnız bıraktı. Emre’nin yokluğunda Meireles, mutlaka liderliği almalı. Oyunu defansif ve ofansif anlamda yönlendirme kapasitesi yüksek olan tecrübeli yıldızın kendini affettirme zamanı geldi. Özellikle Lazio sınavlarında Fenerbahçe taraftarı ve teknik patron Aykut Kocaman, Meireles’ten çok şey bekliyor.
Kadroda fire yok
Fenerbahçe’nin 10’un üzerinde futbolcusu milli takımlara gitti. Şu ana kadar Egemen’in hastalığı dışında fire yok. Sakatlıkların olmaması, öncelikle Türk futbolu adına herkesin temennisi. Milli oyuncular, İstanbul’da kalan arkadaşları kadar dinlenme fırsatı bulamadı. Ulusal takımlarda iki maçta da 90 dakika oynayanları dinlendirme kararı, teknik patron Aykut Kocaman’a ait. Deneyimli hoca kadro zenginliğinin avantajını Akhisar Belediyespor maçında kullanabilir.
Zorlu bir süreç
Sarı-Lacivertliler’i önümüzdeki hafta sonundan itibaren yine zorlu bir süreç bekliyor. Akhisar Belediyespor, maçından sonra Fenerbahçe önce Lazio’yu ağırlayacak. Daha sonra Süper Lig’de bir karşılaşma daha yapacak olan Fenerbahçe, ardından Lazio deplasmanına gidecek. Geçmişte olduğu gibi Fenerbahçe’nin bu zorlu virajı başarıyla dönecek kadro yapısı ve oyuncu kalitesi var. Şayet, futbol şansı da Fenerbahçe’nin yanında olursa, Sarı-Lacivertliler 3 kulvardaki maratonda zafere doğru gidişini sürdürür.
Krasic ve Stoch
Yıldızlar topluluğu Fenerbahçe’de Krasic ve Stoch bu dönem henüz sahne almadı. Krasic, teknik sorumlu Aykut Kocaman’ın bir sezon önceki gözdesiydi. Bonservis bedeli, Fenerbahçe yönetiminin düşündüğü paraların üstünde kalınca Krasic transferi bu yıla sarktı. Sırp futbolcunun transferi Sarı-Lacivertli camiada büyük heyecan yarattı. Krasic’in Rusya ve Juventus performansı taraftarların iştahını kabartmıştı ama beklentiler istenilen gibi çıkmadı. Antrenman eksiği bulunan Krasic, sezon sonu şans bulduğu maçlarda kötü futboluyla şaşkınlık yarattı. Aykut Kocaman zorunlu olarak Krasic’i özel çalışmaya çekti. Yıldız futbolcu, henüz istenilen çizgiye gelemedi. Ama her geçen gün toparlandığı bir gerçek. Krasic, Rusya’daki oyun temposunu yakaladığı anda Aykut Kocaman’ın işi daha da kolaylaşır. Stoch da bu dönemin hayal kırıklığı yaratan bir başka ismi. Geçtiğimiz yıl Fenerbahçe’nin hücum gücüne renk katan, driplingleri ve uzaktan attığı gollerle tribünleri şenlendiren Stoch, bu sezon aranıyor. FIFA tarafından attığı gol 1 numara seçilen Stoch moralsiz, ayrıca kötü bir sezon geçiriyor. Slovak futbolcunun özel yaşam sorunu olduğu da kamuoyunda konuşuluyor.
Solu rahatlatır
Teknik patron Aykut Kocaman Stoch’u hazır görmedikçe, onu kadronun dışında tuttu. Takımda yer bulmadığı için morali bozulan Stoch’un Rusya’dan talipleri çıktı. Aykut Kocaman, oyuncusunu kazanmak istediğinden satılmasına onay vermedi. Milli maçlar nedeniyle verilen arada Stoch’un Samandıra’da hareketlendiğini gördük. Genç oyuncu geçen sezon olduğu gibi iyi bir çıkış yakalarsa Fenerbahçe’nin sol tarafına rahatlık getirir. Aykut Kocaman iki oyuncuyla da yakından ilgileniyor. Antrenman performanslarını ve özel yaşantılarını takibe alan Aykut Kocaman, şu an Stoch ve Krasic’ten memnun gözüküyor. Deneyimli hoca iki yıldızı da her an 18 kişilik kadronun içine atabilir....
‘’Fener'in golleri güzel‘’
Salih’in mükemmel golüyle öne geçen sarı - Lacivertli ekip, soğukkanlı ayağa çabuk paslar ve kenar yüklenmeleriyle skor üstünlüğünü arttırabilirdi. Ancak Fenerbahçeli futbolcular bunu kullanamadılar. Aksine kendi sahalarına çekilip adeta 1-0’ın üzerine oturdular.
Emre’nin sakatlanıp çıkmasında sonra Fenerbahçe’de düzen tamamen bozuldu. Savurma ile forvet arasında iletişimi iyi organize eden Emre’nin göreveni yapması gereken Meireles yürüyerek oynamayı tercih etti. Orta alanda sayısal hakimiyeti kuran ve aynı zamanda oyun açısından kontrolü ele geçiren Antalyaspor, özellikle ilk yarıda Fenerbahçe’ye zor anlar yaşattı. Ev sahibinin baskısı gol getirmedi. Beklenenin çok altında bir çizgide kalan Fenerbahçe, yine çalışılmış bir pozisyonla öne geçmeyi başardı. Caner’in ön direğe kesmesi, Gökhan’ın kafayla aşırtması ve Kuyt’un kaleciyi faulsüz hapsetmesi sonrası Sow topu ağlara bıraktı. Fenerbahçe’nin bilinen bu organizasyonuna önlem alınmaması, bir kenar yönetim hatasıydı.
Fenerbahçe ikinci bölümde biraz daha öne çıkarak, Antalyaspor’un ilk yarıdaki baskısını azalttı. Ancak kollektif anlamda bütünselliğe ulaşamadıkları için oyun kalitesi bağlamında vasat kaldılar. Sarı Lacivertliler iki kez bilinçli çıkış yaptı. Bu girişimlerin birinde Kuyt’un kafası üst direkten oöndü. Diğerinde ise Sow’un çerçeveye giden şutunu Sammy son anda kornerle önledi. Fenerbahçe bu galibiyetle zirve yarışında Galatasaray’ın ensesinde nefes almayı sürdürdü.
‘’Salih'in fendi, Plzen'e yetti‘’
10 dakikalık süre karşılıklı yoklamalarla geçti. Fenerbahçe’ye beraberlik yettiği için Sarı-Lacivertliler, kendi yarı alanına yığılıp, alan savunmasına döndü. Bu tercih Plzen’in iştahını kabarttı. 40-50 metrelik alanı direnç görmeden geçen rakip takım, belli bir süre oyunu tek kaleye çevirdi. Horvath-Daridaikilisinin organizasyonunda çizgilerden çok sayıda bindirmeler yaptılar. Salih’in, sakatlananMehmet Topal’ın yerine oyuna girmesiyle rüzgar tersine döndü. Genç oyuncu Fenerbahçe’yi tek başına öne çekti. Sinsice pozisyonu süzüp, golü atarak takımını adeta eziyetten kurtardı. Ayrıca servis görevinde de hatasız oynayan Salih, Fenerbahçe’ye hayat verdi. İkinci yarıda aşırı güven Fenerbahçe’ye az kalsın ağır bir fatura getiriyordu. Gemileri yakıp, her türlü riski alan Plzen karşısında anlamsız arkaya yaslanmalar Fenerbahçe’yi hayli sıkıntıya soktu. Baroni’nin kahreden performansı ve telaş nedeniyle yapılan kişisel hatalar yüzünden Plzen eşitliği yakaladı. Salih’in örümcek adam gibi her tarafa yetişmesi ve Selçuk’un inatçı mücadelesi, bir türlü Fenerbahçe’yi sakinmoda dönüştüremedi. Baskıyı yapan, pozisyon bulan bu yarıda Plzen oldu. Sarı-Lacivertli ekip son yarım saatte adeta öldü öldü dirildi. Aslında ilk yarıdaki 1-0’lık skor avantajı her şeyi kolaylaştırmıştı. Ancak Fenerbahçe’nin ısrarla savunmayı tercih etmesi kolayı zora soktu.Ancak turun 1-1’lik skorla gelmesi Sarı-Laciverli ekibe gelecek adına büyükmoral verdi.
‘’Mağlubiyetin izleri kaybolmuş‘’
Fenerbahçe-Plzen maçına gelirsek, şehirde önemli bir futbol karşılaşması oynanacak kokusu almadık. Herkes kendi işinde, gücünde... Ancak 50 ile 150 Kron arasındaki biletlerin neredeyse tamamının tükendiği belirtildi. İtalya'nın köklü kulüplerinden Napoli'yi iki maçta da yendikleri için Çek takımı taraftarları, Fenerbahçe karşılaşmasından da bir hayli umutlu. Çoğunluk Sarı-Lacivertli ekibi yeneceklerini iddialı bir şekilde dile getiriyor.
Stoch, Sivok ve Navratil'den dolayı Fenerbahçe, İstanbul ve Türkiye hakkında hayli bilgi birikimleri var. Şehirde dün Plzen taraftarlarına fazla rastlayamadık. Ama aynı şekilde Fenerbahçe taraftarlarını da gözlerimiz aradı. Ancak Fenerbahçe, Plzen'e geldikten sonra Sarı-Lacivertli taraftarlar caddelerde gözükmeye başladı...
Plzen'de bugün gündüz saatlerinde sıcaklığın 12-14 derece arasında olması bekleniyor. Maç saatinde ise 2 ile 7 derece aralığında bir hava sıcaklığı tahmini var. Yani Fenerbahçe için soğuk endişesi yok. Maçın oynanacağı Mesta Plzen Stadı'nın zemini hayli iyi. Bu durum Fenerbahçe açısından avantaj olabilir.
Sarı-Lacivertli ekip de Plzen'e iddialı geldi. Geçtiğimiz hafta sonu Beşiktaş derbisinde alınan son saniye yenilgisinin izleri kaybolmuştu. Futbolcuların yüz ifadelerinde bunu gördük. Hava şartlarının ve saha zemininin iyi olması da Fenerbahçeli oyuncular ile teknik patron Aykut Kocaman'ı bir hayli mutlu etti. Basına 15 dakika açık olan son antrenmanda futbolcuların istekli duruşları dikkatlerden kaçmadı. Oyuncu grubundaki genel kanı ve arzu ise İstanbul'a avantajlı bir skorla, keyifli dönmek.
‘’Moral zamanı‘’
Teknik patron Aykut Kocaman’ın 11 tercihi, yaptığı değişiklikler; Sarı-Lacivertli ekibin öne geçtikten sonra tempo düşürüp fren yapması, pozisyonlarda final paslarının yerini bulmaması İnönü’deki hasarın sebepleriydi. Fenerbahçe, kaybetmesine rağmen ezeli rakibi karşısında futbol adına iyi işler de yaptı. Futbol oyununun doğasında her sonuç olduğuna göre, Beşiktaş yenilgisine fazlaca takılmamak gerekir. Çünkü Fenerbahçe’nin iki gün sonra Avrupa Ligi’nde çok önemli bir sınavı var. Sarı-Lacivertli ekip, Viktoria Plzen’i elediği takdirde büyük bir olasılıkla final kapısını zorlayacak. İşte bu nedenle Beşiktaş mağlubiyetinin hüznünü kısa kesip, moral değerleri yukarıya taşımak zamanıdır. Süper Lig’in bitimine daha 10 hafta var. Zor gibi de gözükse 7 puan fark kapatılabilir. Ama Avrupa Ligi iki 90 dakika. Deplasmanda avantajlı bir skor BAKE Borisov benzeri turu getirebilir. İşte bu yüzden Beşiktaş mağlubiyeti bir an önce Samandra’nın dışına atılmalı.
Bu konuda teknik sorumlu Aykut Kocaman ve ekibi ile kaptanlara önemli görev düşüyor. Tecrübeli oyuncuların çoğunlukta olması Fenerbahçe’nin avantajı. Ayrıca Fenerbahçe Yönetimi ve Sarı-Lacivertli taraftarlar da, Plzen deplasmanı öncesinde moral takviyesi seanslarına destek vererek oyuncu grubuna serum olmalı.
‘’Orta sahanın zaferi...‘’
İlk dakikada Sow'un kaçırdığı ile başlayan pozisyon çokluğu, yağan sağnak yağmur gibiydi. Ayrıca tempo ve mücadele yönünden de, izleyenler oldukça zevk aldı. Sow ve Adrian kaçırdı, Egemen çizgiden çıkardı, Onur da az kurtarmadı.
İlk yarıda organize gelişler gol olmazken, beklenmedik anlarda top iki kez Trabzonspor ağlarına gitti. Kuyt, iyi kesse, belki Webo - Sow ikilisinden biri golü atacaktı. Hollandalı, Onur'a adeta geri pası verdi. Toptan kaçmak isteyen Bamba, bunu başaramayınca, Onur'un kucağına giden meşin yuvarlak, Bamba'ya çarpıp, filelere yuvarlandı.
Cristian'ın ceza alanı dışından attığı şut, bu kez Bamba'nın sırtından sekip, Onur'u yanıltarak ağlara gitti. Bamba'nın başına gelen böyle bir şanssızlık futbol sahalarında ender rastlanacak bir durumdu.
İlk gol, Bordo - Mavili ekibin gardını bozdu. 2-0'dan sonra ise Fenerbahçe oyunun kontrolünü çekip aldı.
Zemin kötü olmasına rağmen, Fenerbahçe ikinci bölümde pas yüzdesini artırdı. Ayağa oynanan çabuk toplarla Sarı - Lacivertliler maça istedikleri gibi ayar verdiler.
Emre ofansif, Mehmet Topal ise defansif yönden merkezi çok iyi kullandı. Cristian da forvet arkasındaki görevini, gereği gibi yaptı.
Fenerbahçe ayrıca sağ çizgide de üstün olan taraftı. Gökhan bindirmeleri ile Cehc ile Olcan'ı zor durumlara düşürdü. Çalışılmış şık bir gol yaparak, milli futbolcu iyi oyunun meyvesini aldı.
Fenerbahçe stresli gittiği kritik maçı iyi oyun ve farklı skorla kazanarak ligde de zirve yarışındaki iddiasını sürdürdü.
‘’Volkan ve savunma‘’
Teknik kapasitesi yüksek olan Emre ve Webo’nun takıma katılması , Fenerbahçe’de organize işlerin artmasını sağladı. Pas trafiğinde eziyet çeken Sarı - Lacivertliler, 2. bölgede duvar pasları, ayağa toplar ve hızlı oyunla tribünleri umutlandırdı. Orta alan ile forvet uyumu geride kalan maçlara oranla daha verimliydi.
Fenerbahçe önemli pozisyonlar yarattı. Ancak topu bir türlü çerçeveye gönderemediler. Kuyt penaltıyı direğe nişanladı. Webo ile Egemen bariz pozisyonlardan yararlanamadılar. Haftalardır düşüş içinde olan ve dün de sahanın kötülerinden olan Kuyt’a penaltı attırmak hatalı tercihti. Sarı - Lacivertli ekipte savunma ve kaleci Volkan zincirleme hataların mimarı oldular. Bekir - Egemen ikilisi, iki duran topta Eneramo’yu marke edemedi. İlk golde Eneramo boşa kaçıp orta şiddette bir şut denedi. Volkan topu altından kaçırdı. İkinci golde ise Eneramo hiç zorlanmadan kafa vuruşu yaptı.
Orta saha ve ileri uçta etkili olan Fenerbahçe bu kez savunma zaafı ve Volkan’ın yanlışlarıyla sahasında bir yenilgi daha tattı. Sivasspor kalabalık orta saha ve iyi bir takım savunmasıyla oyunu forse etti. Baskın hücum üzerine yoğunlaştılar. Hatayı iyi değerlendirip Saracoğlu’ndan hayati 3 puanla çıktılar. Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş’ın puan dağıttığı haftaların tümünde rakiplerine nazire yaptı ve 3 puan yüzü görmedi. Futbolda bariz pozisyonları kullanamayıp üstüne bir de penaltı kaçırırsan maç kaybetmen sürpriz olmaz.
Fenerbahçe; Volkan, Bekir, Egemen, Gökhan Gönül ve Kuyt gibi futbolcuların kötü oynamasını rağmen, kazanacağı bir maçı kaybetti. Bu yenilgi Sarı - Lacivertli ekip üzerinde ciddi bir baskı yapacaktır. Şayet toparlanma kısa sürede başarılamazsa Fenerbahçe zor bir sürece girer.
‘’Pas sıkıntısı‘’
Fenerbahçe’de biraz Meireles ve son maçlarda forma şansı bulan Salih Uçan teknik anlamda yetenekli. İsabetli pas oranı yüksek. Ama, Selçuk, Mehmet Topal hatta Baroni için bunu söylemek mümkün değil. Kenarlarda oynayan Kuyt ve Mehmet Topuz da isabetli top kullanmada yetersiz kalıyor. 2. Bölge ve kenar oyuncularından çıkan dengesiz toplar genelde rakibe ikram oldu. Atağa çıkarken yapılan pas hatalarında ise Fenerbahçe kalesi çok zor anlar yaşadı.
Sarı-lacivertli takımın saha içi düzeni çabuk ayağa pas üzerine kurulu. Ancak tekniği yüksek, adam eksiltme becerisi olan futbolcu sayısı yeterli değil. Rakip önde baskı yaptığında orta alanın çarkları işlemediği gibi, hata oranı da artıyor. Bana göre Fenerbahçe’nin iyi oynayamamasının en önemli sebebi bu. Emre ve Alex’li Fenerbahçe bu sıkıntıyı pek yaşamadı. Artık onlar yok. Verilen bir karar var ve ona saygı duymak gerekir. Ama Emre ile Alex’in yerleri boş kaldı. Meireles iki yönlü oynaması için alındı. Ama hâlâ ortaya çıkmadı. Salih bu görevi yapacak özellikte. Genç olmasına aldırmayıp ısrar edilmeli. Belhanda büyük bir ihtimalle olacak. Faslı yıldızın uyum sorunu ne kadar sürer bilinmez. Bence Salih-Meireles ikilisinin orta sahaya monte edilmesi Fenerbahçe’nin pas sorununu ortadan kaldırabilir.
Futbolda yıldızlar sınıfı sıralarında oturan oyuncular farklı olmak zorunda. Çünkü onlara diğerlerine göre daha yüksek ücret ödenir ve kulüplere maliyetleri ciddi yük olmuştur. Tecrübe, kalite, milli takım kariyeri bunlar tabii ki önemli. Ama fizik güç, teknik, isabetli pas yapma, top taşıma ve adam eksiltme gibi yetenekleri olanlar daha geçer akçedir.